Paylaş
Wallace sadece maske değil, koronayla ilgili tüm önlemlerin, kapanmaların, medyanın aşı yayınlarının da karşısındaydı.
Tüm bunlara karşı çıkmak için The San Angelo Freedom Defenders adlı grubu ve The Freedom rallisini organize etmişti.
1 ay önce koronaya yakalandı.
Bu süre boyunca yoğun bakımda tedavi gördü, ancak hastalığı yenemedi.
Caleb Wallace sadece 30 yaşındaydı.
Üç çocuğu vardı ve eşi dördüncü çocuklarına hamileydi.
Ne denebilir ki...
Sonu çok acı.
Wallace korona olduğunda yaptıklarını yazayım da aşı, maske, önlem karşıtları yanlışlarını daha iyi anlasınlar.
Koronaya yakalandığını düşündüğü 26 Temmuz’da test olmayı reddetti Caleb Wallace.
Ve hastaneye gitmeyi de.
Evde kendi kafasına göre C vitamini, aspirin ve veterinerlerin kullandığı, koronaya iyi geldiği söylenen ama yetkililerin alınmaması gerektiğini vurguladığı Ivermectin adlı ilaçtan aldı.
Bu takviyelerle ve test olmadan geçirdiği 4’üncü günün sonunda, 30 Temmuz’da fenalaşarak acile kaldırıldı.
Hastanedeki 8’inci gününde bilinci kayboldu, yoğun bakımda solunum cihazına bağlandı.
Yoğun bakımdaki 20 günün sonunda 28 Ağustos’ta, genç yaşta, arkada gözü yaşlı hamile bir eş ve üç çocuk bırakarak hayata gözlerini yumdu.
Cehaletin, inadın, yanlışların sonu ne kadar da üzücü öyle değil mi?
Sadece kendisi için değil geride bıraktıkları ve belki de aklını çelerek ölümüne neden olduğu daha pek çok insan için de.
Pandeminin başından beri yazılarımda bu salgının tehlikesinden bahsediyorum, maske, mesafe ve aşı vurgularını yapmaya çalışıyorum.
Bu hikaye de koronayı ciddiye almayanların kulağına küpe olsun.
Gurbetçilerin çilesi
Gurbetçiler, Kapıkule’de dönüş yolunda uzun kuyruklar oluşturdu.
Pandemi nedeniyle 2 yıldır ülkeye, sevdiklerine, vatanlarına gelemediklerinden bu yaz belli ki akın etmişler Türkiye’ye.
Ama dönüşleri tam bir eziyete dönüşmüş.
Gelirken iyi, sorun yok ama giderken kapıda 8-10 saat beklemek gerçekten zor olmalı. Keşke buna bir çözüm bulunabilse.
Bir de Türkiye’yi kırmızı listeye alan İngiltere’ye gidenler var ki, onların durumu daha da içler acısı.
Testleri negatif de çıksa, aşıları tam da olsa İngiltere’ye vardıklarında 10 gün otelde karantinaya alınıyorlar.
Bu karantinaya girmek istemeyen gurbetçilerin bir kısmı da Türkiye’den, İngiltere’nin kırmızı listesinde olmayan bir başka ülkeye geçip, 10 günü orada geçirdikten sonra İngiltere’ye giriyor.
Nereden baksanız çile yani.
“John Wick 4” geliyor
Pandemi vizyon tarihini ertelemiş olsa da John Wick’in dördüncü filminin yolda olduğunu biliyorduk.
Detaylar netleşmeye başladı. Filmle ilgili olay örgüsü hâlâ sır olmakla birlikte, Winston’ın John’u vurarak ölüme terk etmesinin ardından John’un Bowery King tarafından kurtarılıp güçlerini birleştirmesi ve intikam peşine düşmesi bekleniyor.
Serinin ilk üç filmi New York ve çevresinde geçse de hikaye kimi zaman Roma’ya ve en son üçüncü bölümde Fas’a uzanmıştı.
Dördüncü filmde yeni oyuncular arasında Japonların da olması Japonya ihtimalini güçlendirmişti, ki öyle de oldu.
Lionsgate paneli CinemaCon bu hafta yeni filmin üç ayrı ülkede, Fransa, Almanya ve Japonya’da geçeceğini resmen duyurdu.
Bekleyenler için filmin vizyon tarihini de yazayım; “John Wick 4”, 27 Mayıs 2022’de vizyona girecek.
Paylaş