Paylaş
Bazı hayatlar çok da mutlu ilerlemiyor, ta ki melekler dahil olana kadar.
Kurucusu ve başkanı olduğum HAÇİKO (Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği) artık eskisinden çok daha fazla tanınıyor, biliniyor ve hayvanseverlerde güven yaratıyor.
Şu anda İstanbul’da sokak hayvanlarına yiyecek götüren, tedavi yerine ve oradan yeni sahiplerine ulaşımlarını sağlayan üç HAÇİKO arabası var.
Facebook sayfamız ve Twitter’daki
@hacikodernek hesaplarından bol bol bilgilendirme, bilinçlendirme, ihbar ve sahiplendirme yapıyoruz.
Derneğimizin avukatı Osman Serdar Uluç, işkence gören, kötü şartlarda bakılan hayvanlar için davalar açıyor.
Bugüne dek site yönetimleri tarafından evde birlikte yaşadıkları dostlarından ayrılmaya zorlanan pek çok aileye yardımcı olduk.
Belediye ve polisle işbirliği içindeyiz, yardımları yadsınamaz.
Derneğin gücü yettikçe sokak hayvanlarının tedavisi için çaba gösteriyoruz.
Madden ve manen çaresiz kaldığımız durumlarda da bize yardım melekleri el uzatıyor.
Yazının girişinde bahsettiğim hikâye, HAÇİKO yöneticilerinden Okan Oflaz’ın Bolluca ormanında yine HAÇİKO’nun en çok çalışan demirbaş isimlerinden Burhan Özkan tarafından bulunan ve bir süre bakılan felçli Golden cinsi köpeği İstanbul’a kliğine getirmesiyle başlıyor.
Balım adını koyduğumuz bu güzel hayvan felç olunca sahipleri tarafından ormana atılmış.
Vücudundaki derin yaraların iyileşmesi için zor ve uzun bir tedavi gerekiyor.
Hayli masraflı olan tedavide HAÇİKO’yla işbirliği içinde olan Anaconda kliniğinin sahibi veteriner hekim Erkan Morgül sadece yapılan testlerin ve işlemlerin parasını alacağını söyleyerek bizi en başından çok rahatlatıyor.
Birlikte çalıştığımız, internet sitemizde listesi olan HAÇİKO gönüllüsü pek çok veteriner gibi ona da binlerce teşekkür.
Çünkü şehrin dört bir köşesinde tedavi ettirdiğimiz ve masrafları boyumuzu fazlasıyla aşan pek çok HAÇİKO yavrusu daha var.
Balım’ın kaderi ise biraz farklı oluyor.
Anaconda’da pek çoğumuzun Duacı Hatun, Abiye Kuzu ya da Şahika olarak bildiği, benim hem oyunculuğuna hem de hayvanseverliğine hayran olduğum Binnur Kaya’yla karşılaşıyor çünkü.
Balım’a ve HAÇİKO’ya da destek vermek isteyen Binnur Kaya, Balım’ın masraflarını üstleniyor.
Balım o arada her geçen gün iyiye gidiyor ve bu noktada sıra yuva bulmaya geliyor.
HAÇİKO gönüllüsü Elif Welsh, Balım’a biraz uzaklarda ama emin ellerde, hayvanları çok seven bir ailenin yanında yuva buluyor.
Balım, Almanya’ya, yeni ailesinin yanına yalnız da uçmuyor üstelik.
Elif onunla Almanya’ya kadar gidiyor ve Balım’ı, buradaki fotoğrafta da görebileceğiniz gibi, şu anda hayatının en güzel günlerini yaşadığı yeni yaşamına teslim ediyor.
Dedim ya, bazı hayatlara melekler değiyor.Felç oldu diye ormana, ölüme atılan Balım’a dokunan tüm meleklere sonsuz teşekkürler.
Bence bu dünyada da ötekinde de sırtları yere gelmez.
Bağımsız sinema ve AVM’ler
Yurtdışından ödül alan bağımsız sinema örneklerinin, festival filmlerinin en büyük derdi, izleyiciyle buluşacak salon bulamamak.
Sabun köpüğü yerine ödüllü ve kaliteli filmler izlemek isteyenlerin derdi de bu filmlere kolay buluşamamak.
Peki 7-8 salonu olan AVM sinemaları en azından bir salonlarını bu filmlere ayıramaz mı?
Kanyon’da, City’s’de, Cevahir’de, İstinye Park’ta, Palladium’da gişe filmi yerine ödüllü, bağımsız film izlemek isteyen seyirciler olduğundan eminim.
Bu seyircilerin o salonları dolduracağından da.
Ve iddia ediyorum, o tek ve özel salon, izleyici sayısı açısından 7-8 salon arasında ilk üçe girer.
Keşke bir AVM bu dediğimi dinlese, en azından bir süreliğine denese...
Paylaş