Paylaş
“Hayat Ağacı” (The Tree of Life) mı, “Yedi” (Seven) mi, “Ocean’s Eleven” mı, “Truva” (Troy) mı, yoksa bir
başka filmdeki mi?
Oylamanın sonuçlarını okumadan önce, karşılaştırmak adına, kendi cevabınızı bir kenara yazın
isterseniz.
Birinciyi açıklamadan önce ikinciden başlayalım... “Ocean’s Eleven”daki arkası kısa, üstü hafif uzun olan saç modeli.
Üçüncü sırada “Dövüş Kulübü”ndeki çılgın saç kesimi geliyor ki bu saç aslında benim favorim. Arada taklit etmiyor değilim.
Brad Pitt’in “Truva”daki uzun saçları pek rağbet görmemiş, dokuzuncu sırada yer alıyor.
Demek ki arkası uzun saç artık tutulmuyor.
Ve gelelim birinciye, arkası kısa modellerin sevildiğini anlaşmışsınızdır, film de güzel olunca, en ikonik Brad Pitt saçı “Yedi” filmine gidiyor.
Güzel bir Türkiye için
Özelkalem Dergisi, ‘Güzel bir Türkiye’ başlığıyla çeşitli projeleriyle vali ve belediye başkanlarını ödüllendirdi. Ankara Deprem Stratejisi ve Eylem Planı ile Yılın Valisi Ödülü Ankara valisi Alaaddin Yüksel’e gitti.
Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, Hobi Bahçeleri Projesi ile Yılın Büyükşehir İlçe Belediye Başkanı Ödülü’nü aldı.
Kültür Sanat alanında en önemsediğim ödüllerden biri Güneş Kursunun İzinde Hitit Yolu Projesi. Ödülü Çorum Valisi Nurullah Çakır aldı.
Hatay valisi M. Celalettin Lekesiz’in Hatay Devlet Müzesi projesi ile aldığı ödül de özel. Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatçi Çevreci, Bisikletler ile Geri Dönsün Yaşam Sürsün Projesi ile Yılın İlçe Belediye Başkanı oldu.
Neşe ve Karikatür Müzesi Projesi, Konak belediye başkanı Hakan Tartan’a ile Yılın Büyükşehir İlçe Belediye Başkanı Ödülü’nü getirdi. Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Es Çocuk Evi Projesi ile Yılın Büyükşehir Belediye Başkanı Ödülü’nü aldı.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, kişiselleştirilmiş Seyahat Kart Yönetim Sistemi Projesi ile ödül aldı.
Ödüller bunlarla sınırlı değil tabii, daha pek çok güzel proje var. Yeri geliyor barınaklarına özen göstermeyen, sokaktaki köpekleri öldüren belediyelere yükleniyoruz ama iyi işleri alkışlamasını bilmek lazım.
Ultra kısa yazılar!
Artık çok daha kısa yazıyoruz.
Uzun yazılara tahammülün azalmasından belki. Belki de Twitter’ın ya da hızlı yaşamın hayatımızı etkilemiş olmasından.
Dün, dünyadaki ilk Ultra Kısa Hikaye Yazma Günü kutlandı.
En kısa yazılar derken 100-150 kelimelik hikayelerden söz ediyorum.
Kısa yazanlar, “1000 kelimelik bir hikayeyi 150 kelimeye indirmek kolay değil ama yapıldığında okura düşünmesi ve hikaye üzerinde yaratıcı olabilmesi için imkan sağlıyor” tezini savunuyor.
Onlara göre hikaye de o arada derlenip toparlanıyor ve daha dinamik hale geliyor.
Kısa yazmanın ipuçları şöyle verilmiş.
1. Hikayenin ortasından başlayın. Atmosfer ve karakter yaratmak için zamanınız yok.
2. Çok fazla karakter kullanmayın. Mikro yazılarda bazen isme bile ihtiyacınız olmayabilir.
3. Finalin yazının sonunda değil de ortasında olmasına özen gösterin. Finali ortaya yazarak okuyucuya kısacık hikayede de olsa düşünme, yaratıcı olma imkanı vermiş olursunuz.
4. Hikayeye harcadığınız kadar başlık için de vakit ve çaba harcayın.
5. Son cümleniz okurun aklında kalsın ve onunla yolculuğuna devam etsin. Hikayeyi sonlandırmasın ama okuru yeni bir yere götürsün.
6. Ve son ipucu. Önce uzun yazın, sonra kısaltın. Uzun yazıp kısaltmak önce zormuş gibi geliyor ama alışınca hem kolay hem de zevkli olduğunu göreceksiniz.
Paylaş