Siyasetçi hep aynı

BU sütunu izleyenler herhalde Amerika’da başlayıp dünyayı sarsan ekonomik krizi tahlil etmemizi beklemezler. Ama krizin bir başka boyutuna tanık olduk. Onu sizinle paylaşmak istiyoruz.

Önceki akşam CNN International’da bir ara ABD Başkanı George W.Bush’un yüzü geldi ekrana. Görmeye değerdi:

Başkan Bush bir ağır sıklet dünya boks şampiyonundan on raund boyunca dayak yemiş gibiydi. Beyaz Saray’da Ukrayna Cumhurbaşkanı Victor Yuşçenko’yu kabul ettiği sırada, Temsilciler Meclisi’nin "Kriz içindeki bankaları ve öteki kurumları kurtarmak amacıyla Hazine Bakanı’na 700 milyar dolar tutarında harcama yapma yetkisi veren" öneriyi 207’ye karşı 228 oyla reddettiği bilgisi gelmiş olmalıydı.

İyi anımsıyoruz... Bir okulu ziyareti sırasında 11 Eylül 2001 felaketini öğrenince meşhur "Haçlı Seferi" çağrısını aşağı yukarı aynı çehre ile yapmıştı.

Eminiz, ABD’nin Irak harekátını aktif şekilde desteklememizi öngören hükümet tezkeresi 1 Mart 2003 günü TBMM tarafından reddedilince de çehresi aşağı yukarı aynı olmuştur.

Ne yapalım? Yalanla iftirayla dünyayı aldatıp başka ülkelere sefer düzenlemeyi ve yüz binlerce sivilin ölümünü kendine hak görenlerin ara sıra böyle sıkıntılı günler yaşamalarında herhalde ilahi adaletin rolü vardır.

O meselenin bir tarafı... Bizim asıl üzerinde durmaya niyetli olduğumuz husus, yine CNN ekranından izlediğimiz Temsilciler Meclisi üyelerinin sözleri ve tutumuydu.

Canlı yayında tanık olduğumuza göre, öneri paketi reddedilince gerçekten ortalık bir anda karıştı. Wall Street’teki New York Borsası’nı izleyen muhabirler şaşkın ve perişandılar. Çünkü borsa birkaç dakika içinde nerdeyse dibe vurmuştu. Ne sorulsa "Bundan sonra ne olacağını kimse bilmiyor" cümlesini sık sık tekrar ediyorlardı.

En ilginci "ret" kararı yüzünden Temsilciler Meclisi’nin Demokrat ve Cumhuriyetçi kanat liderleri birbirine düşmüştü.

Cumhuriyetçilere göre Temsilciler Meclisi Başkanı (Demokrat) Nancy Pelosi hem 700 milyar dolarlık öneriyi destekler görünmüş hem de ikili oynayarak paketin reddine yol açmıştı.

Buna karşılık Demokrat üyeler, "Bu bizim değil Cumhuriyetçilerin önerisidir. Demokrat üyelerin yüzde 60’ı pakete ’evet’ oyu verdiği halde Cumhuriyetçilerin yüzde 60’ı ’ret’ oyu verdi. Bizi suçlayacaklarına 8 yıldır uyguladıkları politikalarla ABD ekonomisini iflas noktasına getiren yönetimi ve pakete ret oyu kullanan arkadaşlarını suçlasınlar" dediler.

O sırada Colorado’da konuşan (Demokrat) Başkan adayı Barack Obama da "Başkan olunca ben de ekonomiyi kurtaracak paket getireceğim ama Wall Street’teki para babalarını değil, ev alıp borç altına giren insanları kurtaracağım" diyordu.

Nitekim iki taraf da ötekini "ülke çıkarından önce parti çıkarını düşünerek hareket etmekle" suçluyordu.

Belli ki iki tarafın da asıl derdi paketin gerekliliği veya doğru olup olmadığı değil 4 Kasım 2008 günü hem 435 üyeli Temsilciler Meclisi’nin tüm üyelerini hem de yeni başkanı seçmek için sandık başına gideceklerden oy koparmaktı.
Yazarın Tüm Yazıları