Paylaş
12’nci Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı’nı da bünyesine alan festivalin şehre getirdikleri gerçekten de anlatılmaz, yaşanır.
Renkli ve kalabalık bir festival olacağını bilmeme ve tahmin etmeme rağmen şehre ayak bastığım andan itibaren yaşadıklarım hayalimin ötesinde oldu.
İnsanların festival etkinliklerini kaçırmamak için kendilerine çizelgeler, takvimler hazırladığını gördüm. Çocuk, genç, yaşlı herkesin rengarenk festival ortamında sokaklarda olması ve az değil çok mutlu olması şahaneydi. Yollardaki aşırı kalabalığın şehrin sanatsal ritmine ayak uydurarak, birbirlerine saygıyı kusur etmeden yolunu bulduğuna şahit oldum.
Otellerin, restoranların, dükkânların, esnafın, tüm işletmelerin şehre içeriden ve dışarıdan akan kalabalığın, ki 1.5 milyon kişiden bahsediliyor, getirisi ile yüzünün güldüğünü gördüm.
Az değil şehir dışından 150 bin kişi festival için Adana’ya geldi, uçak ve otobüsler ek sefer koymak zorunda kaldılar.
Kültür sanatın konuştuğu ortamlarda kavga dövüşe yer yok, bir kez daha deneyimledim, festival kalabalık ama sakin geçti. Sadece yerli değil yabancı turistler de iyi festival nasıl yapılır, yaşanır ve yaşatılır görmüş oldular. Daha ne olsun...
360 derece festival
Adana’da, dile kolay, bin sanatçı, 150 bini şehir dışından gelen 1.5 milyon insanla buluştu.
Şehrin keyfini yaşayan, müthiş anılar ve anlar biriktiren bu 150 bin kişinin ilerleyen zamanlarda da Adana’ya tekrar geleceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Yani bir seferlik değil, ömürlük bir tanıtım ve ekonomik getiriden söz ediyoruz.
Dikkat çeken konser ve etkinliklerden sadece birkaçı buraya sığacak.
Solist olarak Öykü Gürman ve İsmail Altunsaray’ın katıldığı, Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ve Türk Dünyası Müzik Topluluğu dans sanatçılarının sahnede devleştiği Senfoni ile Neşet Ertaş Türküleri çok konuşuldu.
Festivale Türkan Şoray sohbetiyle ve sürpriz dansıyla damga vurdu.
Adana Müzesi’ndeki “Türkan Şoray ve Şoray Uzun söyleşisi” sırasında hayran bıraktı yine kendine.
Türkan Şoray’ı Yıldızların Altında Film Şarkıları projesi kapsamında ben de sahnede bol bol andım.
Adana Atatürk Parkı’ndaki konserde gerek “Dönüş”, gerek “Buruk Acı”, gerekse de “Kara Gözlüm” filmleri ve şarkılarıyla Türkan Şoray başroldeydi.
Devlet Tiyatroları da festivalde “Kadınlar, Filler ve Saireler”, “Majestik”, “Radyo-yu Hümayun”, “Yüzleşme” ve “Lobotomobilin Üç Seferi” adlı oyunlarla izleyenlere unutulmaz anlar yaşattı.
Uluslararası platformlarda eserleriyle büyük başarılara imza atan Refik Anadol’un “Makine Halüsinasyonları: Mercan Rüyaları” veri heykeli Anıt Müze’de sergilendi.
Yapay zekâ algoritması kullanılarak üretilen ve Atatürk’ün 16 festival şehrinde ziyaret ettiği önemli yapıları dijital destekli yapay zekâyla sunan “Atatürk Kültür Yolunda” Tren Garı’ndaydı. Restore edilerek müzeye dönüştürülen Milli Mensucat Fabrikası, sanatla ve sergilerle renklendi.
Dediğim gibi sayfalara sığmayacak etkinliklerden sadece birkaçı bunlar.
Adana’ya bu tabii ki ilk gelişim değil.
Ama pek çok ilki, benim gibi hisseden pek çok sanatseverle aynı duygularla bir ilk olarak bu sefer yaşadım. Konserler, tiyatrolar, dans gösterileri, konuşmalar, sergiler, heykeller, gastronomi, hepsi bir arada.
Şehirlerin ve insanların böyle geniş kapsamlı, 360 derece festivallere çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Sırada mayıs ve haziran aylarında Şanlıurfa, Bursa, Samsun, Trabzon ve Van var.
Türkiye Kültür Yolu’nu takipte kalın.
Paylaş