Paylaş
Teşekkür ederim arkadaşlar, niyetiniz her ne kadar aksi yönde olsa da yaptıklarınız bana yaradı. Şimdi pişman olabilirsiniz.
- Hülya Avşar’ın Çağatay Tosun’un “Derin Düşün-ce” filmini bir grup psikoloğa izletmesi ve rapor alması olay oldu. Niye anlayamadım. İnsan izlediği filmle ilgili uzman görüşüne başvurup, öyle karar veremez mi?
Elimde olsa filmleri psikologlar, felsefeciler, tarihçilerle izlerim. Boş boş konuşmaktansa bir bilene danışmak ne zaman tu kaka oldu acaba?
- Sinan Çetin, “Çanakkale Çocukları” filmi ile Antalya’da tepki aldı, bir daha Antalya’ya giremez bile dendi. Valla bütün illere giriyor da “savaşa hayır” söylemli filmiyle Antalya’ya niye giremiyor bir düşünmek lazım. Tepkileri abartmak yeni moda herhalde.
- 13 yaşındaki Abdülkadir Tuncer’in Kadir İnanır, Ercan Kesal gibi favorileri geride bırakarak en iyi erkek oyuncu seçilmesi eleştirildi. Katılıyorum; Abdülkadir Tuncer umut veren oyuncu ödülü almalı, büyük ödül ustalara gitmeliydi. “Oscar’da da çocuklar ödül alıyor” diyenlere, çocuk Oscar’larının sadece yardımcı rollerle sınırlı kaldığını ve buna rağman yine de çok tartışıldığını hatırlatmak isterim. Hadi çocuk oyuncu olayını geçtim, Abdülkadir’in ilk rolüyle büyük ödül almasının da bir açıklaması yok.
- Sevilay Yükselir’in, yaşam boyu onur ödülüne layık görülen İlyas Salman’la ilgili “Pardon İlyas Salman neyin onurunu taşıyor?” başlıklı korkunç yazısı, festival hakkında yazılan en sınırları aşan köşe yazısı oldu. Sinema Oyuncuları Sendikası, Oyuncular Meslek Birliği, Sinema Emekçileri Sendikası, Senaryo Yazarları Derneği, Sinema ve Televizyon Eserleri Meslek Birliği bir basın açıklamasıyla İlyas Salman’ın yanında yer alırken, Sevilay Yükselir’i de eleştirdiler. Usta ve emektar oyuncu İlyas Salman’ın maneviyatını, haklarını koruyan bu meslek birliklerini tebrik ediyor ve ayakta alkışlıyorum.
Gemiyle köpek kaçırma
Geçen hafta film gibi bir operasyon yürüttük.
Tuzla ve Maltepe’den toplanan sokak köpeklerinin, etleri ve kürkleri için Uzakdoğu’ya götürülmek üzere Malta bandıralı gemilere yüklendiği ihbarı geldi.
Sosyal medya ayağa kalktı.
HAÇİKO olarak nasıl bir yol izlememiz gerektiğini öğrenmek için hemen Hürriyet İstihbarat Müdürü Celal Korkut’u aradım.
“Savcılığa gidin, arama izniyle gemilere gidebilirsiniz” deyince, HAÇİKO temsilcisi Okan Oflaz soluğu savcılıkta aldı.
Sahil güvenliği alarma geçirdik.
Boğazlardan geçişi kontrol etmek için gerekli yerlere haber verildi.
İşte tüm bunlar olurken söz konusu gemilerin limandan ayrıldığı haberi geldi.
Ayrılalı üç-dört gün olmuş üstelik.
Sokak köpeklerinin toplanıp Uzakdoğu’ya satıldığı haberleri ilk değil.
Eminim son da olmayacak.
Tuzla Liman İşletmeleri Müdürü ile konuştum, “Kaçak olması çok zor” dedi ama denetimleri daha sıkı tutacağının sözünü de verdi.
Çin’e giden Nobel ödülü olsun, sokak köpeklerimiz bize kalsın lütfen.
Dudaklarınızda böcek kanı var!
Kıpkırmızı ruj almayın, sürmeyin.
Çünkü bu rujlar, bir böcek türünün ezilmesiyle elde ediliyor.
The Body Shop’larda koyu renkli, parlak ruj ve makyaj malzemesi bulunmamasının asıl nedeni bu işte.
Hayvanlardan elde edilen hiçbir ürünü satmıyorlar. Dahası hayvanlar üzerinde test de yapmıyorlar.
Her zaman hayvanlar üzerinde teste karşı araştırma girişimlerini destekliyorlar.
HAÇİKO olarak, PETA tarafından doğa ve hayvan dostu olarak nitelendirilen The Body Shop ile ortaklığa girdik.
En yakın zamanda bir The Body Shop mağazasına uğrayın ve kasadaki dudak kremlerinden (Dragonfruit Lip Butter) aldıktan sonra size verilen jetonu HAÇİKO kutusuna atın. Ne kadar çok jeton, o kadar çok yardım demek.
The Body Shop’lardaki projenin tüm geliri sokaktaki ve ormandaki hayvanların karınlarının doyması ve tedavileri için harcanacak.
Paylaş