Paylaş
Doğan Radyo Grup Başkanı Sezgin Onat yazımı okumuş, aradı.
Onu da kızı Londra’da Queen Mary Üniversitesi’nde okuyan arkadaşı Nursel Hanım aramış.
Queen Mary yönetimi, Ankara’daki terör saldırısının ardından Türk öğrencilerine mail göndermiş.
Mail’de şöyle yazıyor:
“Ankara’dan gelen korkunç haberlere çok üzüldük. Sevdiklerinizin sağ ve iyi olduğunu umuyor ve onlar için dua ediyoruz. Bu olayların sizlerde yarattığı stresi anlıyoruz. Eğer desteğe ihtiyacınız olursa, lütfen okulumuzun yardım ve danışmanlık birimine başvurun.”
Medeniyet, profesyonellik, modernlik, merhamet, empati, sağduyu, iyilik, sevgi, saygı her şey var bu mesajda.
Helal olsun Queen Mary Üniversitesi’ne.
Sinemada yemek servisi
Salı günü Mars Cinema Group CEO Kurt Rieder’la konuştuklarımızın ilk bölümünü aktarmıştım sizlere.
İstanbul’daki dört IMAX’ten sonra Adana ve İzmir’de de iki IMAX salonu açılacağını duyurmuştum.
Üstelik bu salonlar “Star Wars”a yetişiyor.
Şimdi sıra geldi yakında tecrübe edeceğimiz 4DX teknolojisine.
Burada kilit nokta beş duyuya hitap etmek.
4DX teknolojisi uzun metrajlı filmlerde hareket, titreşim, su, ışıklandırma, koku ve daha fazlasını sinemaseverlere hissettirmeyi hedefliyor.
Böylelikle filmin içindeymiş hissi daha da artacak.
4DX teknolojisi Amerika, İngiltere, İsviçre, Rusya, Japonya ve Kore başta olmak üzere 34 ülkede var.
Bizde de Cinemaximum Marmara Forum’da bu yılın son çeyreğinde sinemaseverlerle buluşacak.
Bilet fiyatlarını tabii ki ben de merak ettim. Standart bilet fiyatının yüzde 50 fazlası olacakmış.
Şu anda dünyada trend, sinemaları özel, farklı ve daha kaliteli hale getirmek.
Mars’ın bünyesindeki VIP salon sayısı aralık ayına kadar beşten yediye çıkacak.
Dahası da var.
Yakın dönemde VIP konsept salonlarda yemek servisi başlıyor.
Tüm bunlar tabii ki işin cilası.
Aslolan her zaman filmdir.
Ama iyi filmleri böyle özel ortamlarda, son teknoloji ve konforla izlemek de fena olmaz, öyle değil mi?
Kolayından borani tarifi
Sağ olsun anneciğim ben öğrenciyken ders çalışayım, rahatım bozulmasın diye çoğu zaman sofrayı odama getirdiğinden, mutfakla aram hiç iyi olmadı.
Öyle yemek falan yapmam yani.
Alışkanlıklarım, hobilerim arasına girmedi, gireceği de yok gibi.
Ama kolay tarif, iyi yemek denince ister istemez kulak kesiliyorum.
Kaan Urgancıoğlu ile yaptığım röportajdan kalma bu yemek tarifini beynime kazıdım mesela.
Kaan çok güzel borani yapıyormuş, yapması da kolaymış üstelik.
Kaan’ın ağzından borani tarifi şöyle:
“Un ve yağı kavurup üstüne ıspanağı atıyorsun. Topak topak olursa bir parça süt döküyorsun. Karıştırıyorsun güzelce. Üzerine yoğurt atıyorsun. Kırmızı biber kızartıyorsun, üzerinde gezdiriyorsun. Hepsi bu. Basit ama çok lezzetli.”
Sağ ol Kaan, yaparız artık.
Paylaş