Şarkıcıların Avrupa aşkı

Eskiden Kıbrıs böyleydi, şimdi Avrupa aynısı olmuş.
Nedenini düşünmeye bile gerek yok.
Euro kurunun şarkıcıları ve tiyatrocuları Avrupa turnelerine yönlendirdiği bir gerçek.
Avrupa şehirleri en az Türkiye’deki kadar farklı konser seçenekleriyle dolmuş ve bence artık taşmış durumda.
Pandemiden çıkılmasının etkisi elbette ki büyük.
Onca zaman evlerde kapalı kalınca insanlar sosyal kelebeklere dönüştü.
Konserler, tiyatrolar özlenmiş.
Gelgelelim, “Bu kadar çok konser bir süre sonra yerini boş salonlara bırakır mı” gibi deli sorular da aklımda dolaşmıyor değil.
Çoğu zarar azı karar derler.
Umarım bu furya bıkkınlık getirmez.

Orkestra sorununa çözüm var mı?

Avrupa’da konser veren şarkıcıların en büyük sorunu, orkestralarını yanlarında götürmekte zorlanması.
Vize sorununa başka yazıda girerim, vize alamayan o kadar çok orkestra var ki inanamazsınız.
Diğer yanda uçak bilet ve otel fiyatlarının fazla olması organizatörlere şu cümleyi kurdurtuyor: “Playback yapsanız ya da buradan bir orkestra ile çıksanız olmaz mı?”
Olmuyor işte.
Playback zaten çoğu şarkıcı için seçenek dışı, ne keyif ne de tat veriyor.
Gidilen yerdeki müzisyenlerle çalmak da büyük dert.
Çünkü ne yazık ki Avrupa’daki müzisyenler Türkiye’deki orkestraları mumla aratıyor.
Avrupa’da ciddi bir Türkçe repertuvara hakim iyi orkestra açığı var.
Bizim buradaki çocuklar Avrupa’ya gitse hem ciddi paralar kazanır hem de el üstünde tutulurlar.

Almanya’da kedi olmak

Almanya’da sokaklarda sadece köpek görebiliyorsunuz, o da sahipli.
Kedilerin hepsi evlerde.
Sokak kedisi diye bir şey yok.
İşte bu nedenle “Acaba Almanya’da kedi yaşamıyor mu?” diye sorası geliyor insanın.
Sorunca da şu cevabı alıyorsunuz:
Almanya’da köpekten daha fazla kedi var, bu oran yüzde 52 ama kediler evlerde olduğu için ülkede sadece köpek var gibi görünüyor.
Berlin’de ise durum biraz farklı.
Şehirde 10 bine yakın sokak kedisi bulunuyor.
Ve üremenin artmaması için yeni kanunlar yolda.
9 Haziran itibarıyla sadece kısırlaştırılmış ve çipli kedilerin dışarı çıkmasına izin verilecek.
Kedilerini kısırlaştırmak istemeyenler ise sokakta onları tasmayla gezdirmek zorunda.
Devlet sokakta kısırlaştırılmamış bir ev kedisine rastlarsa kısırlaştıracak ve ameliyat ücretini de kedinin sahibine ödetecek.

Unutulmayan bir film repliği

“Bilinmeyen yerleri bulmak için önce kaybolmak gerekir, aksi halde herkes nerede olduğunu bilir.” (Karayip Korsanları 3)