Ödüller ve eşlere teşekkürler

En İyi Yardımcı Kadın ödülü için Anne Hathaway, erkek için ise Christoph Waltz kesin gözüyle baktıklarımdı.

En İyi Film Ödülü’nün Argo’ya gitmesi bazı sinemaseverler tarafından tepkiyle karşılandı. Oscar’ı bir daha izlemem diyenler bile var. Onlara diyorum ki, görünen köy kılavuz istemez, yazmıştım, başından belliydi.

En İyi Yönetmen ödülü iyi ki Pi’nin Hayatı ile Ang Lee’ye gitti. Richard Parker’ımı böylece daha çok kişi izlemiş olacak.

En İyi Kadın Oyuncu’yu kim alır sorusuna Jennifer Lawrence demiştim. Ama yine de bu kategoride kalbim Aşk filminin 85 yaşındaki oyuncusu Emmanuelle Riva ve Düşler Diyarı’nın 9 yaşındaki sevimli ufaklığı Quvenzhane Wallis’te kalmadı değil.

Törenin kırmızı halı detayları ve Seth MacFarlane ile ilgili de yazacaklarım olduğundan, diğer dallara girmeyip, ödül kısmını En İyi Erkek Oyuncu ile bitirmek istiyorum.

Daniel Day-Lewis, adaylar açıklandığından beri tek favoriydi. Oscar’a gelene kadar Altın Küre, Bafta dahil pek çok ödül almıştı. Diğer adaylar neredeyse figürandı törende. Daniel Day-Lewis, metot oyunculuğuna bağlılığı ile biliniyor. Abraham Lincoln olmak için tam bir yıl çalıştı. O bir yıl süresince sadece Lincoln’ün Kentucky aksanıyla konuştu. Film boyunca da Lincoln olarak dolaştı. Bir metot oyuncusunun ödülü alırken en çok eşine teşekkür etmesine şaşmadım. Sürekli başka birileri olan bir adamla yaşamak nasıl olurdu bir düşünün isterseniz.

Not: Eşe teşekkür demişken bu yılın Oscar’ları bir kez daha gösterdi ki dünyada muhafazakârlık, evlilik, tek eşlilik tırmanışta.

Üstelik bu insanlar eşlerine teşekkürü prosedür olarak değil içlerinden gelerek yapıyorlar. Güzel gerçekten de.

George Clooney’ye fena giydirdi

Kırmızı halı ne kadar kadın izleyiciye özelse, Oscar töreninde de 18-30 yaş arası erkekler hedeflendi bu sene.

Bu yılın sunucusu Family Guy’ın yaratıcısı Seth MacFarlane, ağzı bozuk konuşmaları, cesur çıkışları ve bel altı şakalarıyla ünlü.

Yönetmenliğini yaptığı Ted, 18 yaş sınırı alıp, en fazla izlenen film olmuştu.

Oscar’ın reytingleri de Seth MacFarlane’in ne kadar sert ve bel altı espri yaptığı, kime ne kadar geçirdiği ile orantılı olacaktı.

MacFarlane her ne kadar pek çokları tarafından itici bulunsa da hedefleneni verdi bence.

Törenin başında kadın oyuncuların gözlerinin içine baka baka “memelerinizi gördük” şarkısını söyledi.

Lincoln canlandırmasıyla Oscar’lık olan Daniel Day-Lewis’in metot oyunculuğuna gönderme yaparak, “Koridorda Don Cheadle’i görse kölelikten kurtarmaya çalışır mı acaba” deyiverdi.

Bir ara Hollywood’daki Yahudi lobisine taş attı.

İlerleyen dakikalarda ise George Clooney’ye büyük giydirdi.

Oscar’ın en genç adayı, 9 yaşındaki Quvenzhane Wallis’in yaşından söz ederken “Ne kadar genç... Şöyle söyleyeyim, George Clooney için fazla yaşlı olması için önünde 16 yılı var!” demekten çekinmedi.

Adamım benim.

Seneye yine sunsun Oscar’ları...

Charlize Theron’u tek geçtim

Oscar’lar bu yıl kırmızı halıyı pek bir uzattı, tam 3,5 saat!

O bunu giymiş, şunu takmış, şununla gelmiş.

Tam bir ticari şov izledik.

Sunucular pek bir kötüydü, hele o herkese boyunu soran kadın yok mu, ekran başında delirtti hepimizi.

Güzel kadınlarla törene gelen erkekler ağızlarıyla kuş tutsalar da geri planda kalıyorlar.

Kırmızı halıda bir kez daha kanıtlandı. Sorular ve muhabbetler hep kadınlar ve kıyafetleri üzerinden gitti.

Yeni moda güzellik anlayışı Jennifer Lawrence, Jessica Chastain, Amanda Seyfried üzerinden ilerliyor.

Ama kırmızı halıdan benim aklımda hem kısacık saçı hem de elbisesiyle geceye damgasını vuran Charlize Theron kaldı.

Pırlanta kolyeler, küpeler, bilezikler bir yana.

Gecenin aksesuvarı 9 yaşındaki Oscar adayı Quvenzhane Wallis’in çantasıydı.

Çok şeker bir kız, sanki çok da büyükmüş gibi, “Çocukluğumdan beri yanımda taşırdım” dediği köpek şeklindeki çantasıyla benim favorim oldu.

Yahudi lobisine taş

Seth MacFarlane bir ara ayı Ted olarak da yer aldı törende ve Hollywood’daki Yahudi lobisine taş attı. Ted ve filmdeki rol arkadaşı Mark Wahlberg sahneye birlikte çıktılar.

Ted, “Ben Katolik’im” diyen rol arkadaşı Mark Wahlberg’e, “Bu şehirde çalışmak istiyorsan Yahudi olmalısın. Bir dahaki filmimde seninle oynamayacağım” dedi.

“Bak ben İsrail’e yardım ediyorum” diyerek de cesur bir çıkış yaptı.

Jaws’la susturdular!

Uzayan konuşmaları Jaws filminin tema müziği ile susturmak bu yılın Oscar töreninin en iyi buluşuydu bence. Yalnız keşke aynı yöntemi kırmızı halıda kıyafetlerle ilgili yapılan boş konuşmalar için de kullansalardı!