Paylaş
◊ Dışarıdan bakıldığında romantik, içine kapanık biri gibi duruyorsun ama konuşunca aslında son derece neşeli, sıcak ve matrak da birisin?
- Karakter zırhım var. Diğer insanlara göre daha kalın bendeki. Dışarıdan soğuk ve sakin gözüktüğümü biliyorum, bunun farkındayım. Bilerek yapmıyorum ama.
◊ Herkes aynı şeyi mi söylüyor?
- Hayatım boyunca hep karşılaşmış olduğum bir yorum bu, “Seni ilk gördüğümde sana gıcık oldum ama tanıdıkça çok sevdim.”
◊ Nerelisin?
- Annem Adapazarı, babam Erzincanlı. Erzincan’da doğdum, İstanbul Kadıköy’de büyüdüm, Küçükçekmece’de okudum. Çocukluğumun yarısı Erzincan’da yarısı burada geçti. İlkokulu Erzincan’da yatılı okudum.
◊ Neden?
- O dönem babamla annemin arası iyi değildi.
◊ Sen tek çocuk musun?
- Hayır, beş kardeşiz biz. Dört erkek bir kız. Erkeklerin en küçüğü benim.
İLKOKULU YATILI OKUDUM TRAVMATİK HİKAYELERİM OLDU
◊ İlkokulu yatılı okumak zor olmadı mı?
- Çok zor oldu. Travmatik hikayelerim var tabii ki ama onları anlatıp işi dramatize etmek hiç istemedim.
◊ İstanbul’a nasıl geldiniz?
- İlkokul beşinci sınıfı orada bitirdim. Anneme, “Artık burada durmak istemiyorum” dedim. Zaten annem benim ısrarlarıma dayanamadı da babama baskı kurdu. Küçükçekmece’de evimiz vardı. Toplandık buraya geldik.
İSTANBUL KIYAMETİNE GİRİNCE AFALLADIM, İÇİME KAPANDIM
◊ Köyden sonra İstanbul nasıl geldi?
- Birdenbire İstanbul’un kıyametine girince bir afalladım. Çok kalabalıktı. Daha küçüldüğümü hissettim ve korktum. Yavru bir kedi gibi. Savunmasız bir insanın ya da hayvanın otomatik göstereceği refleksler bana da oldu. Daha 11 yaşındaydım.
◊ Nasıl tepki verdin?
- İçime kapandım.
SÜREKLİ BAŞIM ÖNDE GEZERDİM DELİ DİYENLER OLURDU
◊ Zor günler geçirmişsindir.
- Alıştım bir süre sonra. Arkadaşlarım olunca biraz daha özgüvenim arttı. Özgüvenim artınca kafam yukarı kalkmaya başladı. Bütün okulda tek başıma boynum önümde geziyordum. Herkes beni kesiyordu uzaktan. Gülenler, “deli bu” diyenler oluyordu.
◊ Sonra?
- Turizm lisesine gittim. Hazırlık dönemi zamanlarında da gitarla tanıştım.
◊ Nasıl oldu?
- Kız kardeşime gitar alındı, derslere falan gitti, çalamadı, bıraktı. Bir gün abim bir müzisyen arkadaşıyla geldi eve. Arkadaşı gitarı aldı eline, Feridun Düzağaç’ın “Alev Alev” şarkısını bizim gitarla çaldı. O an sanki içimde yanmayı bekleyen bir alev varmış da o gün oraya bir kibrit atıldı, kocaman bir alev yandı içimde.
◊ Ve aldın gitarı eline...
- Aynen öyle oldu.
◊ O sırada gitarı elinde gören kızlar da sana ilgi duymaya başlamıştır...
- Evet, öyleydi. Ama ben hiçbir zaman “Kız tavlayayım” diye düşünmedim.
MÜZİK İÇİN KIZ ARKADAŞIMI TERK ETTİM
◊ O dönem kızlarla ilgilenmiyor muydun? Varsa yoksa gitar mıydı?
- Vardı bir tane kız arkadaşım ama müzik için onu da terk ettim.
◊ Müzikten para kazanıyor muydun o dönem?
- Kazanamıyordum, nasıl kazanayım? Mahallede bir tane nargile kafe vardı, orada toplanıp çalıyorduk. Sahibi bize harçlık veriyordu sadece. 20 yaşına kadar böyle sürdü. Sonra babamı kaybettim. Bir kız arkadaşım vardı o sıralar. Ona çok tutulmuştum. Sekiz aydır beraberdik. “Antalya’ya taşınacağız” dedi. Kız gitti ben de arkasından gitarımı aldım Antalya’ya gittim. Ve sadece gidiş param vardı. Orada iş buldum, çalışmaya başladım.
◊ Orada işleri yoluna koydun yani.
- Pek öyle sayılmaz. Önce babamı kaybettiğim haberi geldi, ondan bir hafta sonra da kız arkadaşım beni terk etti. Başkasıyla görüşüyormuş meğer...
◊ Aldatılıyormuşsun yani?
- 2 aydır aldatılıyormuşum. Belliydi ama benimki biraz kör aşık durumuydu.
KISKANÇLIK VE BASKIYA DAYANAMIYORUM
◊ Hayatında biri var mı?
- Bir seneye yakındır hayatımda biri yok.
◊ Neden?
- Yaşadıklarımdan sonra duygusallıkla mantığın arasındaki dengeyi daha rahat kurmaya başladım. En dayanamadığım şey kıskançlık ve baskı altına girmek. Dominant bir tavır altında kalmayı sevmiyorum.
◊ Gelelim “X Factor”e... Bu yarışmaya neden katıldın?
- Çok sıkılmıştım artık hayatımdan. Kabuğumdan çıkmam gerekiyordu.
◊ Kendi kendine mi karar verdin?
- Evet, Bodrum’da çalışırken yarışmanın koordinatörleri geldiler. “Sunum yapıp sizi bir videoya çekelim” deyip çektiler, sonra elemeye çağırdılar.
ÜNLÜ OLMAYI HAYAL ETMEDİM
◊ Kendini popçu olarak mı görüyorsun?
- Teknik olarak Latin altyapılı, hafif müzik yapıyorum.
◊ Ünlü olmayı hayal ediyor muydun?
- Hiç hayal etmedim ama bir şeyleri hissediyordum.
OYUNCULUK YAPARSAM YADIRGANIR
◊ Dizi ve film teklifleri geliyormuş, var mı niyetin?
- Birkaç tane geldi. Aslında tiyatro yaptım. Oyunculuk yapmayı da seviyorum. Bunu şu an yaparsam yadırgarlar.
◊ Evet, seni müzisyen kimliğin ile kucakladı herkes.
- Evet, bilerek o yönde duruyorum. Şimdi “Ünlü olur olmaz dizi yaptı” demesinler. Finansal olarak bana katkısı olacaktır ama bir o kadar da eleştiri alacağım. Eleştiri almayacağım zamanı beklemem gerekiyor. Dolayısıyla bu anlamda biraz zamana ihtiyacım var.
SANATÇININ EGOSU OLMAMALI
◊ Yarışmadan sonra neler oldu?
- Samsun Demir yarışmanın müzik koordinatörüydü. Birinci olana DMC’nin albüm yapma hakkı vardı. Samsun Bey Fatih Aksoy’a, “Bu çocuğu yolla, görüşeyim” demiş. Buluştuğumuzda önce beni azarladı. “Bu zamana kadar neredeydin, senin gibi adam arıyoruz” dedi.
◊ Sende hırs yok mu?
- Hiç yoktur. Sanatçının hırsı ve egosu olmamalı bence.
◊ Ego var mı sende?
- Herkeste olduğu kadar... Ego sizin karakterinizi koruyan bir gardiyandır.
◊ Hayranların, yanında hiç kız görmek istemiyormuş.
- Doğrudur. Müziğin yanında dış görünüşümü de beğeniyorlar.
◊ Bir kız arkadaşın olsa, hayranların tepki gösterse ne yaparsın?
- Kız arkadaşım olsa herhalde bunu hayranlarım bilmez. Üzülmelerini istemem. Çünkü onların tepkilerini de umursuyorum.
◊ İlişkini saklar mısın yani?
- Mümkün mertebe saklarım.
◊ Ya bu duruma kız arkadaşın bozulursa?
- Anlayışla karşılaması gerekiyor.
◊ “Önce kariyerim” mi diyorsun?
- Evet. Şu anda böyle olması gerekiyor.
SAVAŞLARI MÜZİK BİTİREBİLİR
◊ Konser tarihlerin neler?
- 18 Mart’ta Kıbrıs’ta, 19 Mart’ta Lüleburgaz’da, 23 Mart’ta Kartal Beyrut Performans’ta, 25 Mart’ta Antakya’da ve 26 Mart’ta Adana’da sahneye çıkacağım.
◊ “Keşke herkes müzikle ilgilense, enstrüman çalsa da savaşlar bitse” demişsin...
- Enstrüman çalarak ya da şarkı söyleyerek içinizdeki duyguları dışarı aktarıyorsunuz. Bunu ne kadar çok yaparsanız ruhunuz o kadar naif bir hale geliyor. Mesela ben de agresif bir çocuktum, müzikle ilgilendikçe sakinleştim.
Paylaş