Paylaş
Colin Firth’ün konuşma bozukluğu olan İngiliz Kralı 6. George’u canlandırdığı “The King’s Speech”, En İyi Drama dahil olmak üzere 7 dalda Altın Küre’ye aday.
Onu 6’şar adaylıkla Facebook’un kurucusunun hikayesini anlatan “The Social Network” ve Rocky tarzı bir boks filmi olan “The Fighter” izliyor.
“Inception” ve “Black Swan” de En İyi Drama kategorisinin diğer adayları arasında.
En İyi Komedi/Müzikal Film adayları “Elsewhere”, “Alice in Wonderland”, “Burlesque”, “The Kids are Allright”, “Red” ve “Tourist” olarak açıklandı.
Johnny Depp, hem “Alice in Wonderland” hem de “Tourist” filmindeki oyunculuğuyla iki adaylığa sahip.
Ama sanırım bu dalın duygusal kazananı “Wall Street” filminde Gordon Gekko’yu canlandıran ve halihazırda ileri evredeki kanserle savaşan Michael Douglas olacak.
Son olarak, Oscar’ın habercisi sıfatıyla anılan Altın Küre’nin bu repütasyonunu yitirmekte olduğunu da eklemeden geçmeyeyim. Geçtiğimiz 6 yıl içinde Altın Küre’den sonra Oscar’a uzanan tek bir film oldu, o da “Slumdog Millionaire” filmiydi.
Geçen yıl Altın Küre James Cameron’ın “Avatar”ına, Oscar ise Cameron’ın eski eşi Kathryn Bigelow’un “The Hurt Locker”ına gitmişti.
“Fena mı, aile içinde kalmış işte” derseniz o başka tabii, ama Altın Küre’yle Oscar, “Avatar”a karşı “The Hurt Locker” seçimden sonra ciddi bir yol ayrımına girdi.
Bakalım bu yıl ayrılan o yollar kesişebilecek mi?
Altın Küre’de ödüller 16 Ocak’ta Hollywood’da sahiplerini bulacak.
Çakal’daki türban meselesi
Çakal filminin ana karakteri, İsmail Hacıoğlu’nun muhteşem bir performansla perdeye taşıdığı Akın, birlikte kaçma teklifini reddeden sevgilisinin ardından, “altta (filmde başka bir kelime var ama buraya yazamadım) daracık kot, kafada türban, bu ne biçim şeyse!” diye bağırıyor.
Yok, “Çakal” İslam’ın tartışmaları irdeleyen bir film değil.
Kendini bulamayan, kaybolan, bocalayan, arada kalmış gençlerin filmi.
Arada böyle güzel dokundurmaları da var ama.
Şeklen dinci olan, olmak zorunda kalan, altına daracık, seksi bir kot giyip, başına türban takarak dünyanın en büyük ikilemini sergileyen bu insanlara selam çakmadan geçmiyor Çakal.
Sert, gerçekçi, rahatsız edici, etkileyici, çarpıcı bir film Çakal.
Yarın vizyonda, haberiniz olsun.
Küfür var, izlenmez!
Bazı sinema salonları “bu filmde çok küfür var izlenmez” diye Çakal’ı almamışlar.
Onlara, “Recep İvedik 2, Kutsal Damacana 2, Kolpaçino, GORA, Yahşi Batı gibi filmlerde de küfür vardı ama onlar haftalarca vizyonda kaldı, bu nasıl çifte standarttır” diye sormak lazım tabii.
İş yapacak komedi olunca küfre yol ver, söz konusu sert bir dram olunca “küfür var, kime seyrettireceğim ben bu filmi, izlenmez, alamayız” diye küfrü bahane et.
Oysa, koyarsın ‘artı 18’ uyarısını, oynatırsın filmi, öyle değil mi?
Ey benim güzel sinemalarım!
Bu arada, evet, Çakal’da küfür var, ama bu küfürler filmin olmazsa olmazı.
Suraltı serserileri, kenar mahalle delikanlıları, ağır abiler ve mafyanın hikayesini anlatan bir filmden kibar İstanbul Türkçesi beklemek komik olurdu zaten.
Paylaş