ŞABAN Dişli olayı CHP Meclis Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kamuoyuna duyuralı tam 14 gün geçti. Bugün 15’inci gün...
İki haftayı devirdikten sonra Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu olayı duymuş olabileceği izlenimi veren bazı belirtiler var.
Rize’de hemşerilerine hitap ederken söylediklerinden Sayın Başbakan’ın "Tüyü bitmedik yetim hakkını kimseye yedirmeme" konusunda ısrarlı olduğunu bir kere daha öğreniyoruz.
Sayın Başbakan geride kalan bu 14 günlük tereddüdüyle ortaya koydu ki kendisi "yolsuzluk yapanın kellesini koparacak" lider değildir. Olsaydı, şimdiye kadar sürdürdüğü "babam olsa dinlemem" üslubuna uygun hareket eder, konunun hemen aydınlatılmasını sağlar ve tüm kamuoyuna -özellikle kendi dünyasının Ali Dibo’larına- "dürüst olmayanı yaşatmayacağını" gösterirdi.
Gerçi Sayın Erdoğan’ın bu konuda ne kadar isteksiz olduğunu görmek için bu olayı beklememiz gerekmiyordu:
TBMM’de son Bütçe Yasası görüşmeleri yapılırken, yani 4 Aralık 2007 günü Deniz Baykal’a; "Geçen dönemde ’Ali Dibo’ dediniz yattınız, ’Ali Dibo’ kalktınız, ama Hataylı sizin bu dediklerinizin hiçbirine itimat etmedi ve Hatay’da açık ara AK Parti birinci parti oldu" diyen, böylece "halkın yolsuzluk iddialarını önemsemediğini" ifade etmiş olan kendisi değil mi?
Erdoğan’ın bu konulara yaklaşımını görünce AKP programını kaleme alanlardan -DoğrucuDavut olduğu için son seçimde aday gösterilmeyen- Ertuğrul Yalçınbayır’ın anımsattığı bir konu daha da aydınlanıyor:
Yalçınbayır önceki günkü gazetelerden birinde, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Programı’nda, "Seçimle gelen herkesin kanunen vermek zorunda olduğu mal bildirimi şeffaf olarak kamuoyunun bilgisi ve denetimine sunulacaktır" dendiğini bildiriyor ama Erdoğan’ın bunun gerektirdiği yasa değişikliğini yapmaya katiyen yanaşmadığını belirtiyordu.
Buna da "muhalefet engel oldu" denemeyeceğine göre anlaşılıyor ki Erdoğan’ın "hortum kesme" edebiyatının gerçekle ve ciddiyetle ilgisi yoktur.
Aksi söz konusu olsaydı bugüne kadar herhangi bir AKP’li hakkında bir tane olsun "yolsuzluk" soruşturması yapıldığını görürdük.
Hadi biz göremedik diyelim. O zaman rakamlar bizi değil de AKP’nin yolsuzluğa izin vermediğini ileri sürenleri doğrulardı. Oysa dünya çapında yolsuzluk ve rüşvetle mücadeleyi amaçlayan sivil toplum örgütü Uluslararası Saydamlık’ın yayımladığı "Yolsuzluk Algılama Endeksi"nde Türkiye,2007 değerlendirmesine göre 180 ülke arasında 64’üncü sırada yer aldı.
Bir önceki yıl yani 2006’da yerimiz 60’ıncılıktı. Yani 4 kademe aşağı inmişiz.
Nitekim AKP’nin ilk iktidar yılı olan 2003’te yapılan ihalelerin 150’si iptal edilmişti. Oysa bu rakam 2008’de 1202’ye çıkmış, yani yolsuzluk tam 8 kat artmış. (20 Ağustos 2008, Cumhuriyet) Durum açık olduğuna göre Sayın Erdoğan acaba Bangladeş’teki yetimlerin hakkını mı koruyor?