Paylaş
Karmaya inanır mısınız?
Günahların cezalandırılacağına?
Hesabın gün gelip yanlışı yapanlardan da kesileceğine?
Pişman olunacağına?
‘Gece Bitmeden’ işte bu felsefeye gönderme yapan bir sahne ve söylemle açılıyor.
‘Mezar kazıcısı’ lakabıyla anılan tetikçi Jimmy iş hayatı boyunca kendisi odaklı yaşamış ve oğlunu hayli ihmal etmiş biri.
Yaşlılık gelip çattığında ve formdan düştüğünde birlikte çalıştığı mafya babası Shawn Maguire onu son bir göreve daha zorluyor.
Ama bu görevin ucunda Jimmy’nin yumuşak karnı, yani oğlu var.
Jimmy suç dünyasındaki ailesi ve kendisini terk etmiş gerçek ailesi arasında bir seçim yapmak zorunda.
Kötü adamlar arasında ne kadar olunursa o kadar iyi adam olmayı anlatan bir hikâyeye sahip olan Gece Bitmeden’i benzer konulu pek çok diğer filmden ayıran özelliği, aksiyon ve dramın iyi dengelenmiş olması.
Oğlunu zamanında ihmal etmiş olsa da ona karşı müthiş bir sevgi besleyen ve kendini feda etmeye hazır bir babanın hikâyesi var filmde.
Taken serisi ile akıllara kazınan Liam Neeson yine benzer sularda yüzse de bu kez duyguların daha fazla öne çıktığı bir rolde.
Neeson dendi mi akla gelen aksiyonun hakkını vermiş yönetmen Juame Collet-Serra.
Zaten bu Jaume Collet-Serra ve Liam Neeson’ın beraber çalıştıkları üçüncü filmleri.
Ama yine de finalde söylemeden geçmeyelim; Liam Neeson’ı seviyoruz, beğeniyoruz ama onu ailesini kurtarmak için oradan oraya koşuşturduğu aksiyonlardan başka rollerde de görmek istiyoruz.
Paylaş