Transfobik podcast’e Spotify eleştirisi

Elon Musk ve Alex Jones ile o unutulmaz röportajları yapmış olan ünlü podcast sahibi Joe Rogan’ın 100 milyon dolar transfer ücretiyle Spotify’a geçmesi hayli konuşulmuştu.

Haberin Devamı

11 yıllık bir geçmişi ve rekor izlenmeleriyle dünyanın en popüler podcast’i “The Joe Rogan Experience” Spotify’a geçtiği gün, Spotify’ın değeri 31 milyar dolardan 35 milyar dolara fırladı.
Bu transferle büyük kâr sağladılar yani.
1 Eylül itibarıyla 1500 bölümden oluşan bu seri Spotify’a açılmaya başladı.
Serinin tamamı yıl sonuna kadar tümüyle YouTube’dan kalkmış ve sadece Spotify’a özel hale gelmiş olacak.
Joe Rogan “Asla Spotify’ın çalışanı olmayacağım, aynı ekiple, aynı işleri yapmaya devam edeceğim” dese de Spotify tarafında kazan kaynamaya başladı bile.
Spotify çalışanları ırkçı, seksist ve transfobik buldukları Joe Rogan podcast’inin editoryal anlamda denetlenmesi ve gerektiğinde bazı bölümlerinin yayından çıkarılması, bazılarından önce ise izleyici için uyarılar konulması gerektiğini söylemeye başladı.
Bu taleplerin bir kısmı Spotify tarafından kabul edildi ve uygulanmaya başladı bile.
Ancak Spotify’ın “Biz karışmayız” dediği bazı durumlar için Spotify çalışanları ısrarcı olmaya devam ediyor.
Aktivist Spotify çalışanları bazı bölümlerin kırmızı çizgileri olduğunu söylüyor.
Bu aktivistlerin yanında onlar kadar sert olmayan ama onları haklı bularak destek çıkanlar da var.
Yıllık gelirleri 130 bin dolar gibi yüksek paraları bulan Spotify çalışanlarının kaçı aktivist tavırlarını sürdürecek ve iş bırakma konusunda ısrarcı olacak, bekleyip göreceğiz.
Eğer ısrarları sonuç verirse, “The Joe Rogan Experience” podcast’i Spotify’a taşınırken kaldırılan Milo Yiannopoulos, Gavin Mclnnes ve Alex Jones bölümlerine Abigail Shrier bölümü de eklenmiş olacak.

Haberin Devamı

Köpekler koronayı koklayacak

“Köpek giren eve melek girmez” diye “tu kaka”lanan köpekler, günlük yaşamımızda bize sevgi ve can yoldaş olmakla kalmıyor, deprem arama kurtarma çalışmaları gibi insanlığa hizmet edebilecekleri yerlerde hep başrolde yer alıyorlar.
MS hastalığı, bomba, uyuşturucu ve patlayıcıları koklayarak tespit edebildiklerini biliyoruz.
Şimdi yine işbaşındalar.
Bu kez hedef korona, Covid-19...
İngiltere’den Finlanda’ya, İspanya’dan Avustralya’ya kadar pek çok ülkede araştırma ekipleri köpekleri Covid-19’u koklayarak tespit etmeleri için eğitmeye başladı.
Sonuç almanın uzun zaman gerektirdiği kan ya da sürüntü testlerinden çok daha hızlı ve etkili olacağı söylenen bu yöntemin havaalanları, okullar ve bakım evlerinde kullanılması bekleniyor.
Finlandiya’da Helsinki Havaalanı’nda göreve başlayan dört köpek, yolcuların derilerine sürülen mendilleri koklayarak virüsün olup olmadığına işaret edebiliyor.
Köpeklerin Covid-19 testi yapabilecek hale gelmesi 2-10 ay kadar sürüyor.
Aldıkları koku virüsün değil, virüsün vücuda girmesinden ve hücrelere saldırmasından sonra vücutta meydana gelen kimyasal değişikliklerin kokusu.
Ve bu kokuyu belli bir cins değil, her cins köpek ayırt edebiliyor.
Kısacası yakında bir Covid-19 testi olarak görev yapan köpek ordularıyla karşılaşabiliriz.

Haberin Devamı

Evcil hayvanların sigarayla imtihanı

Kızım Tayga doğduğunda babası da sigarayı bırakmak zorunda olduğunu anlamış, bu yolda ilk adımı atmış ve yıllardır içtiği sigaradan kurtulmuştu.
Evde bir bebek varken sigara içilmezdi çünkü.
Aynı şey evdeki diğer çocuklar, yani evcil hayvanlarımız için de geçerli.
Türkiye Sigarayla Savaş Derneği (TSSD) ve Klinisyen Veteriner Hekimler Derneği (KLİVET) ortak bir açıklama yaparak sigaraya karşı savaşta güç birliği oluşturulmasının şart olduğunu, her canlının temiz ve sigarasız bir havayı hak ettiğini söylediler.
KLİVET Başkanı Tarık Akan şu açıklamayı yaptı:
“Kliniklerimize öksürük şikayetiyle gelen kedi ve köpek hastalarımızın çoğunda, evde sigara kullanma durumu söz konusu oluyor.
Özellikle kedi veya köpeğin burnu ke kadar kısaysa, etki o kadar artıyor.
Kedilerde durum biraz daha vahim.
Çünkü kediler sadece solunum yoluyla değil, aynı zamanda tüylerine yapışan partikülleri yalayarak da kendilerine sigara vasıtasıyla zarar verirler.
Bu alınan zehirli kimyasallar ağızda gelişen çok agresif bir kansere sebep oluyor ve bu durumdaki kedinin kalan ömrü en fazla 1 yıl olarak hesaplanıyor.
Lenfoma, evinde sigara içilen kedilerde, diğer kedilere oranla üç kat daha fazla görülüyor. Lenfoma olan kedi ise en fazla 6 ay yaşayabiliyor.
Bu nedenle Klinisyen Veteriner Hekimler Derneği olarak sigarayla savaşa biz de varız.”
Sigaranın evcil hayvanlara olan zararı bir yana, bir de çevreye verdiği zarar var.
Dünyada plastik kaynaklı kirliliğin en büyük kaynağı, ne naylon poşetler ne de pipetler. Asıl mesele bu sigara izmaritleri.
Bilimsel çalışmalar, 50 yıl boyunca günde 1 paket sigara içen bir tek kişinin 1.4 milyon litre suyun kirlenmesinden sorumlu olduğunu ortaya koyuyor.
Çocuklarımız, evcil hayvanlarımız, doğa ve dünyamız için sigaraya hayır!

 

 

Yazarın Tüm Yazıları