Öfke patlaması remix oldu

Çekim sırasında ışıkçının dikkatini dağıtmasına sinirlenen Bale, öfke patlaması yaşayıp, bağıra çağıra küfrediyor.
Kaç kere küfür ettiğini sayamadım ama bu kadar kısa zamanda bu kadar küfür duymadığımı çok iyi biliyorum.
Bu adam ilk filmini çeken bir çömez olsa böyle davranabilir miydi acaba?
Ünlü olmuş, Yarasa Adam olmuş, ama adam olamamış işte.
Gözümden düştü.
Daha da sevmem onu!
Not: Fırlamalık parayla değil. Hiç vakit kaybetmeden Christian Bale’in öfke patlamasının remix’ini yapıvermişler. Önce yukarıda verdiğim bağlantıdan orijinal konuşmayı sonra da http://www.revolucian.com/baleout-download.html adresinden Bale Out adlı bu remix’i dinleyin. Buradaki müziğe ve yaratıcılığa bayılacağınıza hiç şüphem yok.

Kartopu böyle yapılır

Yağmuruyla meşhur olan ıngiltere kara teslim oldu. Ülkeye 18 yıldır böyle kar yağmamış.
Ulaşım felç (sadece bizde olmuyormuş demek ki), okullar tatil.
Ama o soğuk bildiğimiz ıngilizler çocuklar gibi şenler.
Kızak satışları patlamış durumda.
Hatta gazetelerde “Kartopu nasıl yapılır?” başlıklı makaleler bile yayınlanıyor.
Görmemişe kar yağınca böyle oluyor herhalde.
Yine de itiraf edeyim; kartopunun inceliklerini anlatan yazı pek bir ilginçti.
Bahsetmeden geçemeyeceğim kadar.
Kartopu denince bizim aklımıza hızlı gitsin ve can acıtsın diye içine taş koyduğumuz kar yumakları gelirken bakın ıngilizler kartopu için neler döktürmüşler:
“Yeni yağan pudra kıvamındaki kardan kartopu yapılmaz. Çünkü içinde yeterli nem yoktur. Kartopu için ideal sıcaklık ‘0’ derecedir. Hava daha soğuksa kartopu yapmak için sıcak bir zemin arayın. Örneğin kontağı yeni kapatılmış bir araba. O da yoksa sabırlı olun. Yere yatın ve vücut ısınızın karın sulanmasını sağlamasını bekleyin. Kalktığınız yerdeki kardan kartopu yapabilirsiniz. Karın çok olduğu bir yerdeyseniz, yüzeydeki birikimi atlayın ve elinizi daha derinlere daldırın. Buradaki kar, kartopu için ideal olandır. Doğru karı bulduktan sona sıra geldi kartopunu yaratmaya... Karı iki elinizin arasında bir böceği öldürmeden hapsediyormuşcasına kapatın. Ve ellerinizi yavaş yavaş sıkmaya başlayın. ıyi bir kartopu için baskı ne çok ne de az olmalı. Doğru baskı için biraz pratik yapmanız gerekli. Ve işte artık siz de bir kartopu sanatçısı oldunuz.”
Bu makale bir tabloid’den değil, ıngiltere’nin en saygın gazetelerinden olan The Guardian’dan alınma.
şaka değil, gayet ciddi yani!

Kampüste Çıplak Ayaklar

Kimi reklam çeker, parasını filme aktarır. Kimi de dizilerden kazandığı parayla sinemada hayallerini gerçekleştirir.
Ve aşkla yapılan her işte olduğu gibi burada da başarı gelir.
Çoğunluğun Hatırla Sevgili’nin Ahmet’i olarak bildiği Cansel Elçin de aynen böyle yapıyor işte. Cansel, yönetmenliğe Kelebek adlı kısa filmle ısınmıştı.
şimdi de ilk uzun metrajı Kampüste Çıplak Ayaklar için kamera arkasında.
Kültür Bakanlığı’ndan da destek alan film, Meltem ınan’ın kitabından beyazperdeye uyarlanıyor.
Üç genç kızın olgunlaşma hikayesi olarak özetlenebilecek film için Hindistan ve Fransa’da yapılan çekimler tamamlandı.
şimdi sıra ıstanbul sahnelerinde.
Cansel Elçin yönetmenliğini yaptığı filmde oyuncu olarak da kamera karşısına geçiyor.
Hem bir Hint tanrısını hem de hayali film çekmek olan ama bunu bir türlü gerçekleştiremeyen bir öğretmeni canlandırıyor.
ışin ironisi de bu olsa gerek!
Ekim ayında vizyona girmesi planlanan Kampüste Çıplak Ayaklar, Fransa’da oyunculuk yaptıktan sonra Türkiye’ye gelen Cansel Elçin’in komedi gücünü ve sinema duygusunu ortaya çıkaracak film olacak gibi.
Daha şimdiden sezonun en merak ettiğim yapımları arasına girdi bile.