Paylaş
Doğumdan ölüme el bebek gül bebek bakılan bir ev köpeği ile yine doğumdan ölüme daracık yerde gün ışığı görmeden yaşatılan, her türlü haksızlığa uğrayan bir tavuk ya da inek arasında fark göremiyorum.
Köpeğimi severken bir tavuğu dişlemek ahlaklı gelmiyor.
Acı çekmek ya da korkmak söz konusu olduğunda bir kedi, aynı bir ördek gibi; bir hindi, bir ceylan gibi; bir keçi de aynı bir insan gibi...
Bundandır ki geçtiğimiz
üç yıl içinde Amerika’da et
yemeyi bırakanların sayısı yüzde 600 arttı.
Günde iki, hatta üç öğün sofrasında et bulunduranların çoğunlukta olduğu ülkemizde ise en azından şunu isteyebilirim belki; et tüketimini azaltın.
Hem hayvanlar için, hem kendi sağlığınız için ve tabii hem de küresel ısınmaya dur demek için.
Korku ve dehşet içinde yaşatılan, öldürülen hayvanların tüm gerginlik ve hastalıkları yediğiniz etlerle size de geçiyor.
Hayvanlara verilen büyüme hormonları ve antibiyotikler de dahil.
Ve unutmayın ki çevreye en çok zarar veren, dünyanın ısı dengesini en fazla bozan şeylerin başında da hayvancılık geliyor.
Hem kendinize hem de dünyaya zarar vermemek için tabağınızdan eti kaldırın.
En önemlisi acıma duygunuz varsa yapın bunu.
Acıyı, karanlığı, yalnızlığı, hor görülmeyi, aşağılanmayı, korkuyu her canlı hissediyor çünkü.
Gençlik Fabrikası
Kayseri’deki AGÜ’nün (Abdullah Gül Üniversitesi) içinde bir fabrika var; Gençlik Fabrikası...
Harika işler yapıyorlar.
STK’lara destek oluyorlar, diğer yanda da gençlere yurtdışında eğitim ve para kazanma imkanı sağlıyorlar.
Ben de üniversite yıllarımda Lionslar’ın bir sınavını kazanarak gençlik programıyla bir yazımı Hollanda’da geçirmiştim.
Dünyanın dört bir yanından gençlerle bir arada geçirdiğim o yazdan kalan kazanımlarımı unutamam.
Gençlik Fabrikası da gençlerin önüne böyle pek çok imkan sunuyor.
Gençlik Fabrikası Koordinatörü Zeynep Tuğçe Çiftçibaşı Güç ve Eurodesk Koordinatörü Aytaç Uzunlas şahane bir ekiple sadece gençlik için çalışıyorlar.
AGÜ Gençlik Fabrikası 33 ülkede 3000’den fazla kurumla ilişkide.
16 ülkede Erasmus anlaşmaları var.
Son dört yılda 418 katılımcıyı yurtdışına göndermiş, 56 katılımcıyı da değişimle ülkemize getirmiş.
AGÜ Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu’nun da desteğiyle faaliyetlerini sürdüren Gençlik Fabrikası, gençlerin sivil toplum kuruluşları için de çalışmalarını sağlıyor.
Dernek ve vakıflara yardımda bulunma konusunda dünya genelinde maalesef son sıralarda yer alan ülkemizin bu vahim durumuna da el atmış oluyor böylece.
AGÜ Gençlik Fabrikası’nı sosyal medya hesaplarından ve internet sitelerinden takip edebilirsiniz.
Teknoloji ve biz!
Teknolojinin amacı bizi birbirimize daha fazla bağlamak değil miydi? Alexander Graham Bell 1876 yılında telefonu icat ettiğinde insanlar daha yakınlaşmamış mıydı?
Uzaklar yakın olmamış mıydı?
Peki aynı teknoloji şimdi neden tam tersini yapıyor?
Bizi birbirimize bağlayan telefonlar artık aramıza mesafe koyuyor.
Yan yanayken bırakabiliyor muyuz telefonları elimizden?
Uzaklaşabiliyor muyuz sosyal medyadan?
Aynı masada oturup telefonlara gömülen yabancılar olmadık mı?
Teknoloji canavarına kurban gidiyoruz. Biraz teknoloji diyeti yapmakta fayda var.
Paylaş