Paylaş
Kadın tarafı olarak cevap veriyorum; ayakta verilen poz kadınları her zaman daha güzel gösterir ve bizce tercih edilir.
Ama asıl kural şu, bir kadın kendini hangi durumda daha güzel hissediyorsa öyle yapmalı.
Çünkü bizim fotoğraflarda en fazla dikkat ettiğimiz şey nasıl göründüğümüz.
Ayakta da olsak, otursak da önce duruşa, verdiğimiz poza, estetiğe bakıyoruz. Ve işte şimdi yazının can alıcı kısmı geliyor.
Fotoğrafta güzel çıkma yöntemleri.
İhtiyacı olmayan, yok kullanmam, okumam diyen çıkmayacaktır, buyurun o zaman.
Dilinizi kullanın: Bu klasik ve dalga geçilen yöntem aslında işe yarıyor ve çok da mantıklı. Dilinizi damağınızın üst tarafına bastırarak gıdığınızın sarkık çıkmasını engellemiş oluyorsunuz. Bu yöntem çene ve boyun görüntüsünü düzeltiyor. Heidi Klum ve Renee Zellweger boşuna dillerini damağa yapıştırmıyorlar.
Yan durun: Profesyonel bir fotoğrafçıya poz vermiyorsanız kameraya dik bakmayın. Gölge almayacağınızdan yüzünüz olduğundan daha geniş, renksiz ve ablak çıkacaktır. Yan dönün ve çenenizi hafifçe yukarı kaldırın.
Kırmızı halı hilesi: Klasik duruştur ama hep işe yarar. Ayaktayken vücudunuzu 45 derece yana çevirin. Elinizi kameraya yakın olan kalçanınız üzerine koyun. Bir ayağınızı hafifçe öne atın, vücut ağırlığınızı arkadaki ayağınıza verin.
Çapraz ayaklar: Ayakta ve önden bir poz verecekseniz, bacaklarınızı önde çapraz yapın. Bu kalçalarınızın dar, bacaklarınızın uzun görünmesini sağlar ki bu da bir kadın için az şey değil. Bu hareket otururken de işinize yarar.
Doğal gülüş: Her fotoğrafın can alıcı yanı güzel bir gülüş tabii ki. Ne çok büyük ne de küçük. Büyük olunca gözler küçülüyor, kırışıklıklar artıyor. Asık suratın negatif etkilerini ise söylememe gerek yok sanırım. Doğal, dişlerin hafif göründüğü bir gülüş her fotoğrafın olmazsa olmazı.
Şimdi bunları ayna karşısında denemeye başlayabilirsiniz.
Sokaklar hediye doldu
14 Şubat Sevgililer Günü dünyada en çok evcil hayvan satışının yapıldığı günlerden biri.
Bir hayvan, bir dost sevgiliye alınabilecek en güzel hediye bence de.
Ama birkaç “ama”sı var.
Sevdiğiniz kişi bu hayvana ömür boyu bakabilecek, yanında olabilecekse alın.
Ve ne olur gidip petshop’dan değil bir barınaktan alın.
Barınaklar, sokaklar sevgilinizi ömür boyu mutlu edecek hediyelerle dolu.
Kedi isteyenler için biri kaza geçirmiş ve iyileşmekte olan, diğeri ameliyatlı ve yuvaya ihtiyaç duyan iki kedimiz var.
İkisi de çok uysal ve canayakın.
İsteyenler www.haciko.org.tr’den bizimle irtibata geçebilir.
En müstehcen filme ilgi büyük
En müstehcen film olarak lanse edilen, +18 yaş sınırıyla yarın vizyona girecek olan “Grinin Elli Tonu” artık nasıl bir merak uyandırdıysa ön satışa açıldı ve biletler kapış kapış gitti.
Bu arada filmin Sevgililer Günü haftasında vizyona giriyor olması da hayli manidar!
Bu filmi 14 Şubat’ta sevgiliyle izlemek ilişki üzerinde nasıl bir etki yapar merak etmiyor değilim.
Yerli film istilası
Bir anda o kadar çok Türk filmi vizyona girdi ki bazen gişe önlerinde izleyicilerin bundan yakındıklarını duyuyorum. Özellikle İstinye Park ve Kanyon’da, sayıları hayli fazla olan yabancı sinema izleyicisi bu durumdan hayli şikayetçi.
Bunu demişken yarın vizyona girecek yerli film sayısını da yazmadan geçmeyeyim; yarın vizyon beş yeni Türk filmiyle (Yav He He, Sarmaşık, Netekim Karakolu, Kod Adı KOZ: Maskeler Düşüyor, Katran) daha buluşuyor.
Bunların yanında gösterime girecek yabancı film sayısı ise sadece üç (Grinin Elli Tonu, Unutma Beni, Seni Seviyorum Rio).
Paylaş