Paylaş
Oscar’lık bir performans sergileyen Jake Gyllenhaal’un canlandırdığı Lou Bloom, habere reyting katmak için insanlıktan ne kadar uzaklaşılabildiğini gözler önüne seriyor.
Haber anlayışı ne yazık ki işte bu kadar acımasız.
Haber bülteni değil, magazin ve porno izliyoruz aslında.
Porno derken hemen cinsellik gelmesin akla.
Kan, şiddet, acının pornosu da var.
İşte bu yapılıyor haberlerde.
Okan Bayülgen, geçen cumartesi Dada Dandinista’da “haberlerde reyting ölçülmesin” dedi.
Kesinlikle katılıyorum.
Haberler çok izlensin, reytinglerde üst sıralara çıksın diye bültenleri ölüm, kaza, kan, acı, gözyaşı, ayrılık, yoksulluğun ajitasyonlarıyla doldurmaya, haberi değersizleştirmeye kimsenin hakkı yok.
Bodrum’da emniyet ayakta
Galatasaray’ın eski yöneticilerinden Turgay Kıran’ın Bodrum Yalıkavak’taki otelinin bahçesinde işletmeci Deniz Anapa’nın sahibi olduğu dört köpek zehirlendi.
Bugüne dek ihbar edilen zehirlenme vakalarına pek ilgi göstermeyen Bodrum emniyeti şimdi ayaktaymış.
Neyse bu da bir şey tabii!
Bu Bodrum’daki kaçıncı zehirleme vakası.
Otelin güvenlik kamerası olsun, gizli çekim olsun, zehirli ekmekleri hazırlayan, köpeklerin önüne atanların eşkalleri olsun, bir şey bulunsun artık.
Köpekler sahipli olduğu için olay hapis cezasına kadar gidebilir.
Özkök’e inat
Vizyondaki dördüncü haftasında filme iki saat kala sadece en ön sırada yer bulunabilen film hangisi?
“Interstellar” (Yıldızlararası).
Bu yoğun ilgide Ertuğrul Özkök’ün payı çoktur.
Özkök, Christopher Nolan’ın filmini anlamadığını yazdı ya, rekabet, yenme, kazanma, üste çıkma dürtüsüyle “o anlamamış, ben anlarım” diyenler olmuştur eminim.
Ama ne yalan söyleyeyim onların da sinemadan kesin zaferle çıktıklarını pek sanmıyorum.
Üç saate yakın süren bu şaheser film daha çok vizyonda kalır.
Christopher Nolan’ın algılarımızın ayarını fena halde bozması sonucu “Filmde anlamadığım, kaçırdığım, üzerine düşünmem gereken yerler oldu, ben bir daha izleyeceğim” diyenler çok çünkü.
Çocukluk aşkım
Sorumlusu Facebook mudur, geriye dönüş akımı mıdır, eskiye nur mu yağmıştır bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki çevremdeki her beş kişiden üçü çocukluk aşkıyla beraber.
Çok sevdiğim bir arkadaşım boşandı, boşanmakla kalmayıp yıllar sonra Facebook’ta karşısına çıkan çocukluk aşkının yanına, onun yaşadığı şehre bile taşındı.
Işın Karaca, “O beni Işın Karaca değil, Işın olarak tanıyor ve seviyor” dediği çocukluk aşkıyla mutluluğu yaşıyor.
Dün Kelebek’te haberdi, Kardeş Payı dizisinin oyuncularından İpek Yaylacıoğlu da ilkokul aşkıyla evleniyor.
Çocuk kalbiyle sevilen kişiyle büyüyünce hayatı paylaşmak çok daha güzel, saf, temiz ve gerçek olsa gerek.
Paylaş