Seçim kütükle başlar

HENÜZ tam anlamıyla gündemin ortasına gelmemiş olsa da 29 Mart 2009 günü yapılacak yerel seçimleri kıyısından kenarından konuşmayanımız kalmadı.

Seçim döneminin aşamaları var. Bunlara yeri gelince değiniriz. Ama hepsinin başında dün Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Aydın’ın da değindiği "seçmen sayısı" geliyor.

Seçmen sayısı bilindiği gibi Seçmen Kütüğü ile ortaya çıkıyor. Bizim sistemimizde Seçmen Kütüğü’nü düzenleme görevi 1961 yılından beri Yüksek Seçim Kurulu’na bağlı olarak görev yapan Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü’ne ait.

1961’den beri çok seçim geçirdik ama hálá güvenilir bir "Seçmen Kütüğü" düzenine kavuşamadık.

Bu konularda uzmanlığıyla tanınan Sayın Tarhan Erdem de Radikal’deki sütununda birkaç kere yazdı. Örneğin son nüfus sayımı ile ilan edilen seçmen sayısı rakamlarından ya birinin yahut ikisinin de sağlıksız olduğunu ileri sürdü. Gerekçesi de hem çok basit hem de çok sağlamdı:

Eğer nüfusumuz resmen ilan edildiği gibi 70 milyon 600 bin ise, 18 yaşından büyük yani seçmen sayılacak yaşa gelmiş insanlarımızın sayısı Yüksek Seçim Kurulu’nun geçen yıl (22 Temmuz 2007 seçimlerinde) ilan ettiği gibi 42 milyon 600 bin değil, 47 milyon kadar olmalıdır dedi.

Aynı mantıkla, "Eğer seçmen sayısı doğru ise, nüfusumuz 70 değil 63 milyon olmak gerekir" diye de resmin öteki açıdan nasıl göründüğünü anlattı.

Erdem gerçi, yetkilileri bu konuda kamuoyunu aydınlatmaya çağırdı ama bizdeki yetkililer "sağır" olmayı devlet adamlığı sandığı için kimseden ses çıkmadı.

Neyse ki Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Aydın’ın verdiği son bilgi, geçen yılki seçmen kütüğünü çöpe atıp yeni nüfus sayımına dayalı bilgiyi esas almamız gerektiğini ortaya koydu. Böylece önceki gün askıya çıkan Seçmen Listeleri kesinleşince seçmen sayısının 48 milyon 250 bini aşabileceğini öğrendik.

Peki bu kütük ve bu rakam ne kadar doğru derseniz, söyleyelim ki bizzat Yüksek Seçim Kurulu Başkanı da kendi kütüğünün yüzde yüz güvenilir olduğunu söyleyemiyor.

Aslında haklı:

Çünkü geriye doğru baktığımız zaman da böyle tuhaf farklılıklar görüyoruz. Örneğin seçmen yaşı dahil temel kurallarda bir değişiklik olmadığı halde 14 Ekim 1973’te yapılan milletvekili genel seçimlerindeki seçmen sayısı 16 milyon 798 bin iken, 5 Haziran 1977’de yapılan genel seçimde bu sayının 21 milyon 207 bine çıktığı görülüyor (Kaynak: Erol Tuncer, "Osmanlı’dan Günümüze Seçimler, TESAV yayınları).

Oysa daha önceki seçim aralarında seçmen sayısı, nüfusa paralel ve istiktarlı bir artış göstermiş. Örneğin önce ortalama 700 bin, sonra 1 milyonun az üstünde, bir basamak sonra 2 milyon kadar artış olmuş ama dört yılda yaklaşık 5 milyonluk sıçrama sadece 1973-77 arasında yaşanmış. İşin tuhafı bir sonraki seçimde yani 1983’te sayı 19 milyon 797 bine düşmüş. Biz de uyumuşuz.

Seçimin temeli sağlam olmayınca sonucu sağlam sayılabilir mi?
Yazarın Tüm Yazıları