Hayatımın en önemli misafiri geliyor

Kubat, Kurtlar Vadisi’ndeki Memati karakterini “Al Ömrümü” şarkısı ile uğurlamıştı.

Haberin Devamı

Şarkı o kadar sevildi ki şimdi yepyeni bir düzenleme ile yeni albümünün adı, çıkış ve klip şarkısı oldu. Klip setinde buluştuğumuz Kubat ile 20’nci yılına denk gelen bu 10’uncu albümünü ve hayatındaki bir başka yeniliği konuştuk. Kubat üç ay sonra baba oluyor...

*Öyle bir “Al Ömrümü” dedin ki hayran oldum. Kubat klasiğinin dışında bir albüm vardı. 
- Evet. İki yıl önce “İyi Olacaksın” diye bir albüm çıkardık, romantik aşk şarkılarından oluşan. Biraz farklı bir projeydi. 
*Kubat klasiği nedir sana göre?
- Yarısı anonim Türk Halk Müziği eserlerden oluşan, yarısı da ne Türk Halk Müziği’ne ne pop müziğe, yani hiçbir yere koyamayacağımız bir repertuvardan oluşan bir albüm diyelim. Mesela “Bugün” diye bir şarkım vardı. Popçular da söyledi, Türk Halk Müziği sanatçıları da... Böyle eserler bulmaya çalışıyorum. Albümde genelde böyle 4-5 tane yeni eser olur. Anonim türküleri de özünü koruyarak ama müzik kalitesini de herkesin dinleyebileceği tarzda sunmak benim klasiğim. 
*Sana “Türkücü Kubat” dendiğinde ne diyorsun?
- Türkücü olmak güzel bir şey. Türkü benim için bambaşka bir aşk. Damarlarımda, genlerimde var. Rahmetli babam çok güzel çalıp söylerdi. Amcam Aşık Yoksul Derviş de öyle. 

Haberin Devamı

Hayatımın en önemli misafiri geliyor


FUNK MÜZİĞİN HASTASIYIM

*Yurtdışında büyüdüğün için daha çok Batı müziğiyle uğraşacağın algısı uyandırıyorsun insanda. 
- Uğraştım. Elektronik müziği çok severim. Funk müziğin hastasıyım.
*Ki zaten türkülerin içine de onları serpiştiriyorsun.
- Evet. Hem James Brown hem Neşet Ertaş hastasıyım. Duymak istediğim müziği yapıyorum. Limit tanımıyorum. Kendimi kısıtlamıyorum. Ama bir eseri bozmaya son derece karşıyım. 
*En azından yeni kuşağa tanıtmak için biraz modernleştirmek gerekmiyor mu?
- 300-400 yıllık bir yapı düşün. Viran ama onu restore etmen gerekiyor. Yine eskisi kalacak ama içine bir saunasını, jakuzisini yerleştireceksin. Yapıyı da sağlamlaştıracaksın. Biraz böyle ele almak gerekiyor. Çok hassas noktalar var. Ana arterlerle oynamamak lazım. Genelde çok eleştirir üstatlar. Bir de ben Belçika’dan geldiğim için “yurtdışından gelmiş çocuk” diye dokunmadılar bana. (Gülüyor)

UZUN SAÇLIYDIM DİYE POPÇU SANDILAR

*İmaj olarak da farklıydın diğer türkücülerden ilk çıktığında?
- Evet, uzun saçlıydım, popçu sandı herkes. O dönem hâlâ mektup yazılıyordu. Mail az kullanılıyordu. Binlerce mektup yağmıştı. Herkes “pop tarzda sanarak aldık albümü, dinledik, harika bir şey çıktı” dedi.
*Senin saçın uzun muydu hep? 
- Evet, uzun saçı seviyorum. 16 yaşından sonra uzattım, askerlik dönemi hariç kısaltmadım. Özellikle imaj olsun diye bir çaba sarf etmedim. Albüm için Türkiye’ye geldiğimde; “Aa, bu tarzda bir adam yok, aman saçına dokunmayalım, hatta biraz daha uzat” dediler. 
*Erkeklerdeki en büyük problem saç dökülmesi. İyi senin saçın dökülmüyor.
- Bakımlıyımdır ayıptır söylemesi. 
*Saç bakımın için ne yapıyorsun?
- Her gün mutlaka duşumu alıyorum, saç bakımlarımı yapıyorum. Yumuşatmam gerekiyorsa mavi suyum var.
*Nedir o?
- Lütfen onu sen de kullan. Saçın elektriğini alan ve yağlanmasını engelleyen bir ürün. 
*Gurbetçi bir ailenin çocuğusun değil mi?
- 1974’te Belçika’da doğdum. Avrupa’ya giden ilk kuşak aslında babamlar. Dört kardeşiz, ben sonuncuyum.

Haberin Devamı

Hayatımın en önemli misafiri geliyor


TEMBELLER MUTLU OLAMAZ

*Mutluluk nedir sence? Başarı, sağlık, aile, para...
- Bence mutluluk farkındalıktan geçiyor. Hayatın farkındaysan, nefes alıp veriyorsan bence en büyük değer bu. Onun farkına varıp şükretmek insanı mutlu eden bir şey. Tembeller zaten mutlu olamazlar. Artık koleksiyoner olmak, dost biriktirmek gerekiyor. Çünkü paylaştıkça çoğalan bir şey mutluluk. 
*İş arkadaşların dışında var mı dostun? Ben bakıyorum da çevremiz sadece çalıştıklarımızla dolu.
- Çok yoğunuz, iş arkadaşlarıyla daha çok mesai yapıyoruz hakikaten. Ama ben dostlarıma çok vakit ayırmaya çalışıyorum. 
*At kadına benzer, at ve kadını çıplak bırakmayacaksın. İkisi de giyindikleri zaman güzel olur, kendini iyi hisseder, sürekli ilgileneceksin, ihmal etmeyeceksin, sevgi vermeyi bırakmayacaksın derler...
- At sahibine göre kişner. Biz öyle biliyoruz. Kadınlar kesinlikle ilgi istiyorlar, çok şey istiyorlar, haklılar.

ERKEK KADINDAN SADECE ŞEFKAT İSTER

*Çok mu şey istiyoruz gerçekten?
- Bize göre çok şey istiyorsunuz. Erkeklere göre bakımı daha zor kadının. Ve bunu karşılamak çok zor. Bir erkeğin yetersiz olduğu anı düşün, o adamın bittiği andır yani, çok zor bir şey. O yüzden erkek olmak dezavantaj. 
*Kadın neyi çok istiyor sence?
- Erkek sadece şefkat ister, başka hiçbir şey istemez. Kadınlar ise erkeğin onu yönlendirmesini ister ama istemiyor gibi görünür. Sahiplenme duygusu ister ama istemiyor gibi görünüyor. Her şey ister ama istemiyor gibi görünür. Yapıları böyle, çok karmaşık.
*Sen bu karmaşayı çözdün mü? 
- Net olmak lazım. Benim bardağım bu, bu bardağı her sene tartışabiliriz. Çok net olmak lazım. Kadının da o bardağa göre suyu doldurması gerekiyor. 

Haberin Devamı

Hayatımın en önemli misafiri geliyor


SONUM EVDE KALAN ARKADAŞLARIMA BENZESİN İSTEMEDİM

*Senin bardağını ne taşırır?
- Anlayışlı ve saygılı olmak lazım. Önce elekten bir geçirmek gerekiyor; ne istedi benden diye. Tartışıyorsa bile saygılı olmalı. Saygısız olduğu zaman yakarım, hiç umurumda olmaz. Saygı daha çok sevgiyi getiriyor. Zaten seviyorsun ama saygıyla besledikçe sevgi bahçeleri daha da yeşeriyor. 
*Sen hiç evlenmeyecekmişsin gibi duruyordun 30’lu yaşlarda. Ne oldu da evlendin?
- Baktım ki arkadaşlarım evde kalıyor, sonum onlara benzemesin dedim. (Gülüyor) Çocuk için demek istemiyorum ama gerçekten ürememiz gerektiğine inanıyorum. Onun ne olduğunu bilmiyorum, öğrenmek istiyorum. Tabii sevdiğim bir hanımla olsun istiyorum. Zaten ilişkimiz vardı bizim. 5-6 yıl olmuştu. 
*Uzun bir süreymiş!
- Sağ olsun beni zorlamadı. Çünkü ben evlenmeyeceğim derdim hep. Yalan yoktu. Bizimki sevgiye, saygıya dayalı çok güzel bir ilişkiydi. Sonunda ”evlenelim artık madem, iyi de anlaşıyoruz” dedik. Her şeyden önce ben doğru kişiyle bunu yaptığımı düşünüyorum. Herkes evlendikten sonra karşı taraf çok değişti der, ben tam tersine çok daha mutluyum. İyi anlaşıyoruz.

Haberin Devamı

TÜRK MUTFAĞI EN İYİSİ

*Yemeklerle aran iyi gibi. 
- Haşlama içli köfteyi ve yaprak sarmayı çok severim. Türk mutfağı, dünyanın en iyi mutfağı bence. 
*“Fit değilim ama mutluyum” demişsin.
- Mutluyum ama fit olmam gerekiyor. Çocuk da geliyor. 
Kendime bakmalıyım. Spora başlayacağım.

ÜÇ AY SONRA KIZIM OLACAK MEDENİYET GELİYOR

*Yakında baba olacaksın. Eşin kaç aylık hamile?
- Eşim şu anda altı aylık hamile. Üç ay sonra baba oluyorum. 
*Ne güzel. Cinsiyeti belli olmuştur... 
- Kızımız olacak. Medeniyet geliyor. 
*Adı mı Medeniyet olacak? 
- Yok, kız işte, medeniyet. (Gülüyor) Kadın medeniyettir. İsim henüz belirlemedik. Kızımız olunca ben kadınları daha iyi anlayacağım muhtemelen. Zaten çok hassasım ve empati yaparım sürekli. Çoğu şeyi değişik değerlendiririm ama farklılıkları kendi içinde ayırarak yapmak lazım bunu. 
*Doğuma girecek misin...
- Daha karar vermedim. Hayatımın en önemli misafiri geliyor, onu karşılamam gerektiğini biliyorum. Eşim normal doğum yapacak bir mani olmazsa. Onun sancılı anlarına dayanabilir miyim bilmiyorum. 
*Sanat hayatıyla evlilik nasıl gidiyor?
- Anlayış olduğu için sorun yok. 
*Kıskançlık oluyor muydu ilk başlarda? 
- İlk başlarda biraz oldu ama ben hayatımın uzunca bir dönemini Kubat’a verdiğimi söyledim. Dolayısıyla önce o Kubat’ı korumamız, yaşatmamız gerekiyor elbirliğiyle.

Haberin Devamı

Hayatımın en önemli misafiri geliyor

ANNE OLMAKTAN DAHA ÜSTÜN BİR KARİYER YOK

*Eşin hâlâ gazetecilik yapıyor mu? 
- Hayır, yapmıyor. 
*Bir gazeteciyle beraber olmak nasıl, sorgulanıyormuş gibi hissediyor musun kendini? 
- Hayır, işini evde yapmıyor. Londra’da 10 yıl gazetecilik yaptı. Artık kariyeri ben ve çocukları. 
*Nasıl yani!
- Kocası değil ama çocukları. Anne olmak harika bir şey. Bence bundan daha üstün bir kariyer yok. Ben kadın değilim, bilmiyorum ama bir insan dünyaya getirebilmek acayip bir şey. Hiçbir şeye değişemezsin.

‘14 KUBAT’ ÇOK GÜLDÜRDÜ

*14 Şubat geliyor, 14 Kubat’tan bahsedelim o zaman?
- Bir iki yıl önce birisi “14 Kubat kutlu olsun” diye bir şey paylaşmış. 14 tane Kubat kafası koymuş. Çok komikti. Kenan Doğulu bana mesaj atmıştı; “kopuyorum ben buna” diye. Sonra Genç Turkcelliler bununla ilgili bir şey yapalım dedi. Şarkı çok da güzel oldu.
*Senin 14 Şubat’ların nasıl geçer?
- Çalışıyoruz genelde.
*Sürpriz yapmayı sever misin? 
- Ben romantizme çok inanmıyorum. Romantik olmak için bunları yapmam. Çiçek hediye etmekten çok haz etmem. En son numara o benim için. Ama her kadın da o numaraya düşüyor arkadaş!


“AL ÖMRÜMÜ” 20’NCİ YILIMDA 10’UNCU ALBÜMÜM

*Albümden biraz bahsedelim. Çıkış şarkısı “Al Ömrümü” çok güzel olmuş. Farklı yorumlamışsın. 
- Bu benim 10’uncu albümüm ve 20’nci yılım. 
*Pasta kesecek miyiz? 
- Keseceğiz inşallah. Aranjörümüz Mehmethan Dişbudak. Gerçekten harikalar yarattı.
*İş konusunda titiz misindir? 
- Çok titizimdir. Kılı kırk yarıyoruz. Albüm DMC’den çıktı. Samsun Demir’in, Özden Bora’nın enerjisi var. Çok güzel bir ekip olduk. Nihat Odabaşı çok güzel fotoğraflar çekti. Gün yüzüne çıkmamış türküler var albümde. Ayrıca yeni eserlere de yer verdik. 
*Çıkış ve klip şarkın “Al Ömrümü”nün hikayesi nedir?
- “Kurtlar Vadisi” dizisindeki Memati karakterinin defnedildiği sahnede bu şarkı kullanıldı. Polat Alemdar aramıştı beni, Necati (Şaşmaz) yani. “Biz Memati’yi gömüyoruz, iki gün sonra montaja girmemiz lazım, ne olur şu parçayı bir dinle” dedi. Dinledim, çok beğendim. Dizideki ağıt gibiydi, sadece bir bağlama vardı. Onun üstüne şarkıyı söyledim ama aranjesi yoktu. Öyle bir ses getirdi ki, her konserde söylememi istiyorlardı. Öyle bir altyapısı oldu. Yeni pişirilmiş ekmek gibiydi. Albüme de o şarkının adını verdik.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları