NİYET bazen başka, sonuç başka oluyor. Bu sütunda dün okuduğunuz yazının konusu Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) dünyasında son zamanlarda beliren bir eğilimi irdelemekti.
AKP’nin tepesindekiler, parti hakkında "kapatılma" istemiyle dava açılmasına kızdılar ve "Biz de Anayasa’yı değiştirir, bu sürecin önünü keseriz" diye bir çalışma başlattılar ya...
Bu öneriyi eğer Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) desteklemezse, onlar da "halkoylamasına" gider, önerdikleri değişikliğin Anayasa hükmü haline gelmesini sağlarlarmış.
Mümkündür. Meclis’te 340 sandalyeleri olduğuna göre, 330’u aşan oyla kabul edilen Anayasa değişikliği önerileri için bu yol açık.
Lakin "referandum" deyince şapkayı önünüze koyup düşünmeden hareket etmemek gerekir.
Çünkü "referandum" yani "halkoylaması", demokrasinin öteki enstrümanlarından örneğin "oy verme"den, "gizli oy"; "genel oy"; "açık tasnif"; "parlamento"; "güvenoyu"; "yürütmenin sorumluluğu" gibi akla gelebilecek birçok örnekten farklı, daha doğrusu "artı"ları kadar "eksi"leri de olan bir kurumdur.
Daha açıkçası, "kullanılması özel maharet isteyen" bir enstrümandır. İyi kullananın elinde "demokrasiyi güçlendirir", çünkü o bir "yarı doğrudan demokrasi" kurumudur. İsviçre kantonlarında ve ABD’nin birçok eyaletinde hayli sık şekilde "referanduma" gidildiği ve tartışılan konuda halkın verdiği karara itibar edilmesi yerleşik bir usuldür.
Dahası, bizim 1961 ve 1982 anayasaları gibi tamamen yeni yapılmış anayasaların halkoylamasına sunulduğunun örnekleri az değildir.
Referandumun bir özelliği de demokrasinin ilk döneminden beri uygulanıyor olmasıdır.
Lakin referandum kötü niyetle kullanılmaya en müsait demokrasi enstrümanıdır. Popülist bir kurum olduğu için demagogların, diktatörlerin çok sevdiği ve en kötü emellerine "meşruiyet" kazandırmak için kullandığı silahtır. Özellikle Ortadoğu’da ve azgelişmiş demokrasilerde faşistleştirmenin güvenli yolu, halkı referanduma götürüp onun onayını almaktır.
Bunları neden yazdığımızı tahmin etmiş olmalısınız.
AKP yürürlükteki Anayasa hükümlerini, "değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen" temel maddeleri tartışılır hale getirmek gibi, hukuk devleti kurallarını işlevsizleştirmek gibi sonuçlar doğurabilecek değişiklikler için halkoylamasına gitmeyi aklına koyduğuna göre, eline aldığı enstrümanın tehlikelerinden, onun da kamuoyunun da haberdar olması iyi olur diye düşündük.
Not: "Hiç geri adım atmadan hedefe doğru gideceklerini" söyleyen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Basın Danışmanı Akif Beki dün telefon ederek, bu hedefin benim yazdığım gibi "belirsiz" değil tam tersine net olduğunu ve bizzat Başbakan tarafından "ülkenin itibarının yükselmesi; AB’ye girmesi; siyasetin normalleşmesi; krizlerin bitmesi ve hukuk devletinin çetelerden arınması" şeklinde özetlendiğini söyledi. Beki’nin bu uyarısını teşekkürle kayda geçiriyoruz. Uygulamayı izleyeceğiz. O.E.