Paylaş
Ödüllerle ilgili gidişatı önceden köşemde de yazmıştım zaten.
86. Oscar töreninde tahminlerimin hepsi tuttu.
6 bin Akademi üyesi sıfır sürprizli kararlarla bekleneni verdiler.
Ödüller “12 Years a Slave” ve “Gravity” arasında paylaşıldı.
Diğer yanda ise “American Hustle” sıfır çekti.
Geceye 10 adaylıkla gelen “American Hustle”, geçen yıl 12 adaylıktan sadece iki ödül çıkarabilen “Lincoln”den de beter oldu.
Aşağıda detaylarını yazacağım ama 86. Oscar töreninin özeti “Gravity”, “12 Years a Slave”, Ellen DeGeneres, töreni sabaha kadar izleyen bizleri acıktıran pizza ve RT rekoru kıran selfie’den ibaretti.
Brad Pitt’in Oscar’ı
Amerikan tarihinin utanç yapraklarında yazan köleliği konu alan “12 Years a Slave” aslında bir İngiliz yapımı.
Hollywood’un suskun kaldığı konu, bir İngiliz yönetmen olan Steve McQueen’in gözünden sinemaya aktarıldı.
Bu arada parantez açıp söyleyeyim, kölelik konusunda İngilizlerin de çok masum olduğunu düşünmeyin.
17. yüzyılda İngiliz köle tacirleri 3 milyon Afrikalıyı Amerika’ya taşımıştı.
Amerika’da gerçekleşen bu insanlık ayıbı İngiliz sinemacılar tarafından beyazperdeye aktarılsa da filme Amerika’dan da destek geldi.
Plan B şirketinin sahibi olan Brad Pitt, filmin hem ortak yapımcısı hem de küçük bir rolle de olsa oyuncusu oldu.
Ve Brad Pitt yıllardır oyuncu olarak alamadığı Oscar ödülünü bu film sayesinde yapımcı olarak bir kez daha kucakladı.
Bir kez daha diyorum, çünkü Pitt’in yapımcısı olduğu “The Departed” (Köstebek) 2006 yılında ‘en iyi film’ dalında Oscar almıştı.
Açlık Oyunları benzetmesi
Ellen DeGeneres; Oscar töreninin açılış konuşmasında “İnsanlar sevgi, arkadaşlık, aileye sahip değillerse şov dünyasına giriyorlar” diyerek taşı gediğine koydu.
Sonrasında da durmadı, geceyle ilgili “Burada yarışmıyoruz, eğleniyoruz işte, bu bir kutlama” geyiğine son noktayı şu şahane benzetmeyle koydu: “Açlık Oyunları!”
Jolie seksapeli
Hepiniz biliyorsunuz; Angelina Jolie meme kanserine karşı tedbir alma amacıyla göğüslerini aldırıp silikon taktırmıştı.
Nasıl olacak diye düşünüyorduk tabii, eskisinden çok daha seksi olduğunu görmüş olduk.
Yine düştü
Ellen DeGeneres geçen yıl ödülü almak için sahneye çıkarken düşen Jennifer Lawrence bu yıl yeniden yere kapaklanınca topu kaçırmadı. Lawrence için yaptığı “Bu gece kazanırsan biz Oscar’ı sana getirmeliyiz” esprisi iyiydi.
Ya kaybedenler? Kahretsin!
Biz hep kazananlara odaklanıyoruz. Onları görüyor, onların Oscar konuşmalarını dinliyoruz. Ya kaybedenler?
Aslında tören sırasında en büyük oyunculuk sınavını onlar veriyor. Ellerinden bir ödül kayıyor, içleri ağlıyor o anda.
Ve tüm bu duygularını belli etmeden, mutsuzluklarını çaktırmadan, medeni bir şekilde kazananı etkilemeye çalışıyorlar.
Bu konuda içi dışına çıkan tek kişi Samuel L. Jackson’dı. Ödülü Martin Landau aldığında “Kahretsin” kelimesini içinde tutamamıştı...
Paylaş