SON zamanlarda bir "Osmanlı" lafıdır gidiyor. Bakıyorsunuz, Filistin’e -örneğin Gazze’ye- gitmiş bir gazeteci, sokaktaki bir yarı cahil Arap’ın lafını büyük bir iftiharla nakletmiş: "Keşke Osmanlı buraları terk etmeseydi de huzur içinde yaşasaydık."
Geliyorsunuz orada burada bir şekilde "Osmanlı" özlemi dile getirilmiş.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Batman’da halka "Devlet bizim iktidarımızda meşruiyet kazandı. Bizim iktidarımızda cumhuriyetimiz halka buluşuyor. Demokrasimiz meşruiyet zeminini güçlendirdikçe gayrimeşru alanlar daralıyor" demesinden mi cesaret aldılar nedir, (o söze sonra geleceğiz) AKP’nin dün yaptığı bir Kadıköy etkinliğinde birileri de Başbakan Tayyip Erdoğan’ı "Son Osmanlı Padişahı Kadıköy’e hoş geldiniz!" yazılı bir dövizle karşılamış.
Önce belirtelim. AKP teşkilatı bunun bir provokasyon olduğunu ileri sürdüğüne göre onlara yöneltilecek bir eleştirimiz yok.
Oysa anımsarsınız, birkaç yıl önce Ankara’daki Tandoğan Meydanı’nda rektörlerin ve üniversite öğrencilerinin katıldığı bir yürüyüşe birileri elindeki "Ordu Göreve" yazılı bez afişle katıldı diye bugünün "yandaş" kalemleri rektörleri suçlamak için demedik laf bırakmamışlardı.
Oysa o afişin de "provokasyon" amacıyla oraya getirildiği belliydi ve toplantıyı düzenleyenler hemen afişi toplattırıp açanı da meydan dışına attırmışlardı.
Hálá aynı olayla ilgili aynı iftirayı tekrar edip duranlar var.
Biz onları ulaşabilecekleri en yakın ayna ile karşı karşıya bırakıp konumuza dönelim:
Toplam 36 Padişah çıkarmış Osmanlı hanedanından Fatih Sulan Mehmet’i, hadi kılıçlarının hakkını vermek için Yavuz Sultan Selim ile bir de Kanuni Sultan Süleyman’ı ayırırsanız geriye kalan 33 Padişah’tan hangisini saygıyla, hayranlıkla, ileri görüşlülükle anacaksınız?
Kurucu tebaasını yani Türk halkını ezen ve azınlıklara ezdiren başka bir hanedan biliyor musunuz?
Tüm tarihinin üçte birini zilletle geçiren hangi hanedana özlem duyulabilir?
Hadi askeri alandaki yenilgilerini sineye çekmeye çalışalım. Tüm Osmanlı tarihinin medeniyete katkı anlamında ortaya koyduğu -Mimar Sinan’ın hepimizin göğsünü kabartan muhteşem eserleri dışında- ne vardır da biz bilmiyoruz?
Koskoca 600 yılı bir tek Sinan’la açıklayabilir miyiz?
Osmanlı’ya özlem ifade edenler özellikle son 100 yıllık dönemin en önemli konularında yabancı devlet elçilerinin, bizzat Padişah’tan ve Babıali’den yani hükümetten daha fazla söz sahibi olduklarını bilmiyorlar mı?
Sadrazamın ve/veya nazırların (bakanların) yabancı elçiler yerine sefaret tercümanları ile görüşmesini dahi içine sindirebilen bir yönetimin ve zihniyetin nesi özlenebilir?
Osmanlı Hanedanı yaşayanlarının bile özlemediği bir döneme duyulan bu hasretin altında onun yerine kurulan Cumhuriyetin bazı temel değerlerini hálá hazmedememek yatıyor olmasın.