Paylaş
Edirne’de bir baba-oğulun köpeği pompalıyla vurduğu video ve İzmir’de bir polisin devlet tabancasını ateşleyerek köpeği vurduğu fotoğraf en çok konuşulanlar arasındaydı.
Bu iki olay da cezalık, hapislik ve sonrasında tedavilik bence.
Bu insanların normal olmasına imkan ihtimal yok çünkü.
Edirne’deki cinayetin failleri yakalandı, yargılanmak üzere serbestler şu anda. Adamın köpeği öldürdükten sonra bir de “Oruçluyken beni günaha soktu” deme hadsizliğine diyecek laf bile bulamıyor, Allah’a havale ediyorum.
Şimdi olacaklara gelelim; sahibi şikayetçi olduğu için sahipli köpek mal statüsünden değerlendirilecek. Hakimin takdiri önemli, 4 aydan 3 yıla hapis verebilir. Burada da Can Paksoy olayında verilen 3 yıl hapis cezasının örnek alınması, “köpek de kedi de öldürürüm, ceza almam” diyenlere güzel bir cevap olabilir.
İzmir’de kafasına esip köpeği tabancasıyla yaralayan M.A. adlı polise gelince.
Bu olay şu başlıklar altında özetlenebilir; görevde kullanmak üzere bulundurduğu silahı başka amaçla kullanmak, polis şiddeti, sokak ortasında yok yere kurşunu ateşlemiş olmak...
İzmir valisi Mustafa Toprak köpeği vuran polis için “her türlü gereği yapılacaktır, bu olay ihraçlıktır” demiş.
Valimizin sokak hayvanı deyip geçmeyen bu tavrı örnek olsun. Haçiko’nun (Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği) kasım başında gerçekleşecek Altın Pati gala gecesinde, ödüllerinden bir tanesini eğer kabul buyurursa kendisine takdim edeceğiz.
Beyaz turneye çıkıyor
Geçen hafta Bodrum’da Beyazıt Öztürk’le karşılaştım, Beyaz Show’un tatile girmesiyle kendini tatilin serin kollarına bırakmış.
Tatil uzun mu diye sorunca dert yandı, o da benim gibi sıkılıyormuş uzun tatillerden.
Varsa yoksa iş, güç, plan, proje.
Şimdilerde turne programı yapıyor.
Kışın aralarında Kubat, Gökhan Tepe, İrem Derici, Burcu Esmersoy’un da olduğu bir ekiple Avrupa turnesine çıkmışlardı.
Yaz ortasında sezona kadar da yeni bir ekiple Türkiye’yi gezip, açıkhava tiyatrolarında halkla buluşacaklar.
Turne programı ve Beyaz’ın kimlerle sahnede olacağı yakın bir zamanda açıklanacak.
Ben de turnenin bir ayağında onlarla olacağım, izlenimlerimi, yaşananları yazarım buradan.
Kulaklığınızı ödünç vermeyin
Gençler müziği paylaşmayı seviyor, güzel bir şey.
Ama ve ne yazık ki sık sık kulaklıklarını da paylaşıyorlar.
Bu benim de başıma geliyor zaman zaman.
Kulaklığımı ödünç istedi geçen gün bir arkadaşım.
Verdim, “bende bir tane daha var, bu sende kalsın diyerek” ebediyen vedalaştım kulaklığımla!
Kulaklığı ödünç vermek!
Diş fırçası ya da ne bileyim burnunu sildiğin mendili, kullandığın tuvalet kağıdını, ağzına soktuğun kürdanı paylaşmak gibi bir şey.
Hiç hijyenik değil yani.
Vermesen saygısız, burnu büyük, gıcık derler.
Versen iğrenirsin.
Hibe etmek gerçekten daha iyi.
Bir de “bak şunu bir dinle” diye kendi kulaklığını uzatanlar var.
Yahu ben senin kulağından çıkan şeyi nasıl sokayım kendi kulağıma.
Kulak kiri var, yağı var, teri var, mikrobu var, akıntısı var, var da var.
Kulaklık, terlik, şapka, bunları istemeyin, vermeyin.
İnsanı zor durumda bırakmayın.
Şişme eşek mi!
İzzet Çapa, Aret Vartanyan’ın “Seks shop’larda 2009 yılına kadar en çok satılan şeyin şişme eşek olduğunu biliyor muydun?” dediğini yazdı.
Okurken gözlerim yuvalarından fırladı.
Hayatımda hiç seks shop’a girmedim diye yalan söyleyecek halim yok, yurt dışında gittim tabii.
Ama hiç şişme eşek gördüğümü hatırlamıyorum.
Bu şişme eşek olayı zoofilinin tavan yaptığı ülkemize özgü bir şey herhalde.
Eşekle cinsel ilişki gerçekte ne kadar kötüyse, özendirici ve örnek teşkil edici olması sebebiyle şişme eşek şeklindeki alternatifi de o kadar kötü!
Aret Vartanyan’ın bahsettiği cinsel devrime gerçekten de çok ihtiyacımız olduğu kesin.
Paylaş