Paylaş
Her şey gizlice çekilen bir video ile başladı.
Bir aktivist tarafından 2 ay süreyle bir cep telefonu ve bir kamera kullanılarak çekilen korkunç görüntüler, Polonya’nın önde gelen haber sitelerinden Onet.pl’de yayınlanınca hükümet yaşanan ve yaşatılanlara daha fazla seyirci kalamadı.
Videoda vizonların birbirlerini yediği, açık yaralarının gözler önüne serildiği dayanılmaz görüntüler var.
Bu videonun ortalığı ayağa kaldırmasının ardından yıllardır bekleyen yasanın önümüzdeki ay kabul edileceği duyuruldu.
Böylece Avusturya, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Lüksemburg, Makedonya, Sırbistan, Slovenya ve İngiltere’den sonra Polonya da kürk üretim çiftliklerini tarihin kirli sayfalarına gömen ülkeler arasına girmiş olacak.
Sırada Fransa var.
Polonya’nın kürk üretim çiftliklerindeki hayvanların büyük çoğunluğunu vizonlar oluşturuyor.
Ülkedeki vizonların sayısı 6 milyon ve bu sayı toplamdaki kürk hayvanlarının yüzde 94’ü.
Kalan yüzde 6’da rakunlar, tavşanlar, tilki ve çinçillalar var. Kürk üretim çiftliklerindeki hayvanların öldürüldükleri aylar kasım ve aralık.
Önümüzdeki aylarda yapılacak katliamın ardından gelecek yıl bu çiftlikler kapatılmış olacak.
Bu olay ve karar, hayvan hakları savunucuları ve aktivistlerin hak mücadelesinde ne kadar önemli bir rol oynadığını bir kez daha ortaya koydu.
Darısı başımıza diyorum.
Kış gelirken “Kürküm çiftlikte iyi koşullarda yetiştirilen hayvanlardan alınma” diye üzerindeki vahşeti savunmaya çalışacak olanlara bu yazıyı okutun lütfen.
Hiçbir cinayet masum ya da acısız değildir.
Yüzde 94 kürke karşı
Kürk ticareti son yıllarda kârlı bir iş olmaktan çıkmakta.
Gelişmiş ülkelerde gerçek kürke karşı olan talebin azalması, bunun en önemli nedenlerinden biri.
Gelişmişlikle vahşet bağdaşmıyor tabii. Kürk giymek bildiğiniz cehalet ne de olsa. İngiltere önümüzdeki yıldan itibaren kürk satışını tamamen yasaklamayı planlıyor.
Zaten pek çok büyük marka ve modacı da kürkle anılmak dahi istemiyor. Gelişmiş ülkelerdeki insanların yüzde 94’ü de kürke kesinlikle karşı olduklarını söylüyor.
Ya siz?
İçeride yemek korkutuyor mu?
Havaların soğumasıyla şehir hayatının en belirgin sorunlarından biri, kapalı alanlarda yemek yemek olacak. Restoranlar açık havadaki masalarını içeri taşıdıktan sonra hepimizi bir korku alacak tabii. Dışarıda sosyal mesafeyle bir şekilde idare ediyorduk. Klima yoktu, temiz hava vardı, açık alanda, sokaktaydık en azından. Ya şimdi?
New York’ta, kapalı alanlarda yemekle ilgili bazı kurallar getirildi.
Bizimkilere benziyor aslında.
Restoranlar gece yarısına kadar açık, 00.00 dendi mi kapanıyor.
Masalar arası mesafe restoranların olmazsa olmazı. Buralarda normal kapasitenin yüzde 25’i kadarına izin veriliyor.
Ayağa kalkıldığı an maske takılması zorunlu kılınıyor.
Saatlerce sürmeyen yemekler, restoranların cam ve kapılar açılarak sürekli havalandırılması alınan önlemler arasında.
Virüs yayılımının en önemli merkezlerinden biri olduğu düşünülen barlar ise pek çok yerde kapalı kalmaya devam ediyor.
Paylaş