İnsan Neslinin Sonu

Hepimizin vardır kişisel cehennemi.
Ama Rashit’in “Kişisel Cehennemim”i bu sıralar benim en ilgimi çeken.
Yine müthiş ve bu kez ana akıma daha yakın bir albümle çıktı karşıma Rashit; İnsan Neslinin Sonu.
Genel dinleyici kitlesi onları Teoman’la yaptıkları düetlerle tanısa da yaptıkları solo şarkıların kemik bir hayran kitlesi oldu hep.
Oğuz Taktak, Tolga Özbey, Bülent Kabaş, Levent Özer ve Orkun Tunç’tan kurulu Rashit’in tarihi eskilere dayanıyor, dile kolay 20 yıllık bir gruptan söz ediyoruz.
Ülkenin en uzun ömürlü ve en farklı rock grubu desem yanlış olmaz sanırım.
Farkları sadece sound’larında değil, şarkı sözlerinde de.
Aşktan meşkten, çiçekten böcekten hayatın karanlık dehlizlerine götürüyorlar çünkü beni.
Klişe aşk şarkılarından ve muhabbetlerinden böylesine uzaklaşmak gerçekle yüzleştiriyor insanı.
Rock müziğin itibar görmeye başladığı bu dönemde Rashit’in alternatif ve dik duruşuyla kendine daha geniş yer bulacağına ve çok daha büyük kitlelere ulaşacağına inanıyorum.
İnsan Neslinin Sonu albümündeki “Kalbime battı kancaların, giderken sen” diyen Nazan Öncel-Rashit düeti “Kancalar” şahane.
Göksel’le söylenen “İki Gölge” şarkısı; 60’larda Sandy Possey’nin “All Hung Up On Your Green Eyes”ın yorumu.
Ve ters köşe bir şarkı, eski bir Nogay türküsünün Rashit versiyonu “Hep Yokluğa”...
Mutlaka dinlemelisiniz.
Ve tabii alıştığımız tarzdaki Rashit parçaları.
Bunlar içinde “Kişisel Cehennemim”in kişisel favorim olduğunu söylememe gerek yok herhalde.

Selam filmi gişeye demir attı

Geçen hafta sonunun gişe rakamları açıklandı.
Aksiyonu, oyuncuları ve araba yarışlarıyla özellikle genç izleyici kitlesini salonlara çeken Hızlı ve Öfkeli 6 (The Fast and Furious 6) listenin zirvesinde.
Demek ki ne kadar aksiyon, o kadar gişe!
Bu filmi Robert Downey Jr.’lı Iron Man 3 takip ediyor. İyi de oluyor, çünkü bu son Iron Man gayet başarılıydı.
Muhafazakar kesim, Selam’ı ilk üçten indirmemekte kararlı. Dünyanın çeşitli yerlerine açılan Türk okullarında öğretmenlik yapan insanların hikayesini anlatan ve iyiliğin resmini çizen bu film dokuzuncu haftasında olmasına rağmen üçüncü sırada. Bunda bazı okulların ve dersanelerin öğrencilerini toplu halde bu filme götürmesinin de rolü vardır mutlaka...
Leonardo DiCaprio’nun Muhteşem Gatsby’si, vizyona gireli henüz iki hafta olmasına rağmen ne yazık ki dördüncü sıraya geriledi. Edebiyat uyarlamalarına pek yüz vermiyor izleyicimiz.
Beşinci sıradaki film ise çocukların. Max’in Maceraları (Max Dinotera), Hülya Avşar ve Kenan Doğulu’lu seslendirme kadrosuyla basında geniş yer almıştı hatırlarsanız. Ünlü seslerin ve basın desteğinin gişeye etkisi yadsınamaz.

Aynı kaderi paylaşıyorlar!

Eve bir köpek alıyor.
Can yoldaşı, arkadaş, yol arkadaşı alıyor.
Eğitimi için haftalarca bir çiftliğe, başka bir adamın eline yolluyor.
Eti senin kemiği benim der gibi.
Köpek eğitimden geliyor, sabah akşam gezmelerini, taramalarını evdeki çalışan yapıyor.
Traşı, bakımı, banyosu için veterinere gidiyor hayvan.
Sahip aslında kendi çocuğuna da farklı davranmamış.
Çocuk da özel hocalar ve mürebbiyelerin elinde büyüyor.
Tatile bile bakıcılarıyla çıkıyor böyleleri.
Köpekler ve çocuklar aynı kaderi paylaşıyorlar.
Hepsine üzülüyorum.