Fiziki bir durum

Kadınlar bir kez daha iş dünyasını bir soruyla ikiye bölmüş durumda: Çalışan kadına regl izni olsun mu?

Haberin Devamı

Regl ağrısını çeken bilir, yani erkekler bilemez.
Fena bir şey, hayattan soğutup farklı ruh hallerine sokan, hiçbir şeye konsantre olunamamasıyla sonuçlanan fiziki bir durum işte. 
Şimdi buradan bakınca regl izni hem işveren hem de kadınlar açısından mantıklı görünüyor.
Ama diğer yanda evlilik, doğum, süt izni vs. nedeniyle zaten kadın çalışan istemeyen işyerleri bir de regl izni çıkarsa kendilerine bir bahane daha bulmuş olacaklar.
Regl izni suistimal edilmediği sürece desteklediğim bir şey.
Ama kadınlara işsizlik olarak dönecekse üzücü olur.

Jason Momoa da boşanıyor

Ne kıskandılar, ne dedikodu yaptılar arkalarından.
Yok adam çok yakışıklıymış, kadın çirkinmiş.
Yok adam 42, kadın 54 yaşındaymış, annesi gibi duruyormuş.
Yok adam kadının ilk eşinden olan çocuğunu da kabul etmiş.
Yahu bunların hepsi o kadar normal ki! Ve hiçbiri bir ilişkiyi bitirmeye neden değil.
Ki zaten yıllardır da gül gibi yaşıyorlardı, iki çocukları da olmuştu.
Akıllarda Aquaman olarak yer edinen, “Game of Thrones” dizisinde de rol alan süper yakışıklı Jason Momoa ve eşi Lisa Bonet’ten bahsediyorum.
Nazar değdi, boşanma kararı aldıklarını açıkladılar.
Lisa Bonet, Lenny Kravitz’in eski eşi bu arada.
Ondan 30 küsur yaşında çocuğu var.
Momoa geçen yıllarda çocuk tacizi iddialarıyla uğraşmış, taciz diye ortaya atılan videodaki kızın kendi çocuğu olduğu ortaya çıkınca ortalık durulmuştu.
Kötücül iddia sahipleri de rezil olmuştu.
Çevre ve okyanus aktivisti olması nedeniyle de ayrıca sevdiğim Jason Momoa’nın takdir ettiğim aile yaşantısının darbe almasına üzüldüm ben.
Evden ayrılıp karavanda yaşamaya başlamış.
Karavanın da nasıl bir karavan olduğunu siz hesaplayın artık, 750 bin dolarlık bir karavan hayal edin yeter.

Haberin Devamı

Aşı karşıtlarının travmaları

Çocukluğunuza dönün ve hatırlamaya çalışın.
Okuldasınız, aşı günü gelip çatıyor.
Ben çok net hatırlıyorum.
Öğretmen kızı olmanın da verdiği sorumluluk ve örnek olma bilinci ile sıranın en önüne geçer, aşıyı ilk ben olurdum. 
Sırayı savdıktan sonra kalanları izlemek de ayrı bir keyif verirdi.
Şimdi bundan neden bahsettim?
Bilim insanları, korona aşısıyla ilgili çekince ve tereddütleri olanların bu davranışını çocukluk yıllarından kalma travmalara bağlıyor.
Benim gibi aşıyla ilgili travması olmayanlar, korona aşısını da gidip ilk yaptıranlar arasında oluyormuş.
Sadece aşı travmasından bahsedilmiyor araştırmada.
Anne babanın ayrılması, ilgisizlik, fiziksel, sözsel ya da cinsel tacize uğramak da aşı karşıtlarının geçmişlerinde yaygın olan travmalar arasındaymış.
Güven sorunu yaşayan bu kişiler, ne aşıya ne de hükümetlerin korona yaptırımlarına inanıyor.

Yazarın Tüm Yazıları