Paylaş
Almayı değil vermeyi, “hep bana” demeyi değil paylaşmayı bilenler, tercih edenler özel insanlardır.
İşte size bugün o özel insanlardan birinden bahsedeceğim. Nazo Zeyrek, İzmirli bir işkadını.
Dora Magazin’in sahipleri Ceren Ağca ve Hira Güngör vasıtasıyla tanıştım kendisiyle.
Nazo’nun doğum günü partisini sokak hayvanları yararına, HAÇİKO Derneği için yapmak istediklerini söylediler.
HAÇİKO olarak doğum günü bağışlarından bir katkı sağlıyoruz.
Hepsi çok değerli.
Ama sanırım Nazo’nun doğum günü toplamda büyük şirketlerden aldığımız desteğe yetişti, hatta geçti bile.
Tek başına bir kadın, güçlü bir kadın, bir şirket kadar katkı sağladı sokak hayvanlarına. Alaçatı’da Deniz Seki, Özge Ulusoy, Ivana Sert, Aslıhan Karalar ve Salih Güney’in de konuklar arasında olduğu müthiş bir gün geçirdik.
Partideki cins köpeklerin anne ve babaları onların sokaktaki arkadaşlarına yardım ettiler ve böylece onları unutmamış oldular.
Partideki köpek güzelliği yarışmasına gelince.
Sembolik bir yarışmaydı, daha çok köpekler değil kıyafetleri yarıştı.
Özge Ulusoy, köpeği Sherlock kazansın diye yarım saatte kendi tişörtünü kesip biçerek ona bir kıyafet tasarlayıverdi.
Ivana’dan tam puan alsa da benden mansiyon aldı Sherlock.
Çünkü birincimiz Nazo’nun sahiplendiği güzel çocuk oldu.
“Satın alma sahiplen” mottomuzu bir kez daha vurgulamış olduk.
Ceren, Hira ve Nazo ile daha çok güzel işler yapacağız.
Nazo’ya bir kez daha nice mutlu yıllara.
İyi ki doğmuş.
Teoman haklı
Teoman, Harbiye’de verdiği konserde seyirciye “Ayağa kalkın ki kendimizi rockstar gibi hissedelim” demiş.
Harbiye konserlerinin rock konserleri söz konusu olduğunda böyle bir sorunu var.
Teoman konserlerini kaçırmayan biri olarak her konserinde ben de bu sıkıntıyı yaşıyorum. Finalde, hatta konser ortasından sonuna kadar olan kısımda dayanamayıp ayakta oluyorum genelde ama oturmayı tercih edenlerin tuhaf bakışlarından da kurtulamıyorum.
Teoman’a o kadar hak veriyorum ki. Oturan izleyici karşısındaki hislerini anlayabiliyorum.
Tamam Harbiye’nin büyüsü, atmosferi ayrı ama rock festivallerinde bırakın ayakta olmayı, zıplayıp duran, coşkulu genç izleyicinin keyfi de başka.
Bir Cumhuriyet filmi
Gerçek bir hikayeden Selman Kayabaşı tarafından senaryolaştırılan ve yönetilen “Kurtuluş Hattı” vizyonda.
Canla, kanla, aşkla yazılmış tarihimizi konu alan filmler arasında ön plana çıkacağına inandığım film; Kurtuluş Savaşı’nın gizli kahramanlarını, posta ve telgraf memurlarını beyazperdeye taşıyor.
Filmin ana kahramanı Atatürk’ün Nutuk’ta “Kendisine teşekkür etmeyi milli ve vatani görev olarak görüyorum” dediği telgraf memuru Hamdi Bey.
Savaşın en kritik döneminde Milli Mücadele’nin seyrini değiştiren gizli haberleşme ağının hikayesinde Gülsim Ali, Yusuf Aytekin, Emin Gürsoy, Hamdi Erdoğan gibi ünlü oyuncuların yanı sıra Mustafa Kemal Atatürk olarak Serkan Şenalp’i izliyoruz. Bu Cumhuriyet filmini 19 Mayıs’ta duyurmak da bir ayrıcalık oldu tabii. Kaçırmayın, izleyin.
Unutulmaz bir film repliği
“Bilinç korkunç bir lanettir. Düşünürsün, hissedersin ve acı çekersin.”
(John Malkovich Olmak-Being John Malkovich)
Paylaş