Paylaş
Filmi izleyince anladım; iki kat (duble) aksiyon, terör ve silikon demekmiş.
Silikon kısmı en fazla göze batan unsur aslında.
Havuzda, denizde, kaydırakta, bikinili ve hatta yarı çıplak olmak üzere silikonlu kadınlar geçidi izliyorsunuz.
Filmin silikonlardan kalan kısmında ise aksiyon, korku ve komedi var.
Pirana saldırılarının parodisini izlerken önce biraz korkuyor, arada da gülüyorsunuz tabii.
Piranaların 3 boyutlu olarak saldırmasının ayrı bir görselliği ve etkisi var.
Sivri dişlerin üzerinize üzerinize gelmesi, sizi koltuğa yapıştırmak amaçlı.
Amacına ulaşıyor da.
Senaryo “Testere” (Saw) serisinin yazarları Marcus Dunstan ve Patrick Melton’a ait.
Filmin kadrosunda “Kara Şimşek”in yıldızı David Hasselhoff da var.
“Piranha 3DD” için daha çok genç kuşağın ilgisini çekecek sulu, silikonlu, aksiyonlu, gerilimli bir film diyebilirim.
Hadi İstanbul tatile!
Karayolları Genel Müdürü Cahit Turhan, köprünün bakıma alınmasının ardından felç olan trafikten şikayet eden biz İstanbullular’a tatile çıkmayı tavsiye etti; “İmkanı olanlar şehri terk etsin!”
Aynen “bey, bugün evde temizlik var, sen bir zahmet dışarı çıkıver” diyen kadınlar gibi.
Ya da “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” (kraliçe pasta derken makarnayı kastetmiş bile olsa anlam değişmiyor) diyen Marie Antoinette...
Sayın Turhan, sizin bu önerinizden sonra otobüsler, uçaklarda yer kalmamıştır, İstanbul çıkış yolları dolmuştur, olur da önümüzdeki günlerde tatile gidemezsek ne yapalım?
İmkanı olanlar deniz taksi kullansınlar mı?
Ya da işi gücü bırakıp evlerinde mi otursunlar?
Hatta kanatlanıp Boğaz’ı uçarak da geçebilirler.
Uygun mudur, sizden haber bekliyoruz...
Lokantaları geziyoruz
Milliyet Cadde’den Ali Eyüboğlu’na ve Nusret Steak House’dan İlkay Ünal’a bir yandan kırıldım bir yandan da teşekkür ettim.
Ali Eyüboğlu, “İlkay Ünal’ın bir fikri var, belki bir yetkili çıkıp sahiplenir. Büyük restoranlarda çöpe giden et ve kemikler toplansa ve bir aracı vasıtasıyla barınaklara götürülse” diye yazmış.
Demek ki ikisi de HAÇİKO olarak iki yıldır bu görevi üstlendiğimizi atlamışlar.
Aracımız, her gün Goody’den aldığı mamaları ve lokantalardan aldığı yemek artıklarını orman ve barınaklara taşıyor.
Nusret Steak House’den İlkay Bey yeter ki yemek artıklarını bizim için biriktirsin, hemen gelir alır, dostlarımıza ulaştırırız.
NOT: Bu arada yeri gelmişken belirteyim, araç sponsorluğu önümüzdeki ay sona eriyor ve HAÇİKO’nun acilen yeni bir sponsor markaya ihtiyacı var.
Destek vermek isteyen firmalar, bize benim mail adresimden ya da www.haciko.org sitesinden ulaşabilir.
Pet şişe deyip geçmeyin
CNN TÜRK’ün yeşil sesi Güven İslamoğlu ile 150 çevre gönüllüsünün katıldığı flash mob uygulamasını izledim ve ayakta alkışladım. Şahane bir fikir ve uygulama.
İzlemeyenler için kısaca anlatayım; Güven İslamoğlu bir alışveriş merkezinde elindeki pet şişeyi bilerek yere atıyor ve yürüyüp gidiyor.
O ve 150 çevre gönüllüsü, pet şişeyi kim yerden alıp çöp kutusuna atacak ve geri dönüşüme katkıda bulunacak diye beklemeye başlıyorlar.
İnsanlar geliyor, geçiyor, şişeyi ve geri dönüşüm kutularını yan yana gördükleri halde oralı bile olmuyorlar.
Ta ki o duyarlı kadın eğilip şişeyi geri dönüşüm kutusuna atana kadar.
İşte o anda 150 yeşil şapkalı çevre gönüllüsü ortaya çıkıyor ve o kadını alkışlamaya başlıyor.
Filmin sonunda “Dünyada her 5 dakika 2 milyon pet şişe üretiliyor. Pet şişe geri dönüşümü en zor maddelerden bir tanesi. Kolay üretiliyor ve çok tüketiliyor. Bir pet şişe denizde 550 yıl, karada 1000 yıl yaşıyor. Dünyamız pet şişe çöplüğüne döndü, bir pet şişeyi sokağa atarken bir kez daha düşünün” diyor Güven İslamoğlu.
En büyük alkış ona ve 150 çevre gönüllü-süne.
Paylaş