Bizim Angelina Jolie’ler

Cengiz Semercioğlu, Suriyeli mülteciler için Hatay’a gelen Angelina Jolie’den yola çıkarak bizim sanatçıların sosyal sorumluluk projelerinde yer almamalarından yakınmış.

Haberin Devamı

En çok da yapımcılara ve dizi oyuncularına yüklenmiş.
Haklı.
Sosyal sorumluluk projelerinde müzisyenler ön plana çıkarken sinema ve dizi dünyası biraz daha geride kalmış durumda.
Ama burada bir önder ve proje eksikliğinden dem vurmak lazım.
Yoksa kimsenin “ben almayayım, uzak durayım” dediği yok.
Tam tersine bir şeyle gittiğinizde yardım etmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bunu bizzat yaşadım.
Geliri HAÇİKO’nun (Hayvanları İlgisizlik ve Çaresizlikten Koruma Derneği) kampanyasında kullanılacak DMC etiketli “Hop Dedik Orda Kal” adlı albümün ilk klibi “Orda Kal Portakal” için başvurduğum yapımcılar, en yoğun dönemlerinde, dizilerine ara vermek pahasına yanımda olduklarını söylediler.
Birol Güven, “Çocuklar Duymasın seti senin, Tamer Karadağlı ve Hayal Garip oynamayı kabul ederse setimizi tepe tepe kullanabilirsin” dedi.
Tamer Karadağlı, kızıyla geçireceği tek boş gününde bizim için klip çekimindeydi. Hayal Garip de koşa koşa geldi.
Sıkı bir hayvansever olan Timur Savcı, “Kavak Yelleri” ve “Küçük Sırlar” setlerini, en yoğun dönemde bize açtı.
Sarp Apak ve Burak Özçivit, klibin çekimlerine katılmak için tatil günlerinden çaldı. Sadece klip çekimi sırasında değil, sonrasında da projenin duyurulmasında yardımcı ve yanımda oldular.
Yani demek istiyorum ki, bizdeki eksik niyet değil, STK’ların varlığı ve yönlendirme.
Bu arada yeri gelmişken bir duyuru daha yapayım.
Kimseye duyurmadan barınaklara maddi, manevi yardımda bulunan Ata Demirer’in de “Bir oyunumu HAÇİKO için oynayacağım, hayvanlar için başlattığınız projeyi sonuna kadar destekliyorum” demişliği var.
Yalnız değiliz yani.
Onlar da bizim Angelina Jolie’lerimiz işte.

Haberin Devamı

Okan Bayülgen ve Zaga Band

Okan Bayülgen’le yollarını ayırsalar da gönülleri bir olan Zaga Band’in ikilisi Yusuf ve Tuncer, bende ‘eskimeyen dost’ olarak kayıtlı.
Hani o aradan uzun yıllar geçse de kaldığı yerden, daha dünmüş gibi devam eden dostlardan.
Benim daha dün dediğim 20 yılı aştı tabii.
Üniversitedeyken kurduğumuz grubun ardından herkes kendi yoluna gitti. Sonra kısmet işte, “Disko Kralı”nda buluştuk.
Bizim grubun bateristi Yusuf, gitaristi de Tuncer’di. Yusuf ve Tuncer’in evi prova yerimizdi.
Az çekmedik komşularından. Yusuf o evde oturmaya devam ediyormuş, neyse ki komşular alışmış duruma.
Okan Bayülgen, nasıl vefalı bir dost olduğunun örneğini bir kez daha verdi.
Zaga Band geçen hafta “Disko Kralı” masasında, bu hafta da sahnede performanstaydı.
Murat Çopur, Yusuf ve Tuncer Tunceli’den oluşan gruptan “Eylül Akşamı”nı dinlerken kendimi nasıl iyi hissettim, nasıl gururlandım anlatamam.
Zaga Band’in, eski dostların ilk albümü “Z Raporu” piyasaya çıktı, haberiniz olsun, yolları açık olsun.
NOT: Zaga Band’in albümünün çıkış şarkısı “Machine in My Head”in klibi bir Okan Bayülgen projesi ürünü.
Bayülgen, internet üzerinden yaptığı sıra dışı bir girişimle kafasındaki makine klibini tüm Türkiye ile birlikte çekti.
Cumartesi “Disko Kralı”nda hep birlikte izledik. İmece usulü şahane bir şeymiş, tebrik ediyorum.

Haberin Devamı

İsmail YK ve bağlama

Disko Kralı’nda tanıştığım İsmail YK’yı sevdim gitti. Güler yüzlü, asil, saygılı, enerjisi yüksek.
Rol yapmıyor, kasmıyor, içinden geldiği gibi.
Ayrıca “Disko Kralı”nda gördük ki bağlamayı eline alıp, döktürebiliyormuş da.
Helal olsun.
Ve bir itiraf; hayata ve insanlara isyan eden şarkıları severim... “Allah Belanı Versin”i avaz avaz bağırarak söylemişliğim vardır.
Bazen, gerçekten öyle olmasını istemesek de, sadece rahatlamak için “Allah belanı versin” demek de gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları