Paylaş
Ama yine de güzeldi tabii, gözleri yeterdi.
“Bütün günümü bilgisayar oyunu oynayarak geçiriyorum” dediğinde hoş ve boş kadın imajını pekiştirdi.
Sonrasında arkeoloji okuduğunu ve Ağrı’da Nuh’un Gemisi’ni, Şanlıurfa’da ise Göbekli Tepe’yi görmek istediğini söyleyince puan topladı.
“Hayvanları severim, hayvanları koruma derneklerine katkıda bulunmaya çalışıyorum” dediğinde ise beni 12’den vurdu.
Buraya kadarki Megan Fox, izledikleriniz ve okuduklarınızın özeti.
Şimdi biraz daha fazlasına gidelim.
Anne babası o küçükken boşanmış. Fox’u annesi ve üvey babası büyütmüş.
İkisi de çok katıymış. Erkek arkadaşı olmasına ve eve arkadaş çağırmasına izin verilmezmiş. Kendine bakacak parası olana kadar annesiyle birlikte yaşamış.
Okul yıllarında erkeklerle daha iyi anlaşırmış. Bu nedenle okul arkadaşlarının kendisiyle sürekli olarak uğraştıklarını söylüyor. Kendisine ketçap attıkları için öğle yemeklerini tuvalette yermiş.
Los Angeles’a taşındığında jilet alacak parası bile yokmuş Megan Fox’un. Bacaklarındaki tüyleri alamadığı için sürekli pantolon giymek zorunda kaldığını itiraf ediyor.
O, birlikte yaşaması zor biri. Giysileri, biri gelip de kaldırana kadar onları çıkardığı yerde kalırmış. “Sifonu bile çekmeyi unuturum” demesine ne demeli bilemiyorum tabii.
Medya Megan Fox’u hep Angelina Jolie ile karşılaştırdı. İkisinin de dövme koleksiyonları var, seksiler ve aksiyon filmlerinde gayet iyiler. Bir ara Fox’un bir sonraki “Lara Croft” filminde Jolie’nin yerine geçeceği bile söylenmişti.
Üçüncü “Transformers” için hazırlıklar sürerken Fox filmle ilgili olarak “Transformers yorucu bir proje, o kadar büyük bir makine ki insan oyuncu olarak içinde kayboluyor” demişti.
Bundan kısa bir süre sonra Fox’un üçüncü “Transformers” filminde rol almayacağı duyuruldu. O bunun kendi kararı olduğunu söyledi ama bazı kaynaklar bu ayrılığa Fox’un yönetmen Michael Bay ile arasındaki sorunların neden olduğuna işaret etti.
Fox, Bay için “O bir zalim” demişti. Hatta setteki çalışma yöntemlerini Hitler ve Napolyon’a benzettiği bile konuşuldu.
Ve geleyim Megan Fox’un olay benzetmesine...
Bir röportajında oyunculukla ilgili ilginç bir saptamada bulundu ünlü yıldız. Oyunculuğu fahişeliğe benzetti.
Açıklamasını da söyle yaptı: “Sevgilimiz ya da eşimiz olmayan insanlarla öpüşüyor, birbirimize dokunuyor, sevişiyor, zevk alıyor gibi yapıyor ve bu işten para kazanıyoruz...”
İşte bunlar Fox’un tartışmaya en açık sözleri.
Ben yazdım, tartışmasını oyuncuların dost sohbetlerine ve televizyon programlarına bırakıyorum.
Orhan Pamuk konuşsun artık
Orhan Pamuk’la nasıl bir ilişkisi olduğunu bile tam olarak bilemediğimiz, elimizde kendi ağzından çıkan iddialardan başka veri olmayan Karolin Fişekçi’nin gündemde kalma manevralarına alet oluyoruz diye sinir oluyorum aslında.
Ama tek bir cümle edemeden geçemeyeceğim.
Fişekçi, Ayşe Arman’a verdiği röportajda “Orhan Pamuk’a ben zarar vermiyorum, ona asıl zarar veren Alman sevgilisinden çocuğu olduğu haberiydi” dedi.
Tebrikler Fişekçi, Pamuk’a zarar verdiğini düşündüğünüz bu haberi Türkiye’nin en çok okunan gazetelerinden birinin, en çok okunan gününde, en çok okunan yazarlarından birine söylediniz, sayenizde duymayan kalmadı, sağır sultana kadar ulaştı.
Siz bu şekilde zarar vermemeye devam edin bakalım.
Biz Orhan Pamuk ne zaman “yeter artık” diyecek, onu bekliyoruz.
Kanunla Mozart ve Mehter
Geçen gün Atatürk Havalimanı dış hatlarda kanunla Türk Marşı çalıyordu, hatta melodi bir ara Mehter Marşı ile buluşuyordu.
Bütün turistler kasada.
“Kim bu” diye soruyorlar ve albümü birer-ikişer satın alıyorlardı. Kanun sanatçısı Bahadır Şener’in ilk solo albümü “Sapphire”di ellerindeki.
12 eserden oluşan albümde Türk Marşı’ndan saz semaisine, Sultan Abdülaziz’in “Hicaz Sirto” eserinden ünlü ney sanatçısı ve besteci Omar Faruk Tekbilek’in “İstanbul” adlı bestesine uzanan eserler yer alıyor.
Doğu ve batının birleştiği ‘Sapphire’ özel bir çalışma, tavsiye ederim.
Paylaş