Sinema filmlerine yaş sınırı getiren sansür kurulunun sağı solu belli olmuyor gerçekten. Kurtlar Vadisi Irak’a girmeyip, Tetikçi’yi vurabiliyorlar.
Bir keskin nişancının derin devlet komplolarını ortaya çıkarmak için girdiği mücadeleyi anlatan Tetikçi’ye 18 yaş sınırı getirildi.
Gerekçe, filmin korku ve şiddet unsurları içermesiymiş ki buna hiç katılmıyorum.
Tetikçi’deki şiddet, yasaksız gösterilen pek çok filmden fazla değil.
Filmin dağıtımını üstlenen UIP firması yetkilisi Hakan Sonok ise asıl nedenin filmin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki derin devlete yönelttiği eleştiriler ve senatörlerin kirli çamaşırlarını sergilemesi olduğunu söylüyor.
Diyelim ki kurul Amerika’yı eleştiren bir yapımın Türk gençleri tarafından izlenmesini istemiyor. Peki o zaman bunu damardan yapan Kurtlar Vadisi Irak gibi bir filme neden hiçbir yaş yasağı getirmediler?
Özeleştiri yasak, eleştiri mübah mı acaba?
Kısa film yarışması
Fransız Sokağı yaza Kısa Filmler Sokak Şöleni ile merhaba demeye hazırlanıyor.
2-17 Haziran tarihleri arasındaki etkinlikte kısa film yarışmasıyla birlikte caz konserleri, resim sergileri, dans gösterileri, defileler ve work-shop’lar da olacak.
Kısa Film Yarışması için son katılım tarihi 26 Mayıs. Yarışmaya katılan tüm filmler gündüz kapalı salonda, geceleri ise Fransız Sokağı Sanat Meydanı’nda gösterilecek.
İlk üç dereceye giren yönetmenlere yeni filmleri için üç günlük kamera ve 10 saatlik montaj hizmeti verilecek.
Operadaki Sinek
Yarı insan, yarı böcek, tam korku.
Franz Kafka’nın Metamorfoz’u üzerine kurulu olan Sinek filmi deney sırasında genleri bir sineğinkiyle karışan bilim adamının öyküsünü anlatır. Açılış sahnesine Jeff Goldblum’un canlandırdığı karakter "Dünyayı ve insan yaşamını değiştirecek bir şey üzerinde çalışıyorum" der.
Filmden 21 yıl sonra yönetmeni David Cronenberg de müzik ve sinema dünyasını değiştirmese de etkileyecek bir projenin startını verdi; Sinek filmi opera oluyor.
Los Angeles Operası ve Chatelet Tiyatrosu’nun ortak yapımı olarak sahneye konulacak Sinek Operası’nın müziklerini, filmin müziklerini yapan ve Yüzüklerin Efendisi üçlemesi için yaptığı çalışmayla Oscar alan Howard Shore besteleyecek. Operayı ise Los Angeles Operası’nın genel direktörü Placido Domingo yönetecek. Başroller için soprano Renee Fleming ve bariton Rodney Gilfry düşünülmüş. Sinek Operası, perdesini önce Paris’te açıp, ardından da Los Angeles’a uçacak.
Acı var mı acı
Sinema, müzik, resim ya da edebiyat dünyasında olsun, yaratıcılık için acı çekilmesi gerekiyor. Reha Muhtar’ın zamanında Ateş Hattı’nda bol bol kullandığı "Acı var mı acı?" sorusu her sanatçıya sorulmalı belki de.
Acının, yaratıcılığın kapılarını açan altın anahtar olduğunu gösteren iki film var şu sıralar vizyonda: Küçük Gün Işığım ve Beethoven’ı Anlamak.
En İyi Orijinal Senaryo Oscarı’nı alan Küçük Gün Işığım’da Proust uzmanı ünlü yazarla ilgili şöyle diyor: "Onu Proust yapan acı çektiği yıllardı. Mutlu olduğu zamanlar mı? Büyük bir vakit kaybından başka bir şey değil."
Beethoven’ı Anlamak’ı izlerken de ünlü ustanın en değerli eserlerini sağır olduğu, yeğeni nedeniyle hayal kırıklıkları yaşadığı ve yalnızlık çektiği dönemlerde bestelediğini görüyoruz.
Geçenlerde Cinemania programında Beethoven’ı Anlamak filmini konuştuğum Ferhat Göçer ve Behzat Gerçeker de yaratım sürecinde acının öneminden bahsettiler. Göçer durumu "Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir. Özlem, ulaşamama acısı, karmaşa sanatçının üretirken sırtını dayadığı malzemelerdir" diyerek açıkladı.
Sanatçılar bir şekilde acıyı hissediyorlar üretim aşamasında. Tüketenlere de onların yarattıklarını keyifle dinlemek, okumak ya da izlemek düşüyor.