Paylaş
Gel de feminist olma.
Gel de tırnaklarını çıkarıp bu erkeklerin karşısına dikilme.
Geçen gün Türk aynştaynı olarak bilinen Prof. Oktay Sinanoğlu canlı yayında eşine “boş kafa” diye hakaret etti.
İzlemediyseniz internette bulun, izleyin hemen.
Siniriniz zıplasın.
Karısı hoşuna gitmeyen “inovasyon” kelimesini kullanınca Türk aynştaynın içindeki maço ortaya çıkıyor.
Karısına sesini yükseltip “boş kafa” deyiveriyor.
Daha da sinir bozucu olanı bu hakaret karşısında karısının gıkının bile çıkmamış olması.
Kadıncağız, “tamam” diyor, susuyor.
Oktay bey profesör olmuş, okumuş yazmış ne fayda!
Ne de olsa o bir Türk erkeği.
Kadınları aşağılamaya alışmış bir toplumun üyesi.
Kadınlarımıza da susmak, boyun eğmek öğretilmiş.
Ama bunu değiştirebiliriz.
Ben kızımı tam tersi yetiştiriyorum, ona erkeklere boyun eğmeyi değil, ne olursa olsun kendi haklarını korumayı, dimdik durmayı öğretiyorum.
Ne mutlu bana ki babamdan böyle öğrendim.
Toplumun ilerlemesi için siz de babam ve benim gibi davranın.
Hakaret eden Oktay bey ve azarlanınca susan karısı gibi değil.
Ben bir çakalım!
“Çakal” dedi bana.
Tonton bir amcaydı halbuki.
Yavaşça yaklaşmıştı yanımıza.
Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ile Beşiktaş Belediyesi Hayvan Tedavi Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi’ni gezmiş, merkezle ilgili yeni bir proje üzerinde konuşuyorduk.
Tonton amca sokağın karşısındaki evde oturuyormuş.
Başkana “bu binayı buradan kaldırın, sokaktaki köpekleri de ormanda besleyin, pisliklerinden bıktım, evimin duvarlarına tüyleri yapışıyor” dedi.
Rehabilitasyon merkezi gayet temiz bir bina, dışarıya bir rahatsızlığı yok.
Baktım sokakta da sadece iki köpek var.
Üçüncüsü, sıkı durun şaka değil, ayağı sakatlandığında tedaviye gelip, işi bitince kendi sokağına geri dönüyormuş.
“Amcacım” dedim, “Bzim evde bu sokaktakinden daha fazla hayvan var, duvarlarımıza yapışan tek bir tüy de görmedim. Buradakiler insana alışmış hayvanlar, ormana gönderilmez. Beslemiyorsun, bakmıyorsun, bari kovmayarak sevap işle.”
Baktım geri değil ileri adım atıyor, köpekler de bakım evi de buradan gidecek diye tutturuyor, “İstersen rahat etmek için sen başka yere taşın” deyiverdim.
İşte o zaman tonton amca gitti, başkası geldi ve ben hemen “çakal” oluverdim.
Hakaret için kullanılan hayvan isimlerinden rahatsız olmadığımı anlatsam anlar mı acaba diye düşündüm.
Vazgeçtim.
Bir kaldırımda yatan iki masum ve zararsız köpeğe bir de onları oradan yollamak için canavarlaşan tonton amcaya baktım.
Çakallığımı kendileri dışında başka canlıları düşünmeyen insanlara yeğledim.
Nuri Bilge Ceylan
İyi eğitim, efendilik, sükunet, zeka, erdem, yetenek, centilmenlik, karizma, alçakgönüllülük, vatanseverlik, dürüstlük, doğruluk, hümanistlik...
Nuri Bilge Ceylan için sıralamasını yapamadım bunların.
Hepsi ve daha fazlası onda var.
Kendisi bu ülkenin başına gelen en iyi şeylerden biri.
Kaza, cinayet, doğal afet, her türlü talihsizliği ve olumsuzluğu yaşadığımız şu günlerde sadece aldığı ödül değil, ödülü alırken yaptığı konuşma da ilaç gibi geldi.
Cumhurbaşkanı seçimlerine katılsa kazanır demeleri boşuna değil.
Güzel ve yalnız ülkemizde Nuri Bilge Ceylan’ın filmlerinin, gün gelip kendisinin ödül alırken yaptığı konuşmalar kadar ilgi çekmesi dileğiyle.
Paylaş