ZARAFETİYLE dünyayı kendisine hayran eden Başbakanımız Tayyip Erdoğan gerçekten bıktırdı:
İktidara geleli 6.5 yıl oldu. Bu 6.5 yılda belki 650 kere, "Hortumlarını kestik de ondan rahatsızlar" dedi. "Beni kızdırırlarsa marifetlerini açıklarım" dedi.
Geride kalan Eylül’de de "Beklesinler, gelecek hafta açıklayacağım" dedi.
Hepsi fos çıktı.
Her defasında "Neyse dilinin altındaki açıkla" dedik.
Duymazdan geldi.
"Bu ülkenin Başbakan’ının görevi bir yolsuzluk, bir usulsüzlük varsa onu cebinde taşımak değil, yetkilileri hareket geçirmek, yanlış yapan, yasa çiğneyen varsa ondan hesap sormaktır" dedik. Aldırış etmedi.
Dediği hafta da bitti. Kürsüye çıktı. Herkes gibi biz de merakla bekledik. Hiçbir şey çıkmadı.
Çıkmadığını yazanları "anlayışsızlıkla" suçladı.
Hadi onlar anlamadı... Peki bu devletin müfettişleri, savcıları da mı anlamadı?
Yoksa zaten ortada bir şey yoktu da o yüzden mi "sıfıra sıfır, elde var sıfır"la bugüne geldik.
Yukarıda "bıktırdı" demiştik değil mi?
Gerçekten 6.5 senedir aynı şeyleri söylemekten usanmamış olmalı ki, önceki gün Samsun’da halka hitap ederken yine bu konuya girmiş:
"Bunların (CHP’nin?) yandaş medyası niye rahatsız oluyor biliyor musunuz? Hortumları kesildi de onun için... Rahatsız olmalarının sebebi o! Onlarda her türlü suiistimal var. En sonunda bana onları açıklatacaklar. Diyecekler ki, ’Başbakan böyle söylüyor ama yapmıyor.’ Tamam! Beni o noktaya sevk edersen, onu da söyleyeceğim. Söylerim ve bundan rahatsız olma!"
Tamam efendim... Rahatsız olan filan yok. Dahası sadece çevremizdekiler için değil, tüm meslek dünyamız adına iddia edelim:
Kim hakkında ne biliyorsan, lütfen hemen, hatta mümkünse bu yazı yayınlanıncaya kadar da bekleme! Hepsini, ama hepsini... En küçük ayrıntısına kadar açıkla... Açıkla da -bize hitaben kullandığı deyimle söyleyelim- "zat-ı devletlerinin" kursağında bir şey kalmasın.
Halk da, kim suiistimal yapıyormuş, kim rant peşinde koşuyormuş, kim güç odaklarıyla ittifaklar kuruyormuş, kim kimin kara parasını aklıyormuş, kim ihale alma gerekçesiyle, üzerinde "tüyü bitmemiş yetimin" hakkı olan kamu parasını çalıyormuş hepsini öğrenelim.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar sayısız defa dile getirdiği tehdide rağmen kimsenin yakasına hálá bir tek somut örnekle yapışamamasının nedeni ne olabilir?
Elinde gerçekten kanıta dayalı hiçbir bilgi olmaması mı yoksa "Ya altından benim dünyama mensup isimler de çıkarsa?" korkusu mu?
Özellikle son günlerde basına yansıyan "Belediye Meclisi kararıyla plan değişikliği yapıp, yandaşlara havadan çok milyon liralı kazanç sağlama" türü -yasal kılıf giydirilmiş- yolsuzlukların inanılmaz derecede çok olması, doğrusu bu ikinci ihtimali daha güçlü kılıyor.
Eee... Buna "amca"ları sayesinde kısa zamanda "varlık" sahibi olan gençleri de ilave ederseniz, -nedense Başbakan onlara hiçbir konuşmasında değinmiyor- durum anlaşılır.