Aktörlerin kalbi camdandır

 Meral Okay’ın ölüm yıldönümünde onu anarken büyük bir aşkla bağlı olduğu eşi Yaman Okay için yazdıklarını okudum.

Haberin Devamı

İki âşık kavuşalı yıllar oldu.
Sevdaları ise satırlarda, cümlelerde yaşıyor.
Şöyle demişti Meral Okay:
“Bizim Yaman’la tarihe kayıt olarak düşeceğim hiçbir kavgamız olmadı... Aktörlerin kalbi camdandır. Çok çocuk, çok bebektirler.
Bunu gördüğüm için ben daha dikkatli davranırdım...”
“Aşk kendinden vazgeçme halidir, kendi benliğini ezmeden biz olabilme halidir. İnsan egosu denetlenmesi en güç olan şeydir. Bunu ancak aşk becerebilir...”
“Yaman’la her günümüz sevgililer günüydü. Eşine bu kadar çok çiçek getiren bir adam daha analar doğurmamıştır. Biz çok defa sabah uyanıp birlikte gün doğumunu seyreder, çingene vapuruna binip sabah erken Boğaz’ı turlardık.”
Ne güzelmiş ilişkileri, birliktelikleri, aşkları.
Var mı bunların üstüne çıkabilen?

Aşk Uykusu!

Haberin Devamı

Yukarıda Meral ve Yaman Okay’la mükemmel aşkı anlattım ya.
Şimdi ise gelelim günümüzde sıkça rastlanan hastalıklı ilişkilere.
Mehmet Coşkundeniz’in aynı adlı romanından uyarlanan “Aşk Uykusu” filminin adına bakıp aşk uykusu ne demek diye düşündüm.
İyi bir şey gibi geldi önce.
Aşka da uykuya da bayılırım ben.
Ama filmi izleyince aşk uykusuna yatmanın o kadar da iyi bir şey olmadığını anladım.
Aşk uykusundaki kişi doğruyu yanlışı ayırt edemiyor mesela.
“Adam seni umursamıyor, seninle ilgilenmiyor” desen “Yok o beni çok seviyor, biraz yoğun bu aralar” diye geçiştiriyor.
“Seni aldatıyor, başkasıyla beraber” desen “Geçici bir heves, ben onu çok seviyorum, başkası yüzünden ilişkimi bozacak değilim ya” diyor.
Şiddet görse bile “Ben onu kışkırttım, bu hale getirdim” diyecek kadar körleşiyor.
Aşk uykusu kabus gibi bir şey yani.
Bir an önce uyanmak gerektiğini çok iyi anlatıyor film.
Hâlâ vizyonda, özellikle kadınlar izlesin, kaçırmasın.

Kötü karakteri oynamak

İnsan sevmediği bir karakteri oynayan oyuncudan nasıl da nefret ediyormuş, çok iyi anladım.
Aşk Uykusu’nun galasında kızım Tayga da benimleydi.
Aynı salonda başroller Gökçe Bahadır, Alican Yücesoy ve Hande Subaşı da vardı.
İki sıra önümüzde oturuyorlardı.
Alican Yücesoy, iki kadını aynı anda idare etmeye çalışan adamı o kadar gerçekçi oynamış ki Tayga çıkışta Alican için “Ben bu adamdan nefret ettim, yüzüne bakasım gelmiyor” deyiverdi.
Alican sevinsin bu duruma.
Kadınların biraz nefretini kazandı belki ama ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Yazarın Tüm Yazıları