Paylaş
Gazeteci kafası tabii ki, ilk izleyen ve yazanlardan olmak için ilkine gider.
Tarkan’ın 31 Ağustos’taki ilk konserindeydim ben de.
Sonrakileri bilemem ama ilk konserde kıyafetler konusunda fazla olgun, renksiz bir Tarkan’la karşılaştım.
Griye boyanan merdivenleri eski gökkuşağı renklerine çevirmek için bu kadar uğraştığımızdan mıdır bilmem, Tarkan’ın sahneye çıktığı gri ceketi pek bir yavan geldi.
Tarkan sahnesindeki ışık ve sese ise diyecek yok; tek kelime ile mükemmel.
Prodüksiyona verilen önem ortada.
Sahnenin arkasına yerleştirilen iki dev ekranda Tarkan’ın yüzündeki gözenekler, ter damlaları, gözlerinin mavisinin içindeki noktacıklara kadar görünüyordu.
Tarkan sadece iyi şarkı söylemiyor, ayrıca çok da iyi bir oyuncu bence.
O dev ekranlardaki yakışıklı adamı izleyiciyi etkilemek için öyle güzel kullandı ki.
Uzaklara bakması, terini silmesi, gözlerini yumması, iç çekmesi.
İzleyiciyle birebir flört etmeden nasıl flörtöz olunurun kitabını yazabilir. Karizma da buradan doğuyor.
Tarkan özgüveninin göstergesi Harbiye’deki konserlerinde düetlere, özel şovlara gerek duymadan, tek başına sahneyi dolduruyor olması.
Öyle iyi bir solist, oyuncu, dansçı ve sosyolog ki Tarkan, izleyicinin röntgenini çekmiş. Daha ne Açıkhavalar doldurur tek başına.
En havalı doğum günü
Yalan Dünya’nın Eylem’i ve Vasfiye Teyze’si Gonca Vuslateri ile kısa bir süre önce tanıştım.
Ama pek bir kanımız kaynadı.
Sokakta gördüğü hasta yavru kediyi alıp tedavi ettirmek için oradan oraya koşturan birine benim kanım nasıl kaynamasın...
Ama hayvan sevgisi, duyarlılığı ayrı, onda herkeste olmayan şeytan tüyü de var.
Etkilediği bir ben değilmişim, doğum günü partisinde anlamış oldum.
Pazar gecesi Küçükçiftlik Parkı, doğum günü çocuğu Gonca Vuslateri’nin arkadaşlarıyla doldu.
Bir köşede Rıza Kocaoğlu, diğer yanda Model’in Fatma’sı (ara not; 10 şarkılık Model albümü ekim başında geliyormuş, çıkış slow bir şarkıyla olacak), Tolga Akyıldız, Can Bonomo, Oben Budak, Hande Ataizi, Atilla Özdemiroğlu ve Gonca’nın dizi arkadaşları.
Doğum günü için koca bir sahne kurulmuş, ama öyle derme çatma bir sahne değil, sadece ışık ses dünyanın parasıdır, siz organizasyonu düşünün artık.
Akşam 18.00’de sohbet muhabbetle başlayan parti, hava karardığında Gürcan Ersoy’un müthiş performansıyla ve sonrasında da gece davete katılan müzisyenlerin resmi geçidiyle devam etti.
Uzun zamandır böyle bir doğum günü görmemiştim.
Sanırım bu yıl herkes Gonca Vuslateri’ninkinden daha havalı bir doğum günü nasıl yapılır diye düşünecek.
Ama işleri çok zor!
Pascal Nouma neden 21’i seçti?
Pazar Kelebek için Pascal Nouma ile yaptığım röportaj, sadece Beşiktaş camiasında değil genelde de yankı uyandırdı.
Pascal çok zor bir çocukluk geçirmiş. Sınıf arkadaşlarının çoğu şimdi ya hapiste ya da yaşamıyor.
Sonrasında, ırkçılık, teninin rengine karşı önyargılar hayatına kara bulut gibi çökmüş.
Kolunda yazan “intikam”, ırkçılığa, ayrımcılığa karşı.
Ama bu onu kötülük yapmaya değil, başarılı olmak için çok çalışmaya itmiş.
Böyle bir hayattan gelen Pascal’ın duygusallığının kanıtı 21 numaralı formasının hikayesi beni çok etkiledi. Pazar günü yer kalmadığı için bugüne kalan o soru ve cevabını şimdi sizinle paylaşıyorum:
Beşiktaş’taki formanla, 21 numara ile özdeşleştin. Twitter hesabında bile 21’i kullanıyorsun. Nereden çıktı bu 21?
- Beşiktaş’a geldiğimde eski eşim ve kızım Fransa’da, ben Türkiye’deydim. Onlar iki, ben ise tektim. Ve sürekli onları düşünüyordum. İki ve bir, yan yana gelince 21 oluyor, 21’i seçmemin nedeni buydu.
Paylaş