Bağımsız filmler bağımlılık yaptı

Festivalle ilgili detaylı bilgiyi www.ifistanbul.com adresinden alırsınız. Ben size naçizane birkaç öneride bulunayım, seçim sizin.

Pazartesi Günkü Kız (The Girl From Monday)

İlk gösterimi geçen ay Sundance’de yapılan film sıcağı sıcağına !f’te. Bilimkurgu ritminde bir komedi olarak tanımlanan Hal Hartley imzalı Pazartesi Günkü Kız, insanların borsada alınıp satıldığı, insan değerinin ise cinsel aktivitelerle ölçüldüğü yakın gelecekte geçiyor.

Karşınızda Peter Sellers (The Life and Death of Peter Sellers)

Ünlü komedyen Peter Sellers’la ilgili her şey iki Altın Küre’li bu filmde var; BBC radyoculuğundan TV dünyasına geçişi, kaderinin aslında bir falcının elinde dönmesine ve Dedektif Clouseau tiplemesiyle Pembe Panter serüvenine kadar her şey. Geoffrey Rush’ın Peter Sellers’ı canlandırdığı yapımda Emily Watson ve Charlize Theron da var.

9 Şarkı (9 Songs)

Michael Winterbottom imzalı 9 Şarkı, iki gencin gittikleri konserleri, sevişmelerini ve bunlar arasındaki paralelliği beyazperdeye yansıtılıyor. Filmdeki sevişme sahnelerinin yönetmenin özenli çalışması sonucu pornoya kaymadığını belirteyim.

Kahrolası (Tarnation)

218 dolara mal olmuş bu belgesel festivalin en çarpıcı yapımlarından. Çalkantılı aile yaşamının, şifozreni tedavisi gören ve intihara kalkışan annesinin izleriyle yüzleşmek zorunda kalan Jonathan Caouette, 20 yıldır biriktirdiği malzemelerden müthiş bir biyografi çıkarmış.

İpler (Strings)

Bugüne dek çekilmiş ilk uzun metrajlı kukla filmi olan İpler vizyona girmeden önce !f’te. Danimarka yapımı bu büyüleyici film, epik bir hikayeyi kuklalar aracılığıyla anlatıyor.

Howl’un Yürüyen Şatosu (Howl’s Moving Castle)

Prenses Mononoke ve Ruhların Kaçışı’nı sevdiyseniz bu Hayao Miyazaki imzalı animasyonu da kaçırmamanız gerekiyor. Filmde 18 yaşındayken bir büyücü tarafından yaşlı bir kadına dönüştürülen kızın hikayesi var.

Günbatımından Önce (Before Sunset)

Gün Doğmadan’ın (Before Sunrise) devamı olan filmde, bir tren yolculuğunda tanışıp geceyi konuşarak geçiren ve kısa ama yoğun bir ilişki yaşayan Jesse ve Celine bir başka yolculukta buluşuyor.

Oscar töreninde sahne Beyonce’nin

Oscar törenleri, heykelciği havaya kaldıranlar kadar geceye katılanların kıyafetleri ve sahne şovlarıyla da konuşuluyor.

Bu sene Oscar gecesini renklendirecek isim ise Beyonce Knowles olacak.

Beyonce, 27 Şubat’ta yapılacak olan Oscar töreninde Oscar’a aday olan üç film şarkısı için sahne alacak. Operadaki Hayalet’te Minnie Driver’dan dinlediğimiz Learn To Be Lonely’yi ve Fransız filmi Les Choristes’ten Look To Your Path’i seslendirdikten sonra Kutup Ekspresi’nin Believe adlı şarkısı için Josh Groban ile düet yapacak.

Törende, The Counting Crows da Şrek 2’yle Oscar adayı olan parçaları Accidentally In Love’ı seslendirerek geceye renk katacak.

Motosiklet Günlüğü filminin aday şarkısı Al Otro Lado Del Rio’yu kimin söyleyeceği ise henüz kesinlik kazanmadı.

Hatırlarsanız geçen yıl En İyi Film Şarkısı Oscar’ını alan Into The West’i Oscar gecesi Annie Lennox seslendirmişti.

1934 yılından bu yana ödül verilen bu dalda geçtiğimiz yılların kazananları arasında Eminem, Elton John ve Bruce Springsteen gibi ünlü isimler bulunuyor.

Senarist çocuklar aranıyor

Çocuğunuzun hayal gücü geniş mi, güzel hikayeler ortaya çıkarabiliyor mu? İşte size, daha doğrusu ona bir fırsat. Garanti Mini Bank 2. Uluslararası Çocuk Filmleri Festivali kapsamında düzenlenecek ‘Filmimin Hikayesi’ yarışmasına başvurular başladı.

Garanti Bankası ile Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı’nın (TÜRSAK) işbirliğiyle gerçekleştirilecek festival 22-28 Nisan tarihleri arasında izleyicileriyle buluşacak.

1994-1998 yıları arasında doğmuş olan çocuklara açık olan yarışmada, genç yazarlar hayallerindeki film öyküsünü, en fazla 2 sayfa olacak şekilde yazıp 25 Mart 2005 Cuma gününe kadar, TÜRSAK Vakfı’na (G. Erol Dernek Sokak, Hanif Han 11/2 Beyoğlu 34433 İSTANBUL) taahhütlü postayla ya da hikaye@tursak.org.tr adresine gönderebilirler.

Jürinin değerlendireceği öyküler arasından seçilenler kitap olarak basılacak ve festivalin kapanışında dağıtılacak.

Leonardo’yla yola devam

Ünlü yönetmen Martin Scorsese, Leonardo DiCaprio’dan vazgeçmiyor. New York Çeteleri’nden sonra bu hafta vizyona girecek olan Oscar’ın en güçlü adaylarından The Aviator’da birlikte çalışan ikili şimdi de Akira Kurosawa’nın 1948 yılın yapımı Drunken Angel’ına el attı. Kurosawa’nın filmi savaş sonrası Japonya’sında geçiyor ve alkolik bir doktor tarafından tedavi edilen genç bir suçlunun hikayesini anlatıyor.

Scorsese ve DiCaprio bundan sonra Boston polisi ve bir İrlanda çetesi arasında geçen mücadeleyi anlatan The Departed’ı çekecek.

Beyaz perdeden inciler...

‘Eğer şans diye bir şey varsa, umarım benim yoluma çıktığında fark edecek kadar şanslı olurum.’ (Thirteen Conversations About One Thing, Yön: Jill Sprecher, 2001)

Bunu biliyor muydunuz?

Oscar töreninin yayın haklarını elinde bulunduran ABC televizyonu, olası küfürlü ya da uygunsuz konuşmaları kesebilmek için törenin canlı yayınını gecikmeli olarak ekranlara getirecek.