Ödül gecesinden

Demet Akbağ da sahneye çıktığında bunu dile getirdi zaten. 

Birbirlerinin işlerini takip edip, yüz yüze görüşemeyen herkes bir diğerine “merhaba” dedi o gece.
Tabii keşke Altın Portakal’ın açılışı ile aynı güne denk gelmeseydi.
İki önemli törenin çakışması hem sanatçılar hem de basın için pek iyi olmadı.
Gecenin en dikkat çeken ismi olan Gülşen, kırmızı halıya ayrı, sahne performansına ayrı, ödül almaya ayrı kıyafetle çıktı.
Bu tavrı tek bir kıyafetine bile özenmeden gelenlere örnek olsun.
Altı ödül birden alan Gülşen’in dans performansına da ayrıca bayıldım..
Poyraz Karayel’in küçük oyuncusu Ataberk Mutlu’nun ödülünü alırken ağlaması ve kırmızı gözlüklerinin altından gözyaşlarını silmeye çalışması gecenin en duygusal anıydı.
Ekrandan izliyordum, yakından da çok tatlıymış bu Ataberk.
Tek başına bütün geceyi sırtlayan Halit Ergenç’i ise tebrik etmek istiyorum.
Gayet samimi, doğal ve toparlayıcı bir iş çıkardı.

Kelebeğin çığlığı

Pantene Altın Kelebek sonrası eve döndüğümde, telefonuma Samsun Demir’den bir mesaj geldi.
Sıla’nın sahneye çıkmak için ayağa kalkarken ID İletişim’in sahibi Ayşe Barım’ın saçlarını götürdüğü bu fotoğrafı yollamış.
İlk karede Ayşe’nin saçları çekilirkenki yüz ifadesine bakıp üzüldüm tabii ama ikincideki o bakışına da az gülmedim.
Denilene göre Ayşe, saçları çekilirken sağlam çığlık atmış.
Ama görünüşe bakılırsa sahneye çıkmaya odaklanan Sıla pek duymamış o çığlığı.
Ne diyelim, Ayşe’ye geçmiş olsun.

En genç yine Ajda

Ajda Pekkan gerçekten de çok tatlı.
Yaşıyla ters orantılı hareket ederek hep genç kalmayı, görünmeyi, algılanmayı çok iyi biliyor.
Pantene Altın Kelebek gecesinde birbirlerine en fazla yakışan çiftin adının yazdığı zarfı açıp, Elçin Sangu-Barış Arduç isimlerini görünce çocuklar gibi sevindi, kahkaha attı, iki üç zıpladı olduğu yerde.
Sahnede mahkeme salonunda kararları okuyan görevliler ciddiyetiyle ödül açıklayanlara göre çok daha sempatik, genç ve pozitifti.
Her zaman olduğu gibi...

Koltuk tutucular

Ödül törenlerinde en büyük sıkıntı oturma düzeninde yaşanır.
Konuklar son anda salona girdiği için, davetlilerin bir kısmı öndeki protokole ve ödül alıp vereceklere ayrılan yerlere oturuverir.
Koltuk arkalarına yapıştırılan isimleri görmezden gelmek, sökmek kolaydır.
Görevli gelip, başkasının yerine oturanları kaldırmaya kalktığında da genelde tatsızlık ve hoş olmayan olaylar yaşanır, pek çok kez şahit olmuşluğum vardır.
42. Altın Kelebek Ödül Töreni’nde bu duruma şahane bir çözüm bulunmuştu.
Oturacağımız yerlere gençler yerleştirilmiş.
Koltuğun sahibi gelene kadar koltuğu tutmak için.
Böylece yer konusunda sıkıntının az yaşandığı bir ödül töreni görmüş olduk.