Depreme dayanıklı semtler

Son haftanın konusu, İstanbul’da depreme en dayanıklı semtlerin hangileri olduğuydu.

Haberin Devamı


Herkes deprem uzmanı kesiliyor böyle zamanlarda...
Müzik ve futbol uzmanlığı gibi bir şey, herkesin bir diyeceği var.
Fay kırığının yerini göz önünde bulundurarak Anadolu ve Avrupa yakasının kuzeyinde yer alan semtlerin en şanslıları olduğuna karar verildi çoğu konuşmalarda.
“Sarıyer, Beykoz, Şile’de oturanlar şanslıdır” dendi. Kimisi “Mecidiyeköy’de deprem hissedilmiyor, burada depremi sosyal medyadan öğreniyoruz” dedi.
Doğrudur, haklıdırlar ama zemine, yerin fay hattına uzaklığına falan bakmanın yanı sıra oturduğunuz binanın sağlamlığına bakmak en önemlisi. Deprem-semt testinin sonucunu açıklıyorum:
Sadece bölge değil, yapının dayanıklılığı da önemlidir.

Cim Bom’un ölümünün ardından

Hıncal Uluç, köpeğim Buddy’nin ölümünün ardından ilk baş sağlığı dileyenler arasındaydı.
Kendisi o duyguyla, o acıyla empati kurabilenlerdendir çünkü.
Hıncal Abi’nin çok sevdiği köpeği Cim Bom’un acısını en derinde hâlâ hissettiğini yakınları çok iyi bilir.
Şöyle yazdı Hıncal Abi:
“Ben hiç evlat sahibi olmadım. Ama Cim Bom öldüğünde evlat acısının ne olduğunu anladım. O gün bir daha köpek almayacağıma yemin ettim... Yani... Başın sağ olsun Ömür...”
“Gerçekten de yerleri dolmuyor, büyük bir boşluk var içimde, tarifi zor...” dedim ben de.
“O boşluk dolmaz. Çünkü adı SEVGİ. O sevgi insanda da başka hayvanda da yok” diye yazdı o da.
O sevginin insanda olmadığını biliyorum Hıncal Abi, bizim öyle bir sevgiyi onlar gibi tek bir kişiye hissetmemize imkan yok.
İnsanın ilk köpeğiyle yaşadıklarını başka hayvanlarla yaşaması da zor dediğin gibi.
Cim Bom sonrası hissettiklerini ve bir daha köpek alamayışını çok iyi anlıyorum.
Ama ben geride kalan iki köpeğim, 20 kedimle acımı dindirmeye, sevgimi onlara dağıtmaya çalışacağım.
İlk aşk başkadır, başka heyecandır, başka sevgidir, hiçbiri Buddy gibi olamayacak ama emin ol Buddy onlarda yaşayacak ve gittiği yerde onun sevgisini arkadaşlarına dağıttığım için mutlu da olacak.
Buddy ve Cim Bom, Gökkuşağı Köprüsü’nde bizi beklerken arkadaş olmuşlardır, oyunlar oynuyorlardır Hıncal Abi.
Tekrar teşekkürler acımı paylaştığın, beni anladığın için.

Haberin Devamı

İnsan detoksu şart

Haberin Devamı

İnsan bir yakınını kaybettiğinde çok hassaslaşıyor, duygusal oluyor, dokunmasan bile ağlıyor, aranmak, sorulmak, acıyı paylaşmak istiyor.
Bu yakın her zaman bir insan olmak zorunda değil.
Bir kedi, bir balık, bir köpek, bir kuş da olabiliyor.
Ve yakınını kaybeden insan, dost bildiklerinin onu bu zor zamanında yalnız bıraktığını gördüğünde gerçeklerle yüzleşiyor.
Bazılarını “dost” kategorisinden çıkarma zamanı geliyor.
Ve işte o an insan detoksu başlıyor.
Canım köpeğim Buddy’mi kaybettiğim günlerde benim acımı paylaşmayan, beni yalnız bırakan herkesi bir daha yanıma almamak üzere geride bıraktım ben de.
Hafifledim.
Acımı, hissettiklerimi çok iyi anlayan hayvanlara ve birkaç gerçek dosta daha da yakınlaştım.
Bugünlerimde yanımda olan herkese teşekkür ediyorum.

Haberin Devamı

Unutulmaz bir dizi repliği

“Sefalet kapıdan girince aşk pencereden uçup gider.” (Aşk-ı Memnu)

Yazarın Tüm Yazıları