ÜZERİNDE bugüne kadar çok kişi çok şey söyledi ama nedense hükümet mutfağında pişirilen yeni Anayasa değişikliği paketinin içeriği hakkında hâlâ kimse net bir bilgi alamadı. İlginçtir... Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de dün gazetecilere “Değişikliğe biz hazırız” dedi. Ama içeriğe hiç değinmedi.
Hazırsınız yani hangi maddenin ne şekilde değiştirilmesi gerektiğini biliyorsunuz, pazarlık masasında nereye kadar ödün vereceğinizi de kararlaştırdınız, ama elinizdeki paketi hálá kendinize saklıyorsunuz. Sonra da "her öneriye açık olduğunuzu" ilan ediyorsunuz.
Madem siz kaçınıyorsunuz o zaman bilinenlerden başlayarak şu "parti kapatma ile ilgili hükümleri Venedik Komisyonu kriterlerine uygun hale getirme" meselesine gelelim.
Venedik Komisyonu bilindiği gibi, demokrasiye geçmek isteyen eski Sosyalist Blok ülkelerinin Anayasa yapmalarına danışman olması için Avrupa Konseyi’nin oluşturduğu bir organ... Komisyonun elbet tavsiyeleri var. Hepsi bu.
Şimdi "Anayasamızdaki siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili hükmü, Venedik Komisyonu kararlarına uygun hale getirelim" diyenler sözde "demokratlık" taslıyorlar. Komisyonun "1999’da kabul ettiği bir raporda, siyasal partilerin ancak şiddet kullanmak yoluyla demokratik düzeni değiştirmeyi öngörmeleri halinde kapatılabileceklerini belirttiğini" vurgulayarak Türkiye’de de aynı kriterin geçerli olmasını istiyorlar.
Oysa uzun süre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Yargıçlığı yapan Rıza Türmen, Milliyet’teki3 Nisan 2009 tarihli yazısında "AİHM’nin ’Bir siyasal parti şiddete başvurmayı öngörmese de, demokrasiyle bağdaşmayan bir toplum ve devlet projesi benimsemişse kapatılabileceğini kabul ettiğini" yazdı.
Rıza Türmen, AİHM’nin kararında "Refah Partisi’nin tek başına iktidara gelmesi durumunda bu görüşlerini uygulamaya koyma olanağını bulacağını, o nedenle Anayasa Mahkemesi’nin bunu beklemeden partiyi kapatmasının doğru olduğunu belirttiğini" de vurguladı.
AİHM, Anayasa Mahkemesi’nin "Refah Partisi’ni kapatmasını bir de "Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı en temel ilkelerden biridir. Bu ilke, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkeleri ile uyum içindedir. Laiklik ilkesine aykırı davranışlar, sözleşmenin din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin 9. Maddesi tarafından korunmaz" diyerek yerinde bulmuştu.
Şimdi Venedik Komisyonu’na sığınanlar AİHM kararlarının oluşturduğu bu kriterleri geçersiz kılmaya çalışıyorlar. Ve o kriterler sanki "demokrasiye aykırı imiş" gibi konuşuyorlar. Dayanak olarak da Venedik Komisyonu’nun 13-14 Mart 2009 tarihinde kabul ettiği yeni bir raporu gösteriyorlar.
Gerçekten böyle bir rapor var. Bu raporda "siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılmasının istendiği" de doğru. Ama aynı komisyonun haddini aşmadığı yani "Kriterleri asıl AİHM kararları oluşturur" dediği de gerçek.
Tüm bunlar Refah Partisi’nin kapatılmasıyla ilgili gerekçelerle "kapatılmasına ramak kalan"Adalet ve Kalkınma Partisi’ni korkutabilir. Ama bir süre önce bu konuda AKP’ye açık çek veren Milliyetçi Hareket Partisi hálá aynı görüşteyse vaziyet o zaman vahimdir.