Paylaş
Hepimiz çok sevindik, mutluluklar diledik, ömür boyu sürsün istedik.
Ama uzun süreli beraberlik ve evliliklerin kıskananlarının, hasetle yaklaşanlarının çok olduğunu unuttuk.
Öyle fenalar ki, içlerinde bile tutamayıp fotoğrafların altına kusanlar oldu.
Tanyeli de “iyi niyetli olanlar kadar kıskançlık ve fesatlık virüsü her yerini saran hastalar için yazıyorum” dedi ve ekledi “2014 yılında evlendiğim eşimle aile arası bir tören yapmıştık, düğünümüzü yapamamıştık, Avustralya kanunlarına göre de nikah yaptık, burada da yaşıyoruz ya ondan, merakgiller! Özellikle içinizdeki ruhunun çirkinliği yüzüne vuran gudubet hanımlar, siz de haklısınız, bu güzellik kıskanılmaz mı!”
Bir düğün fotoğrafının altına açıklama yazmak zorunda bırakanlar utansın artık.
Tanyeli’yi bilen bilir, kendinden çok etrafındakilerin mutluluğunu isteyen, sevgi dolu, yardımsever, dost canlısı biridir.
Ve bu nedenle bence hep mutlu olacaktır.
Tanyeli ve İlker’e benden ömür boyu mutluluklar, bir yastıkta kocamalar...
Ahmet Hakan’ın kedisi olmak!
Ahmet Hakan, kedisi Sekter’in miskinliğinden, şişmanlığından, geçimsizliğinden, asosyalliğinden bahsetmiş.
Her kedinin kendine has karakteri vardır tabii ama bu karakter biraz da sahibine göre şekillenir.
Ahmet’cim sen gün boyu yazı başında oturur, arada televizyonun önünden geçer, Sekter’le ilgilenmezsen olacağı budur.
Kedilerin iletişim, sevgi ve ilgiye ihtiyacı var, özellikle de evden dışarı çıkmayanların.
Ruhsal sağlık insanda olduğu gibi hayvanlarda da önemli!
Özen göstermek lazım.
Benim kediler tepemden inmiyor mesela.
Koşturuyor, mırlıyor, oyunlar oynuyor, uykudan uyandırıyorlar, aşırı sevgiden tırmalayıp ısırdıkları da oluyor, olsun, ben bayılıyorum bu hallerine.
Ahmet, sen de Sekter’le ilgilen, sev, okşa (sevmediğini düşünsen de devam et, doğru noktalara masaj yap), oyunlar oyna, hareketlendir.
Şımart biraz onu.
Nerede mi izledim!
Leonardo DiCaprio atı öldürdü mü” başlıklı Diriliş (The Revenant) filmiyle ilgili yazıma gelen okur yorumuna cevabımdır.
Recep Necmettin Yıldız, perşembe günü çıkan yazım için “Yarın vizyona girecek filmi siz nereden izlediniz?” diye sormuş, sorgulamış daha doğrusu!
Bilenler biliyor, bilmeyenlere söylüyorum; film şirketleri bu yazıların çıkması
için bir hafta öncesinden sinema yazarları için basın gösterimleri yapıyorlar.
Yani biz filmleri herkesten önce sabah saatlerinde bize özel ayrılan sinema salonlarında izliyoruz.
Ki önceden yazabilelim.
Bu kitap çok satar
Kıbrıs’ta yapılan ve Kelebek’in de ödül aldığı En Moda Ödül Töreni’nde meslektaşlarımız Kıbrıs Gazetesi Magazin Müdürü Orhan İsmailoğlu ve Havadis Gazetesi Magazin Sorumlusu Mustafa Özsoy da ödül aldı. Bu ödüller çok değerli çünkü magazin gazeteciliği yapmak bazen politika, ekonomi, spor, kültür sanat gazeteciliğinden çok daha zor.
İşin içine şov dünyası girince küseni, darılanı, yalan söyleyeni, tehdit edeni, aba altından sopa göstereni çok oluyor çünkü.
Magazin gazetecilerinin yaşadıkları bir kitapta toplansa iddia ediyorum çok satar.
Keşke biri önayak olsa da böyle bir kitap yapılsa.
Paylaş