Paylaş
Bir sahnede üzerine toprak serpilmiş halde gördüğümüz köpek öldü mü? Sosyal medya ve forumlar günlerdir bu olayla çalkanlanıyor.
Köpeğin televizyon ekranından çekilmiş, dili dışarıda toz toprak içinde yatan fotoğrafları elden ele dolaşıyor.
Görüntü korkunç, iç acıtıyor, nedir bu hayvanların insanlardan çektiği dedirtiyor.
Peki o köpek şimdi nasıl, yaşıyor mu, sağlığı iyi mi?
“Cinayet” dizisinin yapım sorumlusu Bahadır Atay’ı aradım.
Kont isimli labrador kırmasının yaşadığını ve sağlığının gayet yerinde olduğunu öğrendim.
Kont uçaklarda köpeklere verilen ilaçlarla veteriner gözetiminde kısa bir süreliğine uyutulmuş, sahne hızlıca çekildikten sonra da karavanda ayılması sağlanmış.
Dizide gördüğümüz çürümüş köpek görüntüsünü vermek için ise bilgisayar efekti kullanmışlar.
“Keşke” dedim, “köpek maket olsaydı ya da tamamen bilgisayar ürünü. Nasıl ki rol için insanı bayıltmı-yorsak, hayvanlara da bunu yapmaya hakkımız yok!”
“Biz de çok isteriz böyle çalışmayı, ileride bunlar da olacak inşallah” dedi Bahadır.
Bu teknoloji gelene kadar senaryo yazarlarından ricam hayvan hakları ihlali olma ihtimali olan sahneler yazmamaları.
Bir hayvan iğneyle bayıltılacaksa o sahne hiç olmasın daha iyi, öyle
değil mi?
Kont’un sahibi ne diyor?
Cinayet dizisi yapım sorumlusu Bahadır Atay’la konuştuktan sonra rahat edemedim, Kont’un sahibi Zafer Koçak’ı da aradım.
Gayet iyi niyetli bir genç kendisi. Labrador kırması Kont’u bebekken sokakta bulmuş ve sahiplenmiş.
Bu diziden tesadüfen haberi olmuş ve yardımcı olmak istemiş.
Kont’un 2,5 yaşında olduğunu ve sedasyon sonrası koşup oynamaya devam ettiğini söyledi.
Bu olaydan sonra hayvanseverlerden yemediği fırça ve küfür kalmamış Zafer’in.
“Haklılar, sakın bir daha yapma” dedim ve ekledim: “İnsan bir dizide görünsün diye evladının bayıltılmasına izin verir mi?”
SİYAD’ın gişeyle imtihanı
Yılların sinema dergileri kapanabilir, birilerinin işlerine gelmediği zaman sinema yazarlığı değersizleştirmeye çalışılabilir ama yaptığımız iş bilet satışlarının artmasıyla reytingi giderek daha da yükselen bu sektörde önemli bir yer tutmaya ve kriter olmaya devam ediyor.
46. SİYAD ödülleri 20 Ocak Pazartesi günü sahiplerine verilecek.
Adaylar hafta başında açıklandı.
Değerlendirme dahilinde olan 86 Türkiye yapımından 12 tanesi çeşitli dallarda ve sayıda adaylık elde etti.
Öne çıkan filmler dokuzar adaylıkla “Kelebeğin Rüyası” ve “Zerre”...
“Sen Aydınlatırsın Geceyi”, “Yozgat Blues” ve “Jin” de öne çıkan diğer filmler.
SİYAD’da ödüller vizyon filmleri üzerinden iki turda yapılan elektronik oylamalarla belirleniyor.
Geçmişe şöyle bir baktığımızda Reha Erdem ve Zeki Demirkubuz’un 46 kez çeşitli dallarda aday olduğunu görüyoruz.
Nuri Bilge Ceylan ise tahmin edildiği gibi son 15 yılın üçüncü basamağında yer alıyor.
Ceylan 40 adaylığı, altı filmle elde ederken 15 kez SİYAD’a uzanmıştı.
Filmlere baktığımızda 1997’den bu yana en çok adaylık elde eden film “Yazı Tura” (13).
“Yazı Tura”yı geçen yıl 12 dalda adaylık elde eden “Araf” ve 1999’da yine 12 dalda adaylık elde eden “Salkım Hanımın Taneleri” adlı film izliyor.
En çok SİYAD heykelciği kazanan film, sekiz ödülle “Yumurta”.
Çağan Irmak’ın “Babam ve Oğlum”u ise 2005 yılında aday olduğı sekiz dalın altısından heykelcik çıkarmayı başarmış ve SİYAD gişe filmlerine pas vermez yargısına meydan okumuştu.
Bu yıl da bu önyargı hem gişede iyi iş yapan hem de Oscar aday adayımız olan Kelebeğin Rüyası ile yıkılmış olacak gibi duruyor.
SİYAD ödül töreni, pazartesi gecesi
D-Smart’ın 20’nci kanalında canlı olarak yayınlanacak.
Paylaş