Topyekûn seferberlik...

TÜRKİYE artık medeni dünyanın ve özellikle Avrupa’nın taşrası değil. Tam tersine Türkiye Avrupa’nın kendi meselesi, öz meselesi... Fransız Milli Meclisi o yüzden Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğini üç saat süreyle tartışıyor.

Almanya’nın en taze iç politika konusu Türkiye...

Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) lideri Angela Merkel, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üye olmasına engel olmak, ‘ayrıcalıklı ortaklık’ statüsü dedikleri bir yutturmacayla Türkiye’nin önünü kesmek için aylardır kampanya yürütüyordu.

Son gelen haberlerden anlaşıldığına göre ‘Türkiye aleyhinde imza kampanyası’ başlatma teşebbüsünden vazgeçmiş.

Çünkü Türkiye aleyhtarlığının Türkiye düşmanlığına dönüşebileceği ihtimali anlaşılıyor ki aklını başına getirmiş.

Biz bu gelişmeden memnunuz. Çünkü kamuoyu baskısı belli ki Bayan Merkel’i durdurmuş. Ama bunun geçici olup olmadığını bilmiyoruz.

Belki yeni bir sebep bulur aynı kampanyayı diriltebilirler.

Önemli değil demeye niyetliydik ama kabul edelim ki önemli... Daha doğrusu Türkiye’nin tanıtılması çok önemli.

Kanal D İcra Kurulu Başkanı Arzuhan Yalçındağ öncülüğünde oluşturulan ‘Avrupa Birliği için Türkiye Kadın Girişimi’ bu açıdan hepimize örnek olmalı... Çünkü Türkiye’nin -daha doğrusu Türk kadınının- tanıtılması için kimseden ne talimat beklediler ne de destek istediler. Bu ülkenin kadınının Avrupa ülkelerinin kadınından hiç de farklı olmadığını ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin en az Türkiye kadar Avrupa Birliği ülkelerine de yarar sağlayacağını anlatmak için program yaptılar, bir araya geldiler ve Brüksel’den başlayarak etkili gördükleri, bildikleri tüm kadınlara gerçeklerimizi anlatacak bir kampanyayı uygulamaya koydular.

Kadınlarımızın yaptığını tüm sektörlerimiz ve tüm kurumlarımız yapabilir. Yapamayanlar yapanlara destek verebilir. Tüm mesele kendi ulusumuza, kendi toplumumuza ve daha doğrusu ulusumuzun geleceğine karşı kendimizi ne kadar sorumlu hissettiğimizdir.

Yukarıda söyledik ... Türkiye artık Avrupa’nın en çok konuştuğu konular arasına girdi. Bu açıdan bir örnek verelim:

Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün Haziran 1990 ayı boyunca yabancı basın organlarında Türkiye konusunda çıkan haber ve yorumlarla ilgili bir araştırması var. ABD, Belçika, Federal Almanya, Fransa ve İngiltere’de yani Batı dünyasının lokomotifi sayılan 5 ülkede yayınlanan 33 günlük gazetede bir ay boyunca Türkiye hakkında topu topu 58 (yanlış okumadınız elli sekiz) adet haber ve yorum çıkmış. Bunlar içinde haber sayısı 33’ten ibaret. Ayrıntıya girmeden söyleyelim...

Türkiye’nin ne kadar taşra sayıldığını bu tablo göstermiyor mu?

Kimsenin ilgisini çekmezseniz sizi 22 Mart 2000 akşamı ABD’deki WLIW21 isimli TV kanalında yayınlanan ‘The American Armenians’ başlıklı programda olduğu gibi ‘Türkiye’de araba hırsızları parmakları kesilerek cezalandırılırlar’ diye tanıtırlar, siz de sesinizi bile duyuramazsınız.
Yazarın Tüm Yazıları