1100 Euro’ya küfür yemek

Benim hikaye ise Çeşme 7800’den.
Olay, çocukların kumları yüzüne gözüne atmasından rahatsız olan bir kadın, küfürbaz çocuk ve ailesi arasında geçiyor.
Hem ev sahiplerinin hem de otel müşterilerinin ortak kullandığı plajda bir grup çocuk kum atma oyununu öyle bir abartıyor ki, güneşlenmekte olanlar durumdan rahatsız olup çocuklara kumun üzerlerine geldiğini, oyunlarını başka yerde oynamalarını söylüyor.
Çocuklardan birinin cevabı aynen şöyle; “Benim adım Kerim, seni ...”
Kadın şoke oluyor tabii ve çocuğa kızıyor. Çocuk gidiyor, bu sefer babası geliyor, hem de yanında iki adamla.
Adam “Buradaki evlerin sahibi biziz, verin şunların parasını, gönderin” diyor.
Neyse ki plajdaki diğer insanlar araya giriyor da ortam sakinleşiyor.
Günün sonunda otel müşterisi kadının ağzından çıkanlar şunlar: “Onlar ev sahibiyse biz de otel müşterisiyiz, günlük 1100 Euro verdiğiniz yerde, küfür yiyip rezil olmak böyle bir şey herhalde!”

Yazın korkuyoruz

Yaz ayları sinemanın ölü sezonudur.
Geçen haftalarda vizyona giren son Marvel hamlesi Ant-Man ve yarın gösterime girecek olan Görevimiz Tehlike 5 (Mission Impossible) gibi gişe filmleri dışında genelde korku filmleri alır sazı eline.
Daha doğrusu talep onlara yönelir.
Vizyonda Ayı Teddy 2, Kağıttan Kentler (Paper Towns) gibi sağlam filmler de varken gişe sıralamasında ilk 3’ün 2’sinin korku filmi olması bundan.
Box Office Türkiye sonuçlarına göre geçen hafta Türkiye’de en çok izlenen film Ant-Man oldu.
Onu yerli yapım korku filmi, cinli iblisli Deccal takip etti. Listenin üçüncü sırasında ise yine yerli bir korku filmi olan, yine cinli ve büyü temalı Siccin 2 var.

Ne olur bir kap su

Çok sıcak ve çok soğuk sevmem.
Kendim için değil onlar için.
Soğukta, karda, kışta sokaklarda nasıl barınırlar, donmadan nasıl yaşarlar diye düşünürüm.
Sıcakta ise içecek su bulamazlar diye.
Çöl sıcakları yaşanırken kapınızın önüne sokak hayvanları için bir kap su koymanın tam zamanı.
Bir saklama kabı, bir yoğurt kabı, illa ki bir şey vardır evinizde.
Hadi açın musluğu, doldurun, kana kana içsinler.

Twitter’ı dize getirdi

Rolling Stones dergisine kapak olarak derginin okurlarını dergiden soğutan Kim Kardashian bu sefer neyse ki doğru bir şey söyledi.
34 milyon takipçisiyle devlet başkanlarına bile fark atan Kim Kardashian’ın talebi, Twitter’a yazılanları düzeltebilme özelliği eklenmesi...
Taylor Swift tek bir tweet’iyle Apple Music’i nasıl dize getirdiyse, Kardashian’ın talebi Twitter’ı ayaklandırdı.
Twitter kurucusu Jack Dorsey vakit kaybetmeden cevap yazdı: “Müthiş fikir! Her zaman işleri hızlandırmanın ve kolaylaştırmanın yollarını ararız.”
Valla iyi de oldu, ben de bu durumdan muzdariptim zira.
Hızla yazarken yaptığım yazım hataları için artık tüm tweet’i silip yeniden yazmak zorunda kalmayacağım.
Aynı Instagram’da olduğu gibi yazılanı açıp üzerinde düzeltme yapabileceğim.

Sen misin duvara işeyen

San Francisco belediyesi duvara işeyenlerden öyle bir illallah dedi ki, sonunda çözümü buldu (sadece bu yılın başından bu yana çişli duvarımızı temizleyin diyen 375 talep gelmiş). Şehrin beş ayrı bölgesindeki duvarlara sürülen su geçirmez boya, çişin duvarda kalmasını engelliyor, bununla da kalmıyor, yapanın üzerine sıçramasını sağlıyor. Bir soruna çözüm aramak için o sorunun en fazla yaşandığı yere bakılmalı. Bu özel boya, duvara işeyenlerin bölgesi olarak bilinen Hamburg St. Pauli’den alınma.