Sevgili John...

Öğrencilik yıllarım. Körfez Savaşı öncesinde bizim sulardan geçen Saratoga Uçak gemisi ıstanbul’a geliyor.

Haberin Devamı

Taksim’de, o gemiden inen bir Amerikalı deniz piyadesiyle tanışıyorum.

Adı Rick (Pfeiffer).

Sapsarı saçları, deniz mavisi gözleri var.

İlk bakış o bakış; ilk görüşte aşk.

Sadece tek bir gün birlikte oluyoruz.

İstanbul kazan biz kepçe, Boğaziçi, Taksim, Beyoğlu, Çiçek Pasajı derken ayrılık vakti geliyor, Dolmabahçe’nin önündeki saat kulesinin dibinde ilk ve son veda gerçekleşiyor.

Avucumun içine asker künyesini koyuyor ve elleriyle kapatıyor.

Gözyaşlarım kuruyana kadar ağlıyorum ardından.

Sonrasında “Dear Rick...” diye başlayan mektuplar...

Üzerine parfüm sıkılan, öperek katlanan, içine resimler konan, hayaller kurduran mektuplar.

Rick’ten gelen, üzerinde Amerikan Ordusu yazılı mektupları anne-babamdan zar zor gizliyorum.

Körfez Savaşı zamanına denk gelen ve aylar, yıllar süren mutsuzluğumu da.

İki yıl boyunca her hafta mektuplaştığım ve aniden izini kaybettiğim Rick’i bir daha görmedim.

Ama hiç unutmadım da.

Yıllar sonra bana o günleri tekrar yaşatan bir film izleyeceğimi de hiç tahmin etmezdim doğrusu.

O filmin adı Sevgili John (Dear John).

Bizde yarın gösterime giriyor.

Askerdeki sevgili temasını anlatan bu film Amerika’da o kadar beğenildi ki vizyona girer girmez, 7 haftadır zirvede olan Avatar’ı tahtından etmeyi başardı.

11 Eylül döneminde geçen filmde savaş, askerlik, aşk ve tabii ki “Sevgili John...” diye başlayan bolca asker mektubu var.

Aynı benim yıllar önce yazdığım “Sevgili Rick...” diye başlayan mektuplar gibi.

Savaş, sevgili ve aşk temalı bu film dünyanın her köşesinde asker yolu gözleyenler ve sevgilisini özleyen askerlerin ortak duygularını yansıtması açısından aynen bir tutkal gibi.

Haberin Devamı

THY’den haber bekliyoruz

Siz de benim gibi uçağa biner binmez ilk iş olarak Boeing mi, Airbus mı, 737-800 mü, 310 mu diye önünüzdeki karta bakanlardan mısınız?

O zaman dikkatle okuyun.

Algıda seçicilik bu olsa gerek; geçen günkü gazetede gözlerimin faltaşı gibi açılmasına neden olan haber başlığı “Boeing’den 737 alarmı” oldu.

Amerikan havacılık otoritesi FAA, Ryanair’e ait bir Boeing 737-800’de meydana gelen yatay stablize arızasından sonra dünya çapında tüm şirketleri acil koduyla uyarmış.

Gelelim bunun bizi yakından ilgilendiren tarafına.

Pek çok havayolu şirketinde olduğu gibi THY’de de 737-800’ler bulunuyor.

Bizdeki sayı 51 ve bunlardan 10’unda arızada sözü geçen sistem bulunmakta.

Yani sık uçan biriyseniz denk gelme olasılığınız yüksek.

Benim ve benim gibilerin kendilerini toparlaması için THY’nin başlattığını açıkladığı kontrol işlemleri hakkında “kontroller tamamdır, sorun yok” bilgisi vermesi gerekiyor.

Ve de bunu bir an önce yapması gerekiyor.

Trabzon’dan korka korka yeni geldim, bu pazar Manisa’dayım, iki hafta sonra da uçak aktarmalı bir tatile gidiyorum.

Ve acaba hangi uçağa denk geleceğim diye kâbus görmek istemiyorum.

Kimsenin de görmesini istemiyorum.

THY’den haber gelir gelmez sizlerle paylaşacağım.

Haberin Devamı

3 boyutlu Titanik

Sizin de kulağınıza gelmiştir.

Evdeki televizyonlarımızla vedalaşma vaktimizin geldiği söyleniyor.

Çünkü kısa bir süre sonra evdekiler ‘out’,

3 boyutlu gösteren yeniler ‘in’ olacakmış.

3 boyutlu izleme farkı evlerimize kadar girecekken sinemada iki boyut kalmaz artık diye düşünebiliriz.

Hatta bunun ilk sinyalleri yavaş yavaş geliyor bile.

James Cameron, 3 boyutlu olarak izleyici önüne çıkarttığı Avatar’dan sonra 11 Oscar’lı Titanik’ini de 3 boyutlu olarak yeniden çekeceğini açıkladı.

Filmin vizyon tarihi, geminin batışının 100. yılı olan 2012 olarak veriliyor.

Cameron demişken, Avatar’ın özel kurgulanmış versiyonu da bu yıl sonunda sinemalarda olacakmış.

Avatar’ı bir kez daha görmek istiyordum, bu yeni versiyon iyi bir bahane olacak.

Yazarın Tüm Yazıları