Unutulan husus

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın İstanbul’un varoşlarından Sultangazi’de yaşayan bir ailenin dördü çarşaflı, diğerleri türbanlı ve başörtülü bireylerini CHP’ye üye kaydettirmesi belli ki sadece Deniz Baykal’ı değil Başbakan Tayyip Erdoğan’ı da pek mutlu kılmış. Böyle bir tablodan kim memnun olmaz ki?

Haberin Devamı

Nitekim partisinin Meclis Grup toplantısında dün konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, bir süre önce "artık muhatap saymadığını ve saymayacağını" ilan ettiği Baykal’ı nerdeyse şefkatle bağrına basacakmış gibi konuşmuş:

"Bunlar beni sevindiriyor. Eğer hakikaten asil bir çıkışsa, bu değişim ve dönüşümü yapanları kutluyorum. Bu bir uyanıştır. Benim aziz milletim, kendisini tezyif eden bu çevrelere karşı hep cevabını verdi. Türkiye’yi bugüne kadar tanımayanlar vardı. Şimdi Türkiye’yi bütün gerçekleriyle tanımaya başladılar, bu güzel bir gelişme" demiş. Sonra da Baykal’ı yüreklendirmek için:

"Temennim odur ki bunun arkası da gelsin, kesilmesin. Olumsuz çıkışlar olacaktır. Sayın genel başkan boyun eğmemeli. Bunlar her yerde olabilir. Bundan sonraki süreçte bu duruş böyle devam ederse ülkenin birçok sorunu çok daha çabuk çözülür. Siyasetin temeli tutarlı, dürüst olmaktır. Uzun soluklu aynı çizgide yürüyebilmektir. Aksi hep kaybettirir" demiş.

Söze devam etmeden Deniz Baykal’ın da CHP Meclis Grubu’nda söylediklerini aktaralım. Baykal önce "O insanlar, CHP’yi bilerek, kabul ederek geldikleri halde, ’sizin bu partide yeriniz yok’ dediğimde, görevimi mi yapmış olacaktım?" diyerek kendini savunmuş. Sonra da:

"Bunların (başı örtülü kadınlarımızın) ezici bir çoğunluğunun Cumhuriyet, Atatürk, laiklikle ilgili problemi yok. Ama her vatandaşın siyasi hakkı gereği nasıl tercihleri olabiliyorsa, onlar içinde bazıları, devletin düzenine, anayasasına, laikliğe karşı olabilir. Hiç şüphe yok öyleleri de var. Türbanlı olanların içinde de devlet, Cumhuriyet, laiklikle ilgili sorunları olmayanlar da var" demiş.

Sözlerini, Türkiye’deki laik sisteme yönelik bir tehdidin varlığını kabul ederek bitirmiş:

"O tehdit kravatlı insanların kafasında, beyninde. O tehdit, Türkiye’de pek çok aydın gözüken insanın kafasında, Türkiye dışındaki ultra, süper aydın birtakım ülkelerin kafasında" demiş.

Böylece ortaya iki resim çıkmış oluyor:

Birincisi hem Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hem de Baykal’ın "türban" tartışmasını geride bırakacakları ve bunlar yerine Türkiye’nin başka sorunlarını çözmeye dönecekleri.

İkincisi, CHP’nin artık "üniversitedeki türbanı" sorun yapmayacağı.

Türkiye eğer onların çizdiği -veya umduğu- doğrultuda giderse, yani daha yaşamsal sorunların çözümünü hedefleyen bir siyasi zemine kavuşursak kim sevinmez.

Keza üniversitelerdeki türban yasağı kalkınca bir aşama sonra başı açıkların azınlıkta, türbanlıların çoğunlukta olduğu bir Türkiye ile karşılaşmazsak ona da eyvallah diyelim.

Diyelim de laik sisteme karşı tehdidin varlığını itiraf eden Baykal'ın bu tehdidi bertaraf edecek tek bir cümlelik çözüm yolu göstermeden attığı adımı neden isabetli sayalım? .Â

Yazarın Tüm Yazıları