Paylaş
Yine bir pazar günüydü.
Ve yine cumartesi gecesinden kalan pek çok jüri üyesi gibi benim için de hayli erken saatteydi.
Stüdyodan sabah 06.00’da gelip azıcık uyuyup 12.00’de toplantıda hazır ve nazır bulundum.
Hasan Can Kaya ve Orkun Ün ile ayılmak için bolca kahve içmemiz gerekti.
İyi ki de kahveye başvurmuşuz, uzun bir gün oldu. Bu, Pantene Altın Kelebek tarihinin en uzun süren jüri toplantısıydı diyebilirim.
İzzet Öz etkisi çok tabii. “Onu da izleyelim”, “Bunu da hatırlayalım”, “Bolca tartışalım” modu zaman içinde hepimize yansıyınca akşamı bulduk.
Güzel de oldu aslında.
Şükrü Avşar’ın yenilerin önünü açmak istemesine, Perihan Savaş’ın yerinde uyarılarına, POPSAV Başkanı Metin Özülkü’nün müzik dünyasının dinamiklerine çektiği dikkate, Melis Sezen’in dizilerle ilgili detaylı gözlem ve yorumlarına, Hasan Can’ın her kategoriyle ilgili geniş ilgisine, Yasemin Baştan’ın dizilerle ilgili çarpıcı gözlemlerine, Meral Çetinkaya’nın heyecanına hayran kaldım. 3 Aralık’ta ödüller sahiplerine gidecek ve o ödüller kadar sahne de muhteşem olacak, çünkü müthiş şovlar ve deli sürprizler yolda.
Hâlâ köpek eti yiyorlar
Güney Kore’de bu yüzyılda, bu zamanda hâlâ köpek eti yenildiğini biliyor muydunuz?
Maalesef öyle.
Neyse ki geçen hafta Seul otoriteleri bir açıklama yaptı ve ülkede köpek eti tüketimini yasaklamayı planladıklarını duyurdu.
Bu yasağın gelmekte olmasında ülkenin hayvansever başkanı Yoon Suk Yeol ve first lady’si Kim Keon Hee’nin etkisi büyük.
Ailenin birlikte yaşadığı 6 köpek ve 5 kedi var.
Her şey beklendiği gibi gelişir ve bu yasa yürürlüğe girerse 2027 yılında ülkede köpek eti tüketmek tamamen yasaklanmış olacak.
Bu yasağın tüm dünyada tüm hayvanlara karşı geleceği gün, gelişmiş bir tür olabileceğiz.
İnanılır gibi değil ama hâlâ öldürüyor ve yiyoruz. Arkadaşlarımızı yemeye devam ettikçe dünya asla iyi bir yer olmayacak.
Fırtına ve kuryeler
Fırtınalı havada kuryenin getireceği siparişi vermek ya da vermemek...
İşte bütün mesele bu.
Eminim siz de düşmüşsünüzdür bu ikileme.
Bir yandan “Kimse sipariş vermezse o kurye eve nasıl ekmek götürecek?” diye düşünüyor insan.
Diğer yandan “Bana gelirken fırtınalı havada zorlanırsa, hatta Allah korusun bir kaza geçirirse?” diyor.
Sizi bilmem ama ben finalde sipariş vermemeyi tercih ediyorum.
Keşke böyle fazlasıyla olumsuz hava koşullarında kuryelere siparişe gitmedikleri kadar ek ödeme yapılsa.
Ve acil siparişler için motosiklet yerine araba kullanılsa.
İçimiz öyle rahat eder ki...
Paylaş