Paylaş
Model’in solisti Fatma, cuma gecesi Jolly Joker’deki konserlerinde böyle bir çağrıda bulundu seyircilere.
Saat 01.30 civarıydı.
Aranan ilk iki eski sevgili açmadı telefonu; ya uyuyorlardı ya da konuşmak istemiyorlardı.
Üçüncü kişi açtı, hepimiz çok heyecanlandık tabii.
Ve Fatma telefona “Değmesin Ellerimiz” şarkısını söylemeye başladı.
Hep bir ağızdan söyledik hattın diğer ucundakine:
“Bitti mi hikâyemiz
Bu ne biçim son böyle
Değmez miydi sevgimiz
Savaşıp direnmeye...”
Model bunu her konserinden yapıyor ve yapmaya devam edecek.
İtiraf ediyorum, bu güzel harekete bayıldığım için dayanamayacağım ve ben de konserlerimde kullanacağım.
Her seferinde
Model’i anarak ve kendilerine teşekkür ederek tabii.
Bir teşekkür de güzel Jolly Joker konseri için tabii.
Fatma son derece sağlam, sempatik, enerji dolu bir solist, Model izlediğim en iyi gruplardan.
İlk fırsatta bir Model konserine gitmenizi şiddetli tavsiye ediyorum.
Sağlıktan başkası yalan
Antalya’da yaşayan çocukluk arkadaşım Seda aradı.
“Ömür üç gündür hastanedeydim, panik yapma diye haber vermedim. Kalp krizi geçirdim, damarım tıkanmış, stent taktılar” dedi.
Seda’nın bir an önce iyileşmesi için dua ederken bir yandan da nasıl olur dedim kendi kendime.
Seda daha 30’lu yaşların sonunda.
Turp gibi, neşeli, hastalığın yanından bile geçmeyeceğini düşündüğüm biri.
O benim için hâlâ sokakta seksek, 9 taş, pantolon yırtmaca oynadığımız Seda.
Ama biz büyüdük, hastalıklar bize yakışmasa da yanımıza yaklaşıyor.
Hayatta günlerimiz azaldıkça, o kalan günlerin ne kadar kıymetli olduğunu anlamamız lazım.
Küçük şeyleri dert etmenin ne kadar anlamsız olduğunu da.
Her şeyin başı gerçekten de sağlık.
Ares hapiste ölmesin
Ares, dünya tatlısı, iyi huylu, insan dostu bir pitbull.
Sahipleri onu iki aylıkken almışlar ve aile ortamında sevgiyle büyütmüşler.
Ares hiçbir zaman dövüştürülmemiş, kavga nedir bilmemiş, 6 yaşına kadar ailesiyle mutlu mesut yaşamış.
Ta ki komşu şikayeti ile evden götürülüp, İzmir Seyrek Barınağı’ndaki hücresine kapatılana kadar.
Ailesi çok uğraşmış oğullarına tekrar kavuşabilmek için ama ne yazık ki il kuruluna kaydı yapılmadığından dilekçeler, davalar sonuç vermemiş.
Son dört yılını kafeste, sevdiklerinden uzak, tek başına, neden oraya kapatıldığını anlayamadan geçiren Ares’in kısa bir süre önce kanser olduğu ortaya çıktı.
Yavrucağın muhtemelen çok az ömrü kalmış durumda.
Son günlerini sahibiyle ve evin çocuklarıyla geçirmek istiyor.
Burada bir hafta önce sahibi onu ziyarete gittiğinde çekilen fotoğrafı var.
Gözlerindeki “Beni buradan çıkarın, tekrar yanınıza alın” bakışına dikkatinizi çekmek istiyorum.
O, siz bu satırları okurken hücresinde sessiz bekleyişine devam ediyor olacak.
Hapisteki insanlar nasıl ki kanser olduklarında tahliye ediliyorlarsa, Ares de sahibine kayyum olarak verilebilir.
Biz HAÇİKO olarak başvurumuzu yapacağız.
Yetkililer sesimizi duysun.
Siz de bu yazıyı Facebook hesaplarınızdan herkesle paylaşın, lütfen Ares ve aynı onun gibi zararsız olup, sadece türü gereği kafeslerde ölüme terk edilen bütün yavrular serbest bırakılsın.
Paylaş