Karakter çalışması sağlam bir korku filmi

‘Musallat’la korkuyu başımıza musallat eden Alper Mestçi şimdi de gerçek bir hikâyeden uyarlanan cinli, hocalı, büyülü korku filmi ‘Siccin’ ile geldi. Finalindeki sürpriz ile şaşırtan, hikâyesi, kurgusu, sanat yönetimi ve oyunculuklarıyla etkileyen film, uzun yıllar konuşulacak bir çalışma.

Haberin Devamı

Korku filmi denince yurt dışında kurt adamlar, vampirler, zombiler, canavarlar, doğaüstü yaratıklar akla geliyor.
Biz ise dini konulardan, cinlerden, büyülerden, hocalardan ilerliyoruz.
‘Musallat’ filmi ile ciddi bir hayran kitlesi edinen Alper Mestçi’nin son filmi ‘Siccin’ de merkezine bir büyü ve cin hikâyesi koyuyor.
Mestçi aynı hikâyeyi üç ayrı ağızdan dinlemiş ve buradan yola çıkarak kurmuş senaryoyu.
Geçen hafta Hürriyet Kelebek için kendisiyle yaptığım röportajda filmle ilgili hayli iddialı konuşmuştu.
Siccin’in basın gösterimine girerken bu iddiaları karşılayıp karşılayamayacağını merak ediyordum.

BÜYÜYE KARŞI FELAK NAS SURELERİ

Siccin içinde cin geçmesine rağmen cinlerle ilgisi olmayan bir kelime. Kötülüklerin kaydedildiği defter demek.
Siccin’i pek çok korku filminden ayıran en önemli detay, korkutmasının yanı sıra karakter çalışması da sağlam bir dram olması.
Film boyunca anlık ve kalıcı korkular yaşıyor, bir yandan da kahramanların başına gelenlere üzülür ve kafa yorarken buluyorsunuz kendinizi.
Siccin, büyüyle ilgili bilgilendirme yazısı ile açılıyor.
Hadiste yazdığına göre Hz. Muhammed’e büyü yapıldığı için Felak Nas sureleri inmiş.
Açılış sahnesinde ise bir aşk meselesi yüzünden hocanın yolunu tutan iki kadını görüyoruz.
Öznur soruyor; “Teyzemin oğluna âşığım, onunla evlenebilecek miyim?”
Yıllar sonra aynı kadını yine aynı hocanın karşısında görüyoruz.
Teyzesinin oğlu Kudret evlenmiş, bir kızı olmuş.
Öznur, Kudret’i elde edebilmek için hocadan büyü yapmasını istiyor.
Büyü Kudret’in eşi Nisa’ya yapılıyor; beş yatsı vakti sonrasında Nisa ve onun kanından olan herkes ölecek.

Haberin Devamı

ŞAŞIRTAN SÜRPRİZ

Genç seyircinin beklentisini karşılamak adına filme anlık korkular serpiştirilmiş. Ama Siccin’in asıl derdi psikolojik korku yaratmak.
Gerek senaryosu gerekse kurgusu itibarıyla son derece zeki bir film var karşımızda.
Filmin sonundaki sürprizi dikkatli ve uyanık seyirciler fark edebilir. Ama bunun çoğu kişi için finale kadar sürpriz olarak kalacağına ve şaşırtacağına eminim.
Kurgu ve senaryo kadar oyunculuklar, sanat yönetimi ve makyajdan da bahsetmek gerek.
İyi çalışılmış görselliğin ve makyajın korku unsurlarını pekiştirdiği film aynı zamanda ciddi bir karakter çalışması sunuyor.
Bu noktada da iyi oyunculuğun gereği öne çıkıyor.
Alper Mestçi; Pınar Çağlar Gençtürk, Koray Şahinbaş, Ebru Kaymakçı ve Merve Ateş gibi isimleri bir araya getirirken oyunculukları ön planda tutmuş.
Filmde yer alan her isim de bunun gereğini yapmış.
Türk korku sinemasının sadece korkutmakla kalmadığını iyi oyunculuklarla sürprizli hikâyeler de anlatabileceğini gösteren Siccin, bu tür söz konusu olduğunda uzun yıllar konuşulacak, adı geçecek bir çalışma.

Yazarın Tüm Yazıları