Paylaş
Rutine bağladılar, birileriyle sözleşmiş gibi belli aralıklarla istasyonda alıyorlar soluğu.
Geçen gün üzgün bir halde “Artık tren yok” dediler; “İki yıl boyunca tren yolu kullanılmayacakmış.
Açılana kadar ölür müyüz, kalır mıyız belli değil!”
Bizimkilere ve treni kullanan herkese müjdeyi buradan vereyim, hatta dahasını da söyleyeyim:
Evet, tren yolu bakıma alınıyor ama bu birkaç aylık bir süreç, sonrasında tekrar kullanılır hale gelecek.
Ve asıl bomba, yapımı üç yıldır süren hızlı trenin 29 Ekim’de hizmete giriyor olması.
5 milyar dolarlık proje, Türkiye’yi hızlı trene sahip olan sekiz ülkeden biri konumuna getiriyor.
İçinde 50 km’lik bir tünelin de olduğu sistemde makinist yok, her şey bilgisayarla yönetiliyor.
Bu da ölümlere neden olduğunu bir süre önce gördüğümüz insan hatasının sıfıra inmesi demek.
İçinde özel odalar ve restoranların da olacağı hızlı trenle İstanbul-Ankara arası sadece 3 saat olacak.
Uçakla Ankara’ya gidenler bilirler, havaalanından şehir merkezine ciddi bir mesafe vardır ve trafik de olduğunda uçak yolcuğundan fazlasını merkeze gitmek için harcarsınız.
Oysa trenle 3 saatte İstanbul’dan Ankara şehir merkezindeki garda olabileceğiz.
Üstelik hiç beklemeden, rötarsız!
Dahası da var; tren bileti fiyatlarının 70-80 lira civarında olması bekleniyor.
“Sadece İstanbul-Ankara arası mı?” diyecekler de vardır şimdi.
Tabii ki hayır.
Hızı saatte 250 km’ye varan trenle İstanbul-Sivas arası 5,5, İstanbul-Konya arası da 5 saatte alınabilecek.
2015’te açılması beklenen İstanbul-İzmir otoyolu ile 4 saate inecek olan İstanbul-İzmir yolu için de hızlı tren ihalesi yapılıyor bu arada.
Uçak ve otobüs yolculuklarına sağlam bir alternatif geliyor anlayacağınız.
Nerede emeğe saygı
Milliyet Cadde’den Vural Çelik haberi: “Vural Çelik, 11 yaşındayken gözleri görmeyen annesi ve küçük kardeşini terk eden babasına duyduğu öfkenin geçmediğini söyledi. Oyuncu ‘Yaşadıklarım yüzünden baba olmaktan korkuyorum’ dedi.”
Nerede mi dedi?
İşte o yazmıyor.
Bilmeyen, Milliyet Cadde’nin kendi haberi sanır.
Ama değil.
Bu cümleler, Vural Çelik’le Pazar Kelebek için yaptığım söyleşiden alınma.
Buna kısaca emeğe saygısızlık deniyor.
Daha başka şeyler de deniyor da buraya yazmayım artık.
Not: Milliyet Cadde, Vural Çelik’in Pazar Kelebek fotoğrafçılarından Sinan Özbalkan tarafından çekilen fotoğrafını da yine kaynak belirtmeden kullanmış. Gazeteyi böyle çıkarmak kolay tabii. Ama bir o kadar da değersiz bence.
Levent Kırca!
Levent Kırca’yı nasıl bilirdiniz?
Pek çoğumuzu güldüren usta komedyen.
Tonton adam.
Babacan insan.
Peki, “Tayyip Erdoğan’ın finali Adnan Menderes gibi olacak” dedikten sonra nasıl biliyoruz?
Güldürmeyen, düşündürmeyen, sadece sinir bozan komedyenimsi.
Öfkeli, şuursuz insan.
Provokatörün önde gideni ama asla hiçbir şeye öncü olamayacak olan.
Paylaş